AHZAB (18) 41-43.AYETLER

 

 

SES KAYDINI MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN  LİNKE TIKLAYINIZ:

https://yadi.sk/d/xBCVYjDico4mZ


AYET METNİ


33-Ahzab suresi 41. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا اللّٰهَ ذِكْرًا كَثٖيرًا

Yâ eyyuhellezîne âmenuzkurullâhe zikran kesîrâ.

Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin.


33-Ahzab suresi 42. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَصٖيلًا

Ve sebbihûhu bukratev ve esîlâ.

O’nu sabah akşam tespih edin.


33-Ahzab suresi 43. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

هُوَ الَّذٖى يُصَلّٖى عَلَيْكُمْ وَمَلٰئِكَتُهُ لِيُخْرِجَكُمْ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ وَكَانَ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَحٖيمًا

Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhû liyuhricekum minez zulumâti ilen nûr, ve kâne bil mué’minîne rahîmâ.

O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah, mü’minlere çok merhamet edendir.


 

AHZAB (17) 40.AYET

 

 

SES KAYDINI MP3 OLARAK İNDİRMEK VEYA DİNLEMEK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ

https://yadi.sk/d/kPB80crlco4pG


 AYET METNİ


33-Ahzab suresi 40. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

مَا كَانَ مُحَمَّدٌ اَبَا اَحَدٍ مِنْ رِجَالِكُمْ وَلٰكِنْ رَسُولَ اللّٰهِ وَخَاتَمَ النَّبِيّٖنَ وَكَانَ اللّٰهُ بِكُلِّ شَیْءٍ عَلٖيمًا

Mâ kâne muhammedun ebâ ehadim mir ricâlikum ve lâkir rasûlallâhi ve hâtemen nebiyyîn, ve kânallâhu bikulli şey’in alîmâ.

Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.


 

AHZAB (16) 38-39.AYETLER

 

 

SES KAYDINI MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ

https://yadi.sk/d/yknAiwzAco4rg


AYET METİNLERİ


33-Ahzab suresi 38. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

مَا كَانَ عَلَى النَّبِىِّ مِنْ حَرَجٍ فٖيمَا فَرَضَ اللّٰهُ لَهُ سُنَّةَ اللّٰهِ فِى الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُ وَكَانَ اَمْرُ اللّٰهِ قَدَرًا مَقْدُورًا

Mâ kâne alen nebiyyi min haracin fîmâ feradallâhu leh, sunnetallâhi fillezîne halev min gabl, ve kâne emrullâhi gaderam magdûrâ.

Allah’ın, kendisine farz kıldığı şeyleri yerine getirmesi konusunda peygambere bir darlık yoktur. Daha önce gelip geçen peygamberler hakkında da Allah’ın kanunu böyledir. Allah’ın emri, kesinleşmiş bir hükümdür.


33-Ahzab suresi 39. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

اَلَّذٖينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللّٰهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ اَحَدًا اِلَّا اللّٰهَ وَكَفٰى بِاللّٰهِ حَسٖيبًا

Ellezîne yubelliğûne risâlâtillâhi ve yahşevnehû ve lâ yahşevne ehaden illallâh, ve kefâ billâhi hasîbâ.

Daha önce gelip geçen o peygamberler, Allah’ın vahiylerini tebliğ eden, Allah’tan korkan, başka hiç kimseden korkmayan kimselerdir. Allah, hesap görücü olarak yeter.


 

 

AHZAB(15) 36-37.AYETLER

 

SES KAYDINI MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ

https://yadi.sk/d/BgQ7jLSyco4vU


AYET METİNLERİ


33-Ahzab suresi 36. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ اِذَا قَضَى اللّٰهُ وَرَسُولُهُ اَمْرًا اَنْ يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ اَمْرِهِمْ وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُبٖينًا

Ve mâ kâne limué’miniv ve lâ mué’minetin izâ gadallâhu ve rasûluhû emran ey yekûne lehumul hıyeratu min emrihim, ve mey yağsıllâhe ve rasûlehû fegad dalle dalâlem mubînâ.

Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.


33-Ahzab suresi 37. ayet (Genel: 33 – İniş: 90 – Alfbetik: 76)

وَاِذْ تَقُولُ لِلَّذٖى اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِ وَاَنْعَمْتَ عَلَيْهِ اَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَاتَّقِ اللّٰهَ وَتُخْفٖى فٖى نَفْسِكَ مَا اللّٰهُ مُبْدٖيهِ وَتَخْشَى النَّاسَ وَاللّٰهُ اَحَقُّ اَنْ تَخْشٰیهُ فَلَمَّا قَضٰى زَيْدٌ مِنْهَا وَطَرًا زَوَّجْنَاكَهَا لِكَیْ لَا يَكُونَ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ حَرَجٌ فٖى اَزْوَاجِ اَدْعِيَائِهِمْ اِذَا قَضَوْا مِنْهُنَّ وَطَرًا وَكَانَ اَمْرُ اللّٰهِ مَفْعُولًا

Ve iz tegûlu lillezî en’amallâhu aleyhi ve en’amte aleyhi emsik aleyke zevceke vettegıllâhe ve tuhfî fî nefsike mallâhu mubdîhi ve tahşen nâs, vallâhu ehaggu en tahşâh, felemmâ gadâ zeydum minhâ ve taran zevvecnâ kehâ likey lâ yekûne alel mué’minîne haracun fî ezvâci ed’ıyâihim izâ gadav minhunne ve tarâ, ve kâne emrullâhi mef’ûlâ.

Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir.