Saffat (19.sohbet) 62-68.ayetler”zakkum ağacı”

SOHBETİ DİNLE:

SOHBETİ DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK :

https://yadi.sk/d/JDN03YyE3Rrjab


SAFFAT 62:

أَذَلِكَ خَيْرٌ نُّزُلًا أَمْ شَجَرَةُ الزَّقُّومِ ﴿٦٢﴾

E zâlike hayrun nuzulen em şeceratuz zakkûm(zakkûmi).

1. e : mı
2. zâlike : işte bu, bu
3. hayrun : daha hayırlı
4. nuzulen : ikram olarak, karşılık olarak
5. em : yoksa, veya
6. şeceretu : ağaç
7. ez zakkûmi : zakkum
” Nüzul (Allah’tan indirilen karşılık) İKRAM olarak bu mu; yoksa zakkum ağacı mı daha hayırlı?

wp-15159495819042064486529.jpg

Saffat (18.sohbet) 57-61.ayetler “evvelki ölümümüzden başka ölüm yok”

SOHBETİ DİNLE:


SOHBETİ DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK :

https://yadi.sk/d/LT77s2t93RecuH


wp-15159487273681746822869.jpg



wp-151594958190492245266.jpg


SAFFAT 59:

لَّا مَوْتَتَنَا الْأُولَى وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ ﴿٥٩﴾

İllâ mevtetenâl ûlâ ve mâ nahnu bi muazzebîn(muazzebîne).

1. illâ : hariç
2. mevtete-nâ : bizim ölümümüz
3. el ûlâ : ilk,EVVEL
4. ve mâ nahnu : ve biz değiliz
5. bi muazzebîne : azaba uğratılacak olanlar, azap edilenler, azap görecek olanlar
“Bizim EVVELKİ ölümümüz hariç. Ve biz azap görecek olanlar (da) değiliz.


MÜMİN 11:

قَالُوا رَبَّنَا أَمَتَّنَا اثْنَتَيْنِ وَأَحْيَيْتَنَا اثْنَتَيْنِ فَاعْتَرَفْنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلْ إِلَى خُرُوجٍ مِّن سَبِيلٍ ﴿١١﴾

Kâlû rabbenâ emettenâsneteyni ve ahyeytenâsneteyni fa’terafnâ bi zunûbinâ fe hel ilâ hurûcin min sebîl(sebîlin).

1. kâlû : dediler
2. rabbe-nâ : Rabbimiz
3. emette-nâ : bizi öldürdün
4. isneteyni : iki kere
5. ve : ve
6. ahyeyte-nâ : bizi dirilttin
7. isneteyni : iki kere
8. fa’terefnâ (fe ı’terefnâ) : böylece itiraf ettik
9. bi zunûbi-nâ : günahlarımızı
10 fe : böylece, artık
11 hel : var mı
12 ilâ hurûcin : çıkışa, çıkış için, çıkmaya
13 min : den
14 sebîlin : bir yol
” (Kâfirler) dediler ki: “Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün, iki kere dirilttin, böylece günahlarımızı itiraf ettik. Artık (buradan) çıkmaya bir yol var mı?”


BAKARA 28:

كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللَّهِ وَكُنتُمْ أَمْوَاتاً فَأَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمِيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيِيكُمْ ثُمَّ إِلَيْهِ تُرْجَعُونَ ﴿٢٨﴾

Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten fe ahyâkum, summe yumîtukum summe yuhyîkum summe ileyhi turceûn(turceûne).

1. keyfe : nasıl
2. tekfurûne : inkâr ediyorsunuz
3. billâhi (bi allâhi) : Allah’ı
4. ve kuntum : ve siz idiniz, oldunuz
5. emvâten : ölüler
6. fe : sonra
7. ahyâ-kum : sizi diriltti
8. summe : sonra
9. yumîtu-kum : sizi öldürecek
10 summe : sonra
11 yuhyî-kum : sizi diriltecek
12 summe : sonra
13 ileyhi : ona
14 turceûne : döndürüleceksiniz/RÜCU ETTİRİLECEKSİNİZ
 “Allah’ı nasıl inkâr edersiniz?   siz ölü idiniz. Sonra sizi (kıyamet günü) diriltti. Sonra sizi   öldürecek. Sonra sizi  diriltecek. Sonra O’na döndürüleceksiniz/ RÜCU ETTİRİLECEKSİNİZ.”

Saffat (17.sohbet) 47-56. ayetler

SOHBETİ DİNLE:


SOHBETİ DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK :

https://yadi.sk/d/aD2i2Mhw3RSmM3


wp-15159487273681746822869.jpg

Saffat (16.sohbet) 42-46.ayetler

SOHBETİ DİNLE:


SOHBETİ DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK :

https://yadi.sk/d/isgpceE_3RFahj


SAFFAT 42:

فَوَاكِهُ وَهُم مُّكْرَمُونَ ﴿٤٢﴾

Fevâkihu, ve hum mukramûn(mukramûne).

1. fevâkihu : meyveler
2. ve hum : ve onlar
3. mukremûne : ikram olunanlar
Ve meyveler, onlar ikram olunanlardır.


SAFFAT 43:

فِي جَنَّاتِ النَّعِيمِ ﴿٤٣﴾

Fî cennâtin naîm(naîmi).

1. : içinde
2. cennâtin : cennetler
3. naîmi : naîm, ni’metler
 Naîm cennetlerinde


SAFFAT 44:

عَلَى سُرُرٍ مُّتَقَابِلِينَ ﴿٤٤﴾

Alâ sururin mutekâbilîn(mutekâbilîne).

1. alâ : üzerinde
2. sururin : tahtlar
3. mutekâbilîne : karşılıklı
 Karşılıklı tahtlar üzerinde.


SAFFAT 45:

يُطَافُ عَلَيْهِم بِكَأْسٍ مِن مَّعِينٍ ﴿٤٥﴾

Yutâfu aleyhim bi ke’sin min maîn(maînin).

1. yutâfu : tavaf ettirilir, etrafında dolaştırılır
2. aleyhim : onların üzerine
3. bi ke’sin : kadehler ile, kadehler
4. min maînin :   kaynaktan
Onların etrafında  KAYNAKTAN (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.


SAFFAT 46:

بَيْضَاء لَذَّةٍ لِّلشَّارِبِينَ ﴿٤٦﴾

Beydâe lezzetin liş şâribîn(şâribîne).

1. beydâe : beyaz, berrak
2. lezzetin : lezzetli
3. li eş şâribîne : içenler için
 BEMBEYAZ  Berrak, içenler için lezzetli.