Kâlû rabbenâ emettenâsneteyni ve ahyeytenâsneteyni fa’terafnâ bi zunûbinâ fe hel ilâ hurûcin min sebîl(sebîlin).
1.
kâlû
: dediler
2.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
3.
emette-nâ
: bizi öldürdün
4.
isneteyni
: iki kere
5.
ve
: ve
6.
ahyeyte-nâ
: bizi dirilttin
7.
isneteyni
: iki kere
8.
fa’terefnâ (fe ı’terefnâ)
: böylece itiraf ettik
9.
bi zunûbi-nâ
: günahlarımızı
10
fe
: böylece, artık
11
hel
: var mı
12
ilâ hurûcin
: çıkışa, çıkış için, çıkmaya
13
min
: den
14
sebîlin
: bir yol
” (Kâfirler) dediler ki: “Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün, iki kere dirilttin, böylece günahlarımızı itiraf ettik. Artık (buradan) çıkmaya bir yol var mı?”
Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten fe ahyâkum, summe yumîtukum summe yuhyîkum summe ileyhi turceûn(turceûne).
1.
keyfe
: nasıl
2.
tekfurûne
: inkâr ediyorsunuz
3.
billâhi (bi allâhi)
: Allah’ı
4.
ve kuntum
: ve siz idiniz, oldunuz
5.
emvâten
: ölüler
6.
fe
: sonra
7.
ahyâ-kum
: sizi diriltti
8.
summe
: sonra
9.
yumîtu-kum
: sizi öldürecek
10
summe
: sonra
11
yuhyî-kum
: sizi diriltecek
12
summe
: sonra
13
ileyhi
: ona
14
turceûne
: döndürüleceksiniz/RÜCU ETTİRİLECEKSİNİZ
“Allah’ı nasıl inkâr edersiniz? siz ölü idiniz. Sonra sizi (kıyamet günü) diriltti. Sonra sizi öldürecek. Sonra sizi diriltecek. Sonra O’na döndürüleceksiniz/ RÜCU ETTİRİLECEKSİNİZ.”