“SEBE (5.sohbet) 7. AYET/ (ktpçk-14)

Eûzubillâhimineşşeytânirracîm

Bismillâhir rahmânir rahîm


Sebe 5.Ders: 7.Ayetten itibaren;

Biraz evvel arkadaşlarla konuştuk, Ayetler arası kopukluk olmaması için şöyle hafif bir tekrarla beraber buraya gelelim…

Çünkü bırakın Ayetleri, Sureler bile kendileri aralarında bir bütünlük içerisinde her ne kadar kopukmuş gibi ayrıymış gibi gözükse de..

Geçen Haftada ;

Kendilerine ilim verilenler vardı;

 


34-Sebe Suresi 6. Ayet 

وَيَرَى الَّذٖينَ اُوتُوا الْعِلْمَ الَّذٖى اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ هُوَ الْحَقَّ وَيَهْدٖى اِلٰى صِرَاطِ الْعَزٖيزِ الْحَمٖيدِ

Ve yerallezîne ûtul ılmellezî unzile ileyke mir rabbike huvel hagga ve yehdî ilâ sıratıl azîzil hamîd.

Kendilerine ilim verilenler, Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu, mutlak galip ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna ilettiğini görürler.


Ondan önce Ayetleri aciz bırakmak için koşuşturup,uğraşıp duranlar vardı.Onları bir azaptan bahsediliyordu.


34-Sebe Suresi 5. Ayet 

وَالَّذٖينَ سَعَوْ فٖى اٰيَاتِنَا مُعَاجِزٖينَ اُولٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ مِنْ رِجْزٍ اَلٖيمٌ

Vellezîne seav fî âyâtinâ muâcizîne ulâike lehum azâbum mir riczin elîm.

Âyetlerimizi aciz bırakmak için gayret edenler, işte bunlar için de en kötüsünden elem verici bir azap vardır.


Ama kendilerine ilim verilenler , Rabbinden indirilenin HAK olduğunu görüyorlardı…Anlıyorlardı…

O Kitabın özelliği neydi…Aziz ve Hamid olan ALLAH’ın yoluna Hidayet ediyordu…Gösteriyordu.

Burada önemli unsur “AKIL” konusuydu geçen hafta.Aklı kullanmakla ilgili biraz bahsetmiştik.

ALLAH  Aklı biliyorsunuz ..”EMANET”olarakta vermiş insana ;

Hani biz Semavata,Arza ve Dağlara yük verdik EMANET i diyor ya;


33-Ahzab Suresi 72. Ayet 

اِنَّا عَرَضْنَا الْاَمَانَةَ عَلَى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالْجِبَالِ فَاَبَيْنَ اَنْ يَحْمِلْنَهَا وَاَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْاِنْسَانُ اِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا

İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli feebeyne ey yahmilnehâ ve eşfagne minhâ ve hamelehel insan, innehû kâne zalûmen cehûlâ.

Gerçekten Biz, emaneti; göklere, yeryüzüne ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten çekindiler. Ve korkup titrediler. Onu insan yüklendi. Doğrusu insan; pek zalim ve pek cahil oldu.


Emanetlerden birisi neydi?

  • Akıldı…

(Halifelik te vardı.. Halifelik üzerine daha çok durmuştuk) ama.. Akıl da bu Emanet üzerineydi..

İnsan yüklenince artık ne yapılıyor.. İrade veriliyor..Yani serbestlik veriliyor..

Şimdi diğer Mahlukata verilmeyen Akıl unsuru..veriliyor..Ama serbestlik de veriliyor..

Tamam Serbestsin diyor; ALLAH-U TEALA…

Belirli bir süre içerisinde fazla karışmıyor…Müdahale etmiyor…

Bunun nedenlerini biliyoruz..

Diğerlerine ise Semada ve Arzda olanlara ise de irade verilmeyenlere de “Emir” var.04:14

“Vahy” var “Emir” var..

Hud Suresinde var..

Bknz. İlgili Ayet Aşağıdaki gibi;


11-Hud Suresi 44. Ayet

وَقٖيلَ يَا اَرْضُ ابْلَعٖى مَاءَكِ وَيَا سَمَاءُ اَقْلِعٖى وَغٖيضَ الْمَاءُ وَقُضِىَ الْاَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ وَقٖيلَ بُعْدًا لِلْقَوْمِ الظَّالِمٖينَ

Ve gîle yâ ardubleî mâeki ve yâ semâu agliî ve ğîdalmâu ve gudıyel emru vestevet alel cûdiyyi ve gîle buğdel lilgavmiz zâlimîn.

Ve denildi ki: «Ey yer! Suyunu yut ve ey gök açıl.» Ve su kesildi ve iş icra edilmiş oldu. Gemi de Cûdi dağının üzerine yerleşti. Ve, «Zalimler olan kavim için uzaklık olsun!» denildi.


İnşikak Suresinde ne diyordu?


Bknz. İlgili Ayet Aşağıdaki gibi;


84-İnşikak Suresi 2. Ayet 

وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Ve ezinet lirabbihâ ve huggat.

Ve Rabbine itaat etti ve gerçekleştirdi.


Ama İnsanın Yaratıcısını inkara kadar, dinini yaşamama konusuna kadar ,irade serbestisesi var..

Ama bir gün bunların hesabı görülecek..

İşte O anlamda akıl , büyük bir nimet ama bir “Emanet” olarak veriliyor..

Aklını kullanmayanlara ne oluyor..

(Ahirette nelerle karşılaşacağını biliyoruz..Kur’an Ayetlerinden ama) …Yeryüzünde de yaşarken daha pislik bulaşıyor onlara.. Hani Yunus Suresi 100.Ayette işlemiştik.. (Yunus 100;Yunus balığı yüzüyordu ya…aklımızda kalması için)


Bknz. İlgili Ayet Aşağıdaki gibi;


10-Yunus Suresi 100. Ayet 

وَمَا كَانَ لِنَفْسٍ اَنْ تُؤْمِنَ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِ وَيَجْعَلُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذٖينَ لَا يَعْقِلُونَ

Ve mâ kâne linefsin en tué’mine illâ biiznillâh, ve yec’alur ricse alellezîne lâ yağgılûn.

Allâhı’n izni olmadıkça hiç bir nefs için iman edebilmek yoktur ve

akıllarını kullanmayanları O pislik içinde bırakır


Sistem içerisinde olan unsurlar o kişiye bulaşır..

ALLAH durup duruken pislik atmıyor..Yada pislik bulaştırmıyor..

Tamamen kendi iradeleri içerisinde akıllarını kullanmamalarından kaynaklanan her türlü negatif unusur onlara bulaşıyor..

Bunu her alanda görebilirsiniz..

Tıp alanında,Sosyal alanda  görebilirsiniz..Her alanda görebilirsiniz..

Zaten Ayetler formüldürBir yerde doğruysa başka yerde de doğrudur..,

İnsanlar akıllarını kullanmıyorlar.. belirli bir Ekollerin,belirli bir siyasi görüşlerin,belirli bir fikirlerin arkasına katılıyorlar..

Kur’an var önünde .. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) in metodu var..Uymamakla aklını kulanmıyor..Daha sonra da sistematiğin negatif unsurlarının pisliğinin içine bulaşmış oluyor..

Mesela Sosyal alanda bir yansıması bunun ..

Bunun gibi bir sürü örnek verilebilir..bunlara..

İşte bu aklını kullananlar da -Kur’an-ı Kerim in  Ayet-i Kerime de bahsettiği gibi AZİZ VE HAMİD OLAN ALLAH ın yoluna ilettiğini görenlere ALLAH-U TEALA bir ikramda bulunuyor..

(Geçen hafta biraz eksik kalmış..Not aldım..Geçen haftanın o idrak düzeyi ile şu anki idrak farklı olduğu için kelimeler oturmayabilir …İçinize girdiğinizde kelimeler daha iyi oluyor..Sonradan yamama gibi oluyor ama eksik kalmasın diye tamamlayayım..)

Şimdi orada Aziz ve Hamid ifadesi var..

Hani ;Ali_İmran suresi 18. ayettede izah etmiştik ..Ondada Aziz ve Hakim diyordu..


3-Ali_İmran Suresi 18. Ayet 

شَهِدَ اللّٰهُ اَنَّهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ وَالْمَلٰئِكَةُ وَاُولُوا الْعِلْمِ قَائِمًا بِالْقِسْطِ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ

Şehidallâhu ennehû lâ ilâhe illâ huve vel melâiketu ve ulul ılmi gâimem bil gıst, lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm. 

Allah, şehadet etti ki: Gerçekten O’ndan başka ilah yoktur. Melekler ve ilim sahibleri de adaleti ayakta tutarak buna şehadet ettiler; O’ndan başka ilah yoktur. O, Aziz’dir, Hakim’dir.


Aziz ;ALLAH-U TEALA :Yüce

Doğrularına tabi olanları da Yüceltiyor..

Hani demiştik Kişilere Aziz de denilebiliyor..Ünvan olarak..

O zaman sen gerek tefekkürle;İdrakla Yükseldiğinde Yükselmiş oluyorsun…Bakın yükselmiş oluyorsun..

Doğru tefekkürle ALLAH ın Ayetlerini , ALLAH ın sistemini doğru anlamakla …

Aziz olan ALLAH da Kitabın hikmetlerini gösteriyor..

Yani sen Kur’anın içerisine girip Tefekkür edersen ve idrakında yükseklik , artış olursa;

Azizul Hakim olanın Ayetlerinin Sırrından sen de hikmetlerin anlar düzeye geliyorsun..

Daha sonra buradaki Ayetteki Azizul Hamid’e yansıması ne oluyor?

Kur’andaki bu incelikleri anlayınca bu seni Hamd a götürüyor..

Çünkü neden EL HAMİD Esmasını açıklamıştık..

El Hamid Esması Kitaplarda ; Mahlukatın Hamdına , övgüye layık anlamında kullanılıyordu..

Ama bu biraz Tefsir , yorum neden?

“El-Hamid”de fail olan ALLAH.

Yani Hamd fiilini işleyen ALLAH.

Hamd fiilin ÖVMEK derseniz, Bizim anlayabileceğimiz ,en anlaşılır tanımı, “ÖVMEK” …

Demek ki ALLAH övüyor..

İnsanlar tüm mahlukat ALLAH ı övüyor..güya..Övmesi gerekiyor anlamında..08:50

Ama Asıl Esmanın inceliklerinde ALLAH ın övmesi var..

Peki ALLAH ın övmesi nasıl gerçekleşiyor..???!

Yarattığı her unsuru,övgü unsuru olacak şekilde yaratıyor..

Daha doğru bir ifadeyle, Yarattığı her şey övgüye layık..

Başka bir ifadeyle o kadar güzel yaratıyor ki..

İçerisinde İnsanların hayran kalacağı ..Hamd edeceği,,Sena edeceği değerler var..

O zaten var..

Bize düşen ne ?

Aklımızı kullanarak,yönelerek,tefekkür ederek bunlara ulaşmak

Yani İnsan yediğine bir bakmaz mı? diyor du


Bknz. İlgili Ayet Aşağıdaki gibi;


80-Abese Suresi 24. Ayet 

فَلْيَنْظُرِ الْاِنْسَانُ اِلٰى طَعَامِهٖ

Felyenzuril insânu ilâ taâmih.

İnsan, yediğine bir baksın!


Tamam yiyoruz bir şekilde de hep yiyorduk..Kafir de yiyor, münafık ta yiyor..

Aman Ya Rabbi bunları ne güzel Yaratmışssın ” dediğinde işte onları anlamaya giriyorsun..

İşte Hamid Esması’nın Tecellilerine girmiş oluyorsun..


Böyle bir girişten sonra 7. Ayet işleyelim İnşaallah.



Bismillâhir rahmânir rahîm.


34-Sebe Suresi 7. Ayet 

وَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا هَلْ نَدُلُّكُمْ عَلٰى رَجُلٍ يُنَبِّئُكُمْ اِذَا مُزِّقْتُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ اِنَّكُمْ لَفٖى خَلْقٍ جَدٖيدٍ

Ve gâlellezîne keferû hel nedullukum alâ raculiy yunebbiukum izâ muzzıgtum kulle mumezzegın innekum lefî halgın cedîd.

Küfredenler de dedi:Size haber getiren şahsın durumunu size gösterelim mi? Hepiniz didik didik parçalandığınız zaman, Gerçekten sizlerin yeniden topraktan yaratılacağınızı söyleyen kişiyi.


  • Ve gâlellezîne keferû; Küfür edenler dedi.
  • hel nedullukum alâ raculiy yunebbiukum; Size haber getiren O adamın,şahsın durumunu size göstereyim mi?delalet edeyim mi
  • izâ muzzıgtum kulle mumezzegın; Hepiniz didik didik parçalandığınız zaman ,parça parça olduğunuz zaman
  • innekum lefî halgın cedîd; Şüphesiz siz yeniden yaratılacağınızı söyleyen kişiyi(biraz yorumsal bunlar kelime kelime aynı değil)

Küfür edenler dedi ki;Size şu haber getiren şahsın durumunu göstereyim mi ?

(o kişi) diyorki hepimiz didik parçalandığımız zaman yeniden bir yaratılışla yaratılacaksınız…

Yani genel hatlarıyla şöyle bir değerlendirelim…

Kafir grupta olanlardan birisi ; bir sahne var..

Diyor ki ; Ya , yeni birisi çıkmış gördünüz mü?

Hani biz öleceğiz,parçalanacağız,kemik un ufak olacağız ya..

Ondan sonra tekrar yeniden dirileceğiz ya olur mu öyle bir şey …

Birisi çıkmış öyle diyor..

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kast edilen …

(:::::::::::::) (Müşriklerden birisi….)

Burada Kafir diyor ,Kur’andaki ifadesiyle Ve gâlellezîne keferû;ellezîne keferû demek küfür fiilini işleyen kimse küfür eden anlamına geliyor.. Bunun İsim hali Kafir….

Neyi kabul etmek istemiyorlar…???!

Diyorlar ki; Tamam biz öleceğiz,öldükten sonra her şey bitecek,yeniden dirilme yok ,deniliyor..

Peki bizim inancımıza göre ne var..???

Biz şuan yaşıyoruz…Fakat daha sonra bir dirilişimiz olacak..

Yeniden bir dirilmemiz olacak..

Peki bir Ayet söyleyeceğim..

Bizim bildiğimizden biraz farklı..Biz biliyoruz  gerçide..

BKNZ.Mu’min Suresi 11. Ayet


40-Mumin Suresi 11. Ayet 

قَالُوا رَبَّنَا اَمَتَّنَا اثْنَتَيْنِ وَاَحْيَيْتَنَا اثْنَتَيْنِ فَاعْتَرَفْنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلْ اِلٰى خُرُوجٍ مِنْ سَبٖيلٍ

Gâlû rabbenâ emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyni fağterafnâ bizunûbinâ fehel ilâ hurûcim min sebîl.

Diyecekler ki ya rab! Bizi iki öldürdün iki de dirilttin şimdi günahlarımızı anladık fakat var mı çıkmaya bir yol?


İki defa öldürdün , iki defa dirilttin..Şimdi biz ne biliyoruz..

Bir defa öldürüldük bir defa dirileceğiz..

Farkı ne bildiğimizden ..?!

Bir ölüm bir diriltme daha var demek ki..

Ayet öyle diyor ;Bizi iki öldürdün iki de dirilttin..Bu ne zaman denecek Ahirette denecek..

2. Sura üflenince ..

Geri sayalım bunların ne olduğunu bulmaya çalışalım..?!

Bir defa diriltiliyor mu?

2. Surdan sonra diriltiliyor..

1. diriltiliş o..Ondan evvel öldürüyor Rabbim ..Gerek İnsanın  gerek küçük kıyameti ,gerek büyük kıyameti ölüyor..

Bir diriltme ve bir ölme oldu..

Geriye ne kaldı..

Bir diriltme bir ölme daha var..

Diriltme ne olabilir ?

Bizim bu dünyaya diriltilmemiz..

Şimdi geriye ne kaldı..???Ölüm..

E demek ki biz bir ara ölmüşüz…

Ne zaman ölmüşüz???

Bunu destekleyen Ayetler var..

Mesela onlara bir bakalım..

Bknz;Bakara Suresi 28.Ayet 


2-Bakara Suresi 28. Ayet

كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللّٰهِ وَكُنْتُمْ اَمْوَاتًا فَاَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمٖيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيٖيكُمْ ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten feahyâkum, summe yumîtukum summe yuhyîkum summe ileyhi turceûn.

Allah’ı nasıl inkar edersiniz?Sizler ölüler idiniz size hayat verdi.Sonra sizi öldürecek,sonra sizi diriltecek,sonra ona döndürüleceksiniz.


ALLAH ı nasıl inkar ediyorsunuz ki,Siz ölü idiniz sizleri diriltti, Sonra sizleri yine öldürecek sonra sizleri yine diriltecek sonrada döndürülüp ona götürüleceksiniz..

Bak burada bunu destekliyor..Bak sonra diriltecek diyor..Ölme var..

Başında ne var ? 

Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten: ölüler idiydiniz diyor..

(Nerede ölüydük?aslında biz bunu konuştuk.. Hatırlıyor musun? ..”kalu bela” dan “elest meclisi”nden bahsederken … Ademe biliyorsunuz secde olayı gerçekleşti..


Araf Suresi 172.Ayet konuşmuştuk…


7-Araf Suresi 172. Ayet 

وَاِذْ اَخَذَ رَبُّكَ مِنْ بَنٖى اٰدَمَ مِنْ ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَاَشْهَدَهُمْ عَلٰى اَنْفُسِهِمْ اَلَسْتُ بِرَبِّكُمْ قَالُوا بَلٰى شَهِدْنَا اَنْ تَقُولُوا يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اِنَّا كُنَّا عَنْ هٰذَا غَافِلٖينَ

Ve iz ehaze rabbuke mim benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, elestu birabbikum, gâlû belâ, şehidnâ, en tegûlû yevmel gıyameti innâ kunnâ an hâzâ ğâfilîn.

Hem rabbın: Beni Âdemden, bellerinden zürriyyetlerini alıb da onları nefislerine karşı şâhid tutarak «rabbınız değilmiyim» diye işhad ettiği vakıt, «evet» dediler: «şâhidiz», Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu demeyesiniz.


Biz diyor Ademin sırtında zürriyetlerinden çıkardık diyor ve nefslerine şahit tutarak sorduk diyor…

Ben sizin Rabbınız değil miyim?

Bu Hayat değil mi? Canlılık değil mi ? Bir şekilde..

Ondan sonra nasıl oluyor?

Ademin beline onlar tekrar konuyor..Yani ölü hale geliyor..

  1. Ne oldu birinci ölüm işte bu ..
  2. Dünyaya Anne karnında “diriltilmiş” oluyor. ilk diriliş
  3. Şu an yaşıyoruz; sonra Öleceğiz…ikinci ölüm o ..
  4. Sonra tekrar diriltileceğiz .. Bu da ne ? ikinci diriliş !..

İşte Ayeti Kerime Kalu Bela olayının bu şekilde olduğunun ispatı..

Bunlar bu sıralamada…

Aynı mıntıkada değil..

Bu değişik mekanlarda değişik oluşlar..


Başka bir Ayette ;


45-Casiye Suresi 26. Ayet 

قُلِ اللّٰهُ يُحْيٖيكُمْ ثُمَّ يُمٖيتُكُمْ ثُمَّ يَجْمَعُكُمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَا رَيْبَ فٖيهِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Gulillâhu yuhyîkum summe yumîtukum summe yecmeukum ilâ yevmil gıyâmeti lâ raybe fîhi ve lâkinne ekseran nâsi lâ yağlemûn.

De ki size Allah diriltiyor, sonra sizi o öldürür, sonra da sizi Kıyamet gününe toplayacak ve lâkin nâsın ekserisi bilmezler


İlk Yaratılma varya …

Bakın ilk ölüm geliyor gördünüz mü?

Bu size bir şeyi çağrıştırdı mı?


Bakınız Aşağıdaki Ayete..


67-Mulk Suresi 2. Ayet 

اَلَّذٖى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْغَفُورُ

Ellezî halekal mevte vel hayâte liyebluvekum eyyukum ahsenu amelâ, ve huvel azîzul ğafûr.

O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.


Ölümü yaratan ve  hayatı yaratan..

Bakın ilk önce ölüm geliyor..

İşte Ayetler birbirini izah ediyor ve çelişmiyor ya burada..

Önce ölümden bahsediliyor..

  •  ilkin,ölüm…İlkin  diriltiliş ,değil.
  • ondan öncesi Yaratılış..Bakın ilkin canlılık , değil..

Bakara Suresinde değişik bir ifade var..


2-Bakara suresi 28. ayet (Genel: 2 – İniş: 87 – Alfbetik: 76)

كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللّٰهِ وَكُنْتُمْ اَمْوَاتًا فَاَحْيَاكُمْ ثُمَّ يُمٖيتُكُمْ ثُمَّ يُحْيٖيكُمْ ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ

Keyfe tekfurûne billâhi ve kuntum emvâten feahyâkum, summe yumîtukum summe yuhyîkum summe ileyhi turceûn.

Allah’ı nasıl inkar edersiniz?Sizler ölüler idiniz size hayat verdi.Sonra sizi öldürecek,sonra sizi diriltecek,sonra ona döndürüleceksiniz.


Sizi dirilten nasıl inkar ediyorsunuz?Sonra sizleri öldürecek sonra yine diriltilcektir.. burası çok ilginç summe ileyhi turceûn. En sonunda ona döndürüleceksiniz..

Bakın ondan sonra ölüm yok.. Ama ebedi yaşayacaksınız da demiyor..

“İleyhi turceun” sonunda Ona döndürüleceksiniz diyor..

Hani Bir ara Cehennem sonlu mu sonsuz mu diye bir konu  işlemiştik ya ..

Adem Kıssasında; Summe ileyhi turceûn; Sonrada Ona döndürüleceksiniz..

Bir bitiş var..Ama bu ölüm şeklinde değil..Dönüş şeklinde… Kime dönüş? ALLAH a.. İleyhi denilen O’na.

(Belirli bir zamana kadar diye bir Ayet var..)


  •  11-Hud Suresi 107. Ayet 

خَالِدٖينَ فٖيهَا مَا دَامَتِ السَّمٰوَاتُ وَالْاَرْضُ اِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ اِنَّ رَبَّكَ فَعَّالٌ لِمَا يُرٖيدُ

Hâlidîne fîhâ mâdâmetis semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuk, inne rabbeke fağ’âlul limâ yurîd.

Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedî olarak kalacaklardır. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır.

  • 11-Hud Suresi 108. Ayet 

وَاَمَّا الَّذٖينَ سُعِدُوا فَفِى الْجَنَّةِ خَالِدٖينَ فٖيهَا مَا دَامَتِ السَّمٰوَاتُ وَالْاَرْضُ اِلَّا مَا شَاءَ رَبُّكَ عَطَاءً غَيْرَ مَجْذُوذٍ

Ve emmellezîne suıdû fefil cenneti hâlidîne fîhâ mâdâmetis semâvâtu vel ardu illâ mâ şâe rabbuk, atâen ğayra meczûz.

Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedî kalmak üzere cennettedirler. Ancak Rabbinin dilemesi başka. Bu, onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir.


Zaten arkadaşlar;Bu ilkokul mantığı daha evvel konuştuk..

Bakın El-Evvel ne demek? ALLAH ın ismi ?

  • Hiçbir şey yoktu; o vardı..

El Ahir ne demek ? El Baki ne demek?

  • Herşey yok olacak ..ALLAH ın zatı baki olacak..

Yani bunun dışında bir şey olamaz ki..

Eğer Sen Cennette ebedi olarak kalacağını düşünüyorsan ..Kendini ilahlaştırmış oluyorsun ..Böyle bir sistemde!!!

(Bu coğunda bu mantık var…)

Çoğunlukta var ama Ana mantığa aykırı…

(Ayetlerde ebedi kalacak diyor ya ..O yüzden…)

O ebedilik o kelime yanlış anlaşılıyor..

Uzaya ne deniyor ? Sonsuz deniliyor..

Sonsuz mu? Değil..Bir sonu var…En azından boyutsal olarak bir sonu var..

Ama Biz idrakımızın çok çok ötesinde olduğu için ona biz sonsuz diyoruz..

Sürekli genişleyen bir kavram olduğu için sonsuz diyoruz..

Ama öleceksiniz ,değil..İnsanlar ölmeye takılıyor..

Yani Ben eğer Cennette sonsuz olarak kalamayacaksam ..ee ben öleceğim..diyor..Endişe edilen,korkulan bu..

ALLAH U TEALA burada açıklıyor;”İleyhi Turceun” Ona döndürüleceksiniz..

Nasıl ki herşey yaşamın  en başında ALLAH “kun fe yakün” dediğinde çıktı ya…

İşte aslına dönecek herşey..

Ben bunları niye anlattım..

İşte buradaki biz o ölüm..diriliş sürecinin içerisindeyiz..

Burada;


34-Sebe Suresi 7. Ayet 

وَقَالَ الَّذٖينَ كَفَرُوا هَلْ نَدُلُّكُمْ عَلٰى رَجُلٍ يُنَبِّئُكُمْ اِذَا مُزِّقْتُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ اِنَّكُمْ لَفٖى خَلْقٍ جَدٖيدٍ

Ve kâlellezîne keferû hel nedullukum alâ raculiy yunebbiukum izâ muzzıgtum kulle mumezzegın innekum lefî halgın cedîd.

Küfredenler de dedi:Size haber getiren şahsın durumunu size gösterelim mi? Hepiniz didik didik parçalandığınız zaman, Gerçekten sizlerin yeniden topraktan yaratılacağınızı söyleyen kişiyi.


“Ve gâlellezîne keferû”;derken Kafirler diyor diyor bakın..Müşrikler demiyor bakın..Kafirler diyor bakın..

Bu kelimenin sırrına girdiğimizde ne demiştik; KE-FE-RE  ;Tamamen inkar etmek anlamında değil..

KE-FE-RE Arapçada üzerini örtmek anlamındaydı..Şimdi üzeri örtülen birşeyin altında birşey var..

Hani bir şeylerin insanlar farkında, gerek bilinç, gerekse bilinçaltı gerek altbilinç düzeyinde farkındalar bunu örtüyorlar..

Peki nereden farkındalar….

Şimdi Kalu Bela olayına geri dönelim..

O Melekut Aleminde,bizim bir Yaratılmamız var ise;

orada bizim şuan anlayamasak ta, bizim  bir bilincimiz yok muydu?  Vardı..

  • O bilinç işte Ruhlar Alemindeki bilinç …

daha sonra Cennet Alemine indiriliyor muyuz?Ademin sırtında..

O Yukardaki bilinç ne oluyor.??!!?!

  • Alt bilinç olarak Cennet aleminde oluyor..

Hz. Adem (aleyhisellam) örnek sayarsak..

Hz. Adem (aleyhisellam) Cennette bir bilinci var…

Ama bir üst boyuttaki Ruhlar Alemindeki bilinci artık bir alt bilinci olarak kalıyor ve bu şekilde yaşıyor..

Orada yaşanan olaylar çok net değil ama bir şekilde bilinçaltı boyutuyla, oranın bilinçaltı boyutuyla yaşıyor..

Peki Hz. Adem (aleyhisellam) hata işliyor..Agaca yaklasıyor

İN/ “ihbit” emriyle ..dünyaya iniyor

  • Artık Cennetteki bilinç, bu alemdeki bilinçaltı oluyor..
  • Ruhlar alemindeki bilinç,bu alemdeki  altbilinç oluyor..  22:48

Peki hangi bilinçle yaşanıyor dünyada?

Biz dahil bilinç düzeyinde ..

Yani bilinç düzeyi..Bilinçaltı düzeyi..Ve alt bilinçle beraber yaşıyoruz..

  • Alt bilinç -Ruh boyutuyla ilgili ..Ruhumuzla ilgili..
  • Bilinçaltı -bizim nefsimizle ilgili..Cennette biliyorsunuz Nefs kavramı devreye giriyor..
  • Bilinç -Şu anki bedenimizle ilgili.. aklımızla beraber biz bilincimiz var..

Şimdi yaşayan her insanda bu sistem işlemiyor mu?

İşliyor..

Bilinçaltı bir şeylerin farkında değil mi?Hatırlamıyor mu? Bilinçaltı düzeyinde olsa..

Ruhlar aleminde yaşamış..Bir şeylere şahit olmuş …olan o alt bilinç te o insanda değil mi?

Derinleri biliyor..

ama aklı örtüyor..

Niye eğer o iman ettiğin yerin gereklerini yapmaya kalksa ..

Tamam böyle yaşayım dese…

Adamın Bütün hayatı değişecek ya..

Yalan söyleyemeyecek..

Kimseyi aldatamayacak..

ALLAH herşeyiyle görüyor..

Hesap var..Kur’anda yazan emirler var..Sünnet var..Farzlar var..

Nasıl bir yaşantıya girecek bir düşünsene..

Adama ağır geliyor..

O yüzden hangi yol metoda giriyor??

Örtme metoduna giriyor..

Örterek gerçeklerin üzerini örterek kendini kandırıyor..

ALLAH’ı kandıramaz zaten..

Çünkü sistemi Yaratan ALLAH …

İşte o yüzden küfür edenler dediği o..

Üzerini örtenler..

Üzerini örtenler ne diyor muş?

Size gösteriyim mi diyor bir adamı?Ki Size o haber getiriyor..

Bir kere delle( Ar dalīl دليل [#dll faˁīl sf.] yol gösteren, kılavuz < Ar dalla yol gösterdi, işaret etti) fiili işaret etmek göstermek anlamına geliyor..

Hidayete benzer bir yapı ama  zıttı gibi hidayette ne var?

Bir arkadaş tespit etmiş..Güzel bir yorum olarak geldi bana..

Hidayette ;yolu gösteriyor,yolu tarif ediyor..

Şuradan şöyle git,böyle git bulursun yolu diyor..

Hidayet bu…

Ama delalet etmek anlamında gibi göstermek ne?

İşin içinde Gel seni götüreyim diyor..

Bu 2 yerde geçiyor..

Şeytan; Adem ve Havva ya diyor ki Rabbınızın şu ağaca size neden yasak ettiğini delalet ediyim mi diyor..


7-Araf Suresi 20. Ayet 

فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِىَ لَهُمَا مَا وُرِىَ عَنْهُمَا مِنْ سَوْاٰتِهِمَا وَقَالَ مَا نَهٰیكُمَا رَبُّكُمَا عَنْ هٰذِهِ الشَّجَرَةِ اِلَّا اَنْ تَكُونَا مَلَكَيْنِ اَوْ تَكُونَا مِنَ الْخَالِدٖينَ

Fevesvese lehumeş şeytânu liyubdiye lehumâ mâvûriye anhumâ min sev’âtihimâ ve gâle mâ nehâkumâ rabbukumâ an hâzihiş şecerati illâ en tekûnâ melekeyni ev tekûnâ minel hâlidîn.

Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı.”


İşte sizin 2 melek olmayasanız diye ,ebedi mülke başka yerde tükenmez mülke erişmeyeseniz diye diyor..

Orada delalet etmek derken işin içinde yani kendiside sapkın…

Birde şeyde var..


28-Kasas Suresi 12. Ayet 

وَحَرَّمْنَا عَلَيْهِ الْمَرَاضِعَ مِنْ قَبْلُ فَقَالَتْ هَلْ اَدُلُّكُمْ عَلٰى اَهْلِ بَيْتٍ يَكْفُلُونَهُ لَكُمْ وَهُمْ لَهُ نَاصِحُونَ

Ve harramnâ aleyhil merâdıa min gablu fegâlet hel edullukum alâ ehli beytiy yekfulûnehû lekum ve hum lehû nâsıhûn.

Biz, daha önce onun, süt analarının sütünü emmemesini sağladık. Kız kardeşi, “Size onun bakımını, sizin adınıza üstlenecek ve ona içtenlik ve şefkatle davranacak bir aile göstereyim mi?” dedi.


Hz Musa bebekken ,Firavunun Sarayına ALLAH nasip ediyor bir şekilde giriyor ya kız kardeşide takip ediyor onu ..süt emmeyi red ediyor..Firavunun Hanımından ki Hz.Asiye(r.a) dır O…Hz.Asiye(r.a.) Annemizdir aslında..

Red ediyor..Telaşe kapılıyorlar Çocuk açlıktan gidecek, Ben size ona süt verecek birine delalet ediyim mi diyor..

İşin içinde benle beraberdin göstereyim anlamına geliyor..

Delalet bu ,bu küfreden kişi ,küfür azgınlığının içinde adamı delalet ediyim mi derken suçuna ortak edecek başkalarını… O kişide ne yapıyormuş?

yunebbiukum;haber getiriyormuş..

ehbarada – haber getirmek arapçada..

Burada da enbe de haber getirmek..

Nebi deniliyor ya Nebi ;Haber getirene demek..

Yani burada aslında Peygamber Efendimiz (s.a.v.) burada bir karalama var..

Birisinden duyduğu haberleri ,haber olarak güya getiriyor..Şeklinde de burada bir var..

Başka yerde güya eğitim almış Peygamber Efendimiz (s.a.v.)  hitamlar var..

Burada kendilerince bir hitamı olduğunu söylüyor..

Nebi fiili ;Geçmişle ilgili bir haber değilde gelecekle ilgili bir haberi vermek anlamına geliyor..

Geçmişte olan bir şeye haber vermek,ahbara deniliyor..haber vermek ..Nebide gelecekte olan bir şeye haber vermek..

Demek ki Peygamberlerin en büyük görevlerinden biriside gelecekte nelerle karşılaşacağımızı haber vermek yükümlülüğü ..İşte Ahiret kavramları  çok önemli buraya getirerek haber veriyor..

Neyi haber veriyormuş?

Orada raculiy diyor bir adam

Bu onların Peygamber Efendimiz (s.a.v.) değer vermediğini gösteriyor..

Adamın teki deriz ya..Onun gibi ifade burada… Er racul değil..Şu adam değil..Adamın biri küçümseme var burada …

Hakeret var ..Hemde küçümseme var..

İşte keferu derken de küfür edenlerin Peygamber Efendimiz (s.a.v.) nasıl davrandığının bir izahıtı var..

Bu kişi ne diyormuş..

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) neyi haber eriyormuş..

İnsanlar öldükten sonra yeniden diriltilecekler haberini veriyormuş..

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ağzıyla bir Peygamber ağızıyla ..

Ama Onlar bunu yorumsal olarak ifade ediyorlarmış..

Ya biz didik didik parçalandığımız zaman kemik olduğumuz zaman böyle şey yapacağız..

Kur’anda bakın çok ifadesi var..

Şu Ayetlerde geçiyor..


17-İsra Suresi 49. Ayet 

وَقَالُوا ءَاِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدٖيدًا

Ve gâlû eizâ kunna ızâmev ve rufâten en innâ lemeb’ûsûne halgan cedîdâ.

Dediler ki: “Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduğumuz zaman mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?”

36-Yasin Suresi 78. Ayet 

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلًا وَنَسِىَ خَلْقَهُ قَالَ مَنْ يُحْيِ الْعِظَامَ وَهِىَ رَمٖيمٌ

Ve darabe lenâ meselev ve nesiye halgah, gâle mey yuhyil ızâme ve hiye ramîm.

Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?”

79-Naziat Suresi 11. Ayet 

ءَاِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةً

Eizâ kunnâ ızâmen nehırah.

“Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”


Sonu görüyorlar,bu mu diriltilecek diyorlar..

Şimdi burada ALLAH U TEALA nın kemik örneğini özellikle vermesi ilginç..

Başka bir örnek vermiyor..Özellikle kemik örneğini belirtiyor..

Yaratılmış cansız bir şeyin en kötü hali…en aciz hali..

Kemik  ya ..değersiz gibi..

ALLAH-U TEALA diyor ki;

Ben onun içerisinde öyle bir sistem koydum ki…

Ben o kemikten tekrar diriltileceğim diyor..

Bunu daha evvel konuşmuştuk..

Bunu önceki insanların pek anlama şansı yoktu…

Onlar iman ediyorlardı..

Hatta oyle aslında bu o kadar zor bir konu ki ..

Aslında O anlamda şanslıyız..Neden biliyor musunuz?

Şuanda biz DNA yı biliyoruz… Klonlamayı ılk duyduğumuzda şaşırmıştık…şimdi normal geliyor bize..

Başka hücreden başka bir şey üretebilir..Hatta yeni bir haber duydum..

Kutuplarda bir Mamutun  buzlar içerisinde kalmış bir kan hücresine ulaşmışlar …

Oradan o Mamutun hücresini  bir File yükleyip o Mamutu yeniden canlandırma /Klonlama projesi var bugünlerde..

Dehşet ama Bir kaç sene sonra bize bu normal gelecek..

O koyunun ismi neydi? (dolly)

Bakın bu olay daha yeni, birkaç senelik ..artık yadırgamamaya başladık..

İşte bu mantıkla bakıldığında, biyolojinin  geldiği yerde ,artık bir hücrenin içerisindeki DNA dan- bunun canlı olması gerekmiyor..Yeniden oluşturmanın teknik olarak mümkün olduğunu artık biliyoruz..

Dolayısıyla biraz daha kabullenebiliyoruz bunu …

Her hangi bir kemik parçamızdan bizim diriltileceğimiz artık daha mantıklı geliyor..

Daha evvel konuşmuştuk..

Bütün kemikler yok olsa bile; yok olmayacak kuyruk sokumunda bir kemik var..

Bu kemikteki tek bir  hücreyle yeniden bir insan teşekkülü(Belli bir varlık ve biçim kazanma.)söz konusu ..
ALLAH-U TEALA ya göre bu ne kadar kolay..
Bu mekanizmasıyla ilgilide Rabbim ip ucu veriyor..
 

Bknz Aşağıdaki İlgili Ayetler


7-Araf Suresi 57. Ayet 

وَهُوَ الَّذٖى يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهٖ حَتّٰى اِذَا اَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَاءَ فَاَخْرَجْنَا بِهٖ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Ve huvellezi yursilur riyâha buşram beyne yedey rahmetih, hattâ izâ egallet sehâben sigâlen sugnâhu libeledim meyyitin feenzelnâ bihil mâe feahracnâ bihî min kullis semerât, kezâlike nuhricul mevtâ leallekum tezekkerûn.

O, rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle düşünürsünüz.


16-Nahl Suresi 38. Ayet 

وَاَقْسَمُوا بِاللّٰهِ جَهْدَ اَيْمَانِهِمْ لَا يَبْعَثُ اللّٰهُ مَنْ يَمُوتُ بَلٰى وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Ve agsemû billâhi cehde eymânihim lâ yeb’asullâhu mey yemût, belâ vağden aleyhi haggav ve lâkinne ekseran nâsi lâ yağlemûn.

Onlar, “Allah, ölen bir kimseyi diriltmez” diye var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah’ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.


Buna biraz geri döneyim..

Kullara rızık için onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz(yağmuru kastediyor)işte yeniden dirilmede huruç diyor orada huruç denmiş buda böyledir 33:12

Demek ki ALLAH U TEALA yağmur gibi bir sistemle –aslını bilmiyoruz-..

Rabbimiz;kemiklerde bile ,aslını bilemeyeceğimiz bir sistemle, bir şekilde ,yeniden dirilmeyi gerçekleştirme kudretine sahip…


Birde onun “KUN” demesiyle herşey olur..Birde böyle bir şey var..

Yeniden dirilmemiz söz konusu ..

Yeniden dirilme nasıl olacak…Nerede olacak..

2 görüş var bunda

  1. Bütün Kainat sistem bitecek; tamamen yeniden  başka bir yaratılma mekanı olacak.
  2. Bu dünya dümdüz olacak; aynı mekanın farklı bir şekliyle yeniden yaratılma burada olacak

İnşikak Suresinde geçiyor;

84-İnşikak Suresi 1. Ayet 

اِذَا السَّمَاءُ انْشَقَّتْ

İzes semâun şeggat.

Gökyüzü yarıldığı zaman.

84-İnşikak Suresi 2. Ayet

وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Ve ezinet lirabbihâ ve huggat.

Ve rabbını dinleyip itaat ettiğinde(İnsana hak edildiği verildiğinde.burası 1.sur‘u anlatıyor..İnsanlar o hallerine göre kıyametin kopacağı anda ,tek bir konumda olmayacaklar ..hak ettikleri ölçüde onlara- kıyamet sahnelerinde de- 1. surdan bahsediyorum- hak edildikleri ölçüdedavranılacaktır ..)

84-İnşikak suresi 3. Ayet 

وَاِذَا الْاَرْضُ مُدَّتْ

Ve izel ardu muddet.

Arz uzatıldığı zaman.(Muddet-çekip, uzatmak)

84-İnşikak suresi 4. Ayet 

وَاَلْقَتْ مَا فٖيهَا وَتَخَلَّتْ

Ve elgat mâ fîhâ ve tehallet.

İçindeki şeyleri atıp,boşalttığı zaman

84-İnşikak suresi 5. Ayet 

وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْ

Ve ezinet lirabbihâ ve huggat.

Rabbini dinleyip itaat ettiğinde/huggat (tekrar”huggat” geçiyor .Yine hak edilenlere hak ettikleri verilince.burası 2. sur)


Arz uzatıldığı zaman.

Kıyamet sahnelerinde geçiyor..

Dağlar paramparça olduğu zaman, dağlar paramparçaymış..


69-Hakka suresi 14. Ayet 

وَحُمِلَتِ الْاَرْضُ وَالْجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةً وَاحِدَةً

Ve humiletil ardu vel cibâlu fedukketâ dekketev vâhıdeh.

Ve yeryüzü ve dağlar yerlerinden kaldırılıp, tek bir çarpışla parçalandığı zaman.

56-Vakıa suresi 5. Ayet 

وَبُسَّتِ الْجِبَالُ بَسًّا

Ve bussetil cibâlu bessâ.

Ve dağlar ufalanarak parçalanmıştır.


Tabi 2. Sur artık .o  kadar kaç milyar insan yaratıldıysa sayısını bilmiyoruz ..100lerce milyar insan ..şuan bile kaç milyar insan yaşıyor..insanlık yaratıldığından beri düşünün.. mahlukatta orada biliyorsunuz..

Hani boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağıyla ilgili..

Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ
Konu : Kıyamet Ahvali – Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki:”Kıyamet günü hak sahiplerine haklarını mutlaka eda edeceksiniz.Öyle ki kabış (boynuzsuz) koyun için, boynuzlu koyundan kısas alınacak,taşa (niye bir başka) taş üzerine yüklenip kaldığından;adamın adamı niye yaraladığından sorulacak.”
HadisNo : 5064

Ne kadar mahlukat varsa orada… nasıl bir alan olması gerektiğini düşünün…

Şuan dağların falan olduğu yerde bu olmaz..Dümdüz bir arz olması lazım...

Burada gerçekleşen bir yeniden bir eylem var ..

Bir Suredede geçiyor ..


14-İbrahim Suresi 48. Ayet

يَوْمَ تُبَدَّلُ الْاَرْضُ غَيْرَ الْاَرْضِ وَالسَّمٰوَاتُ وَبَرَزُوا لِلّٰهِ الْوَاحِدِ الْقَهَّارِ

Yevme tubeddelul ardu ğayral ardı ves semâvâtu ve berazû lillâhil vâhıdil gahhâr.

O gün yer başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülürler ve tüm insanlar tek ve ezici iradeli Allah’ın huzuruna çıkarlar.


Bu arzın farklı şekle gireceğinin burada bir ifadesi …

(yeri gelmiş zaman açıklayayım..Teferuat bilgi gibi ama konu bütünlüğü içerisinde .

Semada da bazı farklılıklar var..Ahiretteki hale  döndüğü zaman diyor…O da o şekilde

Cennet var ..değil mi?

Neden Hz.Adem (a.s.) vardı..Hz .Adem (a.s.) indiğinde Cennet duruyor..

O zaman cennet tek kattı ..tıbâgâ,tıbâgâ diyor;kat kat olduğunda..Bir Ayettede Sema kapı kapı olduğunda diyor

Bknz Aşağıdaki ilgili Ayetlere;


78-Nebe suresi 19. ayet (Genel: 78 – İniş: 80 – Alfbetik: 76)

وَفُتِحَتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ اَبْوَابًا

Ve futihatis semâu fekânet ebvâbâ.

Sema açılır ve kapı kapı olur.

15 – Hicr suresi 44. ayet (Genel: 15 – İniş: 54 – Alfbetik: 36)

لَهَا سَبْعَةُ اَبْوَابٍ لِكُلِّ بَابٍ مِنْهُمْ جُزْءٌ مَقْسُومٌ

Lehâ seb’atu ebvâb, likulli bâbim minhum cuz’um magsûm.

Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır.


ebvâb;kapı demek kapı kapı olduğu zaman 7 katlı cennetten bahsediliyor ya.

Cennet 1 kattı Hz. Adem (a.s.) oradayken… duruyor orada..Ne olacak kıyamette… kademe kademe oluyor..işte her birinin kapıları…

Cehennem ne durumda?

Cehennem var ama yakılmamış,tutuşturulmamış..

Olacak süreçlerden Kur’anın bahsettiği bahsediyorum..

Evet işte öyle bir sistem var..

(bu arada yeniden diriltildikten sonraki sahnelerle ilgili bazı sahneleri ayetlere göre açıklamak istedim.yukarıdakileri bunun için anlattım)


Şimdi bu yeniden diriltme ile ilgili  bir iki şey söylemek istiyorum..

Yani bu sistemin de anlaşılması kolay değil..Bugünkü insana bile kolay değil…Önceki insanları düşünün…

Bakın size Bir Ayet okuyayım ..Şaşıracaksınız…


Bknz.Bakara Suresi 260.Ayet;


2-Bakara suresi 260. ayet 

وَاِذْ قَالَ اِبْرٰهٖيمُ رَبِّ اَرِنٖى كَيْفَ تُحْيِ الْمَوْتٰى قَالَ اَوَلَمْ تُؤْمِنْ قَالَ بَلٰى وَلٰكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْبٖى قَالَ فَخُذْ اَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ اِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلٰى كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءًا ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَاْتٖينَكَ سَعْيًا وَاعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ

Ve iz gâle ibrâhîmu rabbi erinî keyfe tuhyil mevtâ, gâle e ve lem tué’min, gâle belâ ve lâkil liyatmeinne galbî, gâle fehuz erbeatem minet tayri fesurhunne ileyke summec’al alâ kulli cebelim minhunne cuz’en summed’uhunne yeé’tîneke sağyâ, vağlem ennallâhe azîzun hakîm.

Hani İbrahim, “Ey Rabbim! Ölüye nasıl hayat verdiğini bana göster!” demişti. O da, “Yoksa inancın yok mu?” diye sormuştu. (İbrahim) cevap vermişti: “Hayır, ama (görmeme izin ver) ki kalbim tamamen mutmain olsun.” “Öyleyse” demişti Allah, “Dört kuş al ve onlara sana itaat etmeyi öğret; sonra onları (etrafındaki) her tepeye ayrı ayrı sal; sonra da çağır: uçarak sana gelecekler. Bil ki Allah her şeye kadirdir, hikmet sahibidir.”


Bakın çok ilginç ;

Literaturde 2. Sırada olan… Hz.İbrahim (a.s.) bile bir işaret istiyor..

Yani tamam iman ediyor ama kalbin mutmain olması için bir olay oluyor..

Şimdi düşündük Rabbim bu Ayeti neden misal olarak verdi?!?!!

Peygamber Efendimiz(s.a.v.) ismi ne?Muhammed (s.a.v.);

“Muhammed” ne demek ? çok övülmüş demek..

“Mahmud” da ; övülmüş demek…

Rabbim ,Peygamber Efendimiz(s.a.v.) böyle bir olaydan (yeniden diriltmekle ilgili Peygamber efendimizin bir talebinden) bahsediyor mu hiç?

Yeniden yaratılmayla ilgili Peygamber Efendimiz(s.a.v.)  talebiyle ilgili..İşte en yukarıda o var..

Yani Rabbim, direk olarak olmasa da; aslında Peygamber Efendimiz’in(s.a.v.) konumunu bize gösteriyor…

Yani Onu övüyor..(Muhammed / Mahmud)

Bu da ilginç bir nokta..

Aynı olay  başka bir ayette Hz. Uzeyir(a.s.)den de bahsediliyor..

İlgili Ayetde bahsedilen kişinin  Hz.Uzeyir(a.s.) olduğu rivayet ediliyor…


2-Bakara suresi 259. Ayet 

اَوْ كَالَّذٖى مَرَّ عَلٰى قَرْيَةٍ وَهِىَ خَاوِيَةٌ عَلٰى عُرُوشِهَا قَالَ اَنّٰى يُحْيٖ هٰذِهِ اللّٰهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَاَمَاتَهُ اللّٰهُ مِائَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالَ بَلْ لَبِثْتَ مِائَةَ عَامٍ فَانْظُرْ اِلٰى طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَانْظُرْ اِلٰى حِمَارِكَ وَلِنَجْعَلَكَ اٰيَةً لِلنَّاسِ وَانْظُرْ اِلَى الْعِظَامِ كَيْفَ نُنْشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًا فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ قَالَ اَعْلَمُ اَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرٌ

Ev kellezî merra alâ garyetiv ve hiye hâviyetun alâ urûşihâ, gâle ennâ yuhyî hâzihillâhu bağde mevtihâ, feemâtehullâhu miete âmin summe beaseh, gâle kem lebist, gâle lebistu yevmen ev bağda yevm, gâle bel lebiste miete âmin fenzur ilâ taâmike ve şerâbike lem yetesenneh, venzur ilâ hımârike ve linec’aleke âyetel linnâsi venzur ilel ızâmi keyfe nunşizuhâ summe neksûhâ lahmâ, felemmâ tebeyyene lehû gâle ağlemu ennallâhe alâ kulli şey’in gadîr.

Yahut altı üstüne gelmiş (ıpıssız duran) bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? O, “Allah, burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek (acaba)?” demişti. Bunun üzerine, Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti ve ona sordu: “Ne kadar (ölü) kaldın?” O, “Bir gün veya bir günden daha az kaldım” diye cevap verdi. Allah, şöyle dedi: “Hayır, yüz sene kaldın. Böyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamış. Bir de eşeğine bak! (Böyle yapmamız) seni insanlara ibret belgesi kılmamız içindir. (Eşeğin) kemikler(in)e de bak, nasıl onları bir araya getiriyor, sonra onlara nasıl et giydiriyoruz?” Kendisine bütün bunlar apaçık belli olunca, şöyle dedi: “Şimdi, biliyorum ki; şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.”


Buda Peygamber düzeyinde bir tereddütün olması ..

Bu arada ayette geçen bir konu var..Onun hakkında güzel bi tespit ondan bahsedeyim :

Bakın burada Eşek ne oluyor ? Kemik oluyor.. Yiyecek  içecek ise bozulmadan duruyor…

neden ..???!?!?

Bunların da bozulması lazım!!!!!

Buzdolabına koymazsan 1-2 gunde bozulan 100 yılda neden bozulmuyor?!!?!?

benim aklıma şöyle bir şey geldi..

O yediği içtiği kendisinin rızkı değil mi?

Şöyle bir söz duydunuz mu?

Kişi rızkını yemeden ölmez diye …

O kişi  ise  nihai olarak öldürülmüyor ki..Bir süre için öldürülüyor.

Rızkını yemeden ölmeyecek… o yüzden de rızkı  bozulmuyor…

Ama Eşeği onun rızkı değil..

Demek ki binekler bizim rızkımız değilmiş..

Asıl rızkımız (Bakın Kur’an neleri açıklıyor…) Bizim rızkımız yediğimiz içtiğimiz ;belki giyip eskittiğimiz..

Ama binek yani Araba senin rızkın değil..

Nimet mi nimet Ama Rızk kavramının içine ,Er Rezzak ‘ın içine girmiyor.. El Kerim’in içine girebilir ama rızkı değil değil..(en iyisini ALLAH BİLİR)

Burada bir tefekkürümüz olmuştu onu buradan izah edeyim dedim..)


Demek,bu yeniden yaratılma / diriliş konusu…

gerek Üzeyir Peygamber (a.s.) konumunda bir kişi için;

gerek te ulul Azam Peygamberlerin en yukarlarından olan 2. unvan Hz.İbrahim (a.s.) konumunda birisi için

mutmainlik talebi gerektiren …

Peygamberleri bile zorlayan bir konu…

ama bizim şu zamanda ilimle avantajımız ,bunun mümkün olabileceğini biraz daha anlayabiliyoruz..

Yasin Suresinde bir işaret var..

Yasin Suresinde nasıl Yaradılış konusunda bir Ayet var..


36-Yasin Suresi 78. Ayet 

وَضَرَبَ لَنَا مَثَلًا وَنَسِىَ خَلْقَهُ قَالَ مَنْ يُحْيِ الْعِظَامَ وَهِىَ رَمٖيمٌ

Ve darabe lenâ meselev ve nesiye halgah, gâle mey yuhyil ızâme ve hiye ramîm.

Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?

36-Yasin Suresi 79. Ayet 

قُلْ يُحْيٖيهَا الَّذٖى اَنْشَاَهَا اَوَّلَ مَرَّةٍ وَهُوَ بِكُلِّ خَلْقٍ عَلٖيمٌ

Gul yuhyîhellezî enşeehâ evvele merrah, ve huve bikulli halgın alîm.

 De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”


Rabbim şunu diyor;

BEN BİR ŞEYE  “KUN” DİYİNCE OLUR.

Ama ALLAH U TEALA bütün sistematiği BİR İLİM ÜZERİNE YARATMIŞ…

“NA” eki vardıya ..BİZ YAPTIK….diyor AYETLERDE..Burda ne vardı? Sistem gereği, Sunnetullah gereği de yapma var..

İşte bu Sunnetullah, yeniden yaratılmanın bir ilim dairesinin içerisinde olduğunun ifadesi.

İşte dedik ya bu kemiklerin içerisinde bir sistem var…

Hatırlıyormusunuz ?Kemiklerin içerisinde şifre var..

Mesela, Secde Suresi 8. Ayette var.45:07


32-Secde Suresi 8. Ayet 

ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ مَاءٍ مَهٖينٍ

Summe ceale neslehû min sulâletim mim mâim mehîn.

Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı.


Hatırlıyormusunuz?Secdeyi işlerken buna değinmiştik..

  • Summe ceale neslehû;Onun neslini yarattı
  • min sulâletin mim mâim mehîn;mehin olan aşağılık sülaleden yarattı diyordu..

O “sülale” kelimesini aslında biraz taktım Arapça bilgimle araştıracağım dedim..

sülale :Köken

Arapça sll kökünden gelen sulālat سلالة “soy, bir kişinin soyundan gelenler, hanedan” sözcüğünden alıntıdır.

Ek açıklama;Muhtemelen Arapça silsila ͭ (zincir, silsile) ile aynı kökten. Karş. sele1, silsile.

“Silsile” kelimesi bu sülale aynı köktenmiş ..

Silsile ;zincir demek

(Ar silsila ͭ سلسلة [#slsl] zincir < Ar salsala سلسل zincirlenme (= Aram şalşalitā שלשלתא zincir ))

Arapça da Zincire ;silsile diyorlar..

Sülale derken hakir bir sudan meniden bahsediliyor.. Bütün meallerde öyle geçiyor..

Rabbim böyle basit geçemez..Sülale kelimesini kullanıyorsa burada bir şey var..

Silsile; zincir

Bugün okullarda okumadık mı?

Dna ;zincir yapısında değil mi..?!

İşte burada yaratmanın Dna nın hakim olduğu bir sistem üzerine olduğu nesilden nesile aktarılan bir sitem olduğunun bir ifadesi ,bizde her şeyi bir ilim üzerine yarattı derken..İlk defa Yaratan ilk defa yarattıda nasıl yaratmanın nasıl olabileceğini tabi ALLAH-U ALEM tabi şuan geldiğimiz ilim düzeyiyle söylüyoruz..Yani ilim ilerledikçe bunun daha çok tekemmul etmiş haliyle bir bilgi alanına girmiş olacak ama en azından geldiğimiz ilim seviyesiyle ilgili açılan kapılardan bunları ifade ediyoruz..

Görüyormusunuz bu yeniden Yaratılmayla ilgili ne kadar bahsedilecek konu var..


Onlar yeniden diriltilmeyeceklerine dair ALLAH a yemin ederler derler diyordu hatırlıyor musunuz?


16-Nahl Suresi 38. Ayet 

وَاَقْسَمُوا بِاللّٰهِ جَهْدَ اَيْمَانِهِمْ لَا يَبْعَثُ اللّٰهُ مَنْ يَمُوتُ بَلٰى وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Ve agsemû billâhi cehde eymânihim lâ yeb’asullâhu mey yemût, belâ vağden aleyhi haggav ve lâkinne ekseran nâsi lâ yağlemûn.

Onlar, “Allah, ölen bir kimseyi diriltmez” diye var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah’ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.


Bakın kime yemin ediyorlar ?

ALLAH kelimesi geçiyor ayette.

İlahları falan demiyor…ALLAH kelimesi geçiyor..

Ayeti Kerimede ne diyordu ?

O müşriklere sor diyordu ?

Yerleri gökleri Yaratan kimdir?

Sana ALLAH diyecektir diyor..


29-Ankebut Suresi 61. Ayet 

وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ فَاَنّٰى يُؤْفَكُونَ

Ve lein seeltehum men halegas semâvâti vel arda ve sehharaş şemse vel gamera leyegûlunnallâh, feennâ yué’fekûn.

Eğer müşriklere «Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı insanların yararına sunan kimdir?» diye sorarsan kesinlikle «Allah’tır» derler. Öyleyse nasıl gerçekten saptırtıyorlar?

31-Lukman Suresi 25. Ayet 

وَلَئِنْ سَاَلْتَهُمْ مَنْ خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللّٰهُ قُلِ الْحَمْدُ لِلّٰهِ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ

Ve lein seeltehum men halegas semâvâti vel arda leyegûlunnallâh, gulil hamdu lillâh, bel ekseruhum lâ yağlemûn.

Andolsun ki onlara; «Gökleri ve yeri kim yarattı» diye sorsan «Allah» derler. Hamd Allah’a mahsustur. Hayır onların çoğu bilmiyor.


Ama yine de tam olarak inanamazlar..

Bizim Mekke Müşrikleri,Kafir,İnkarcı dediklerimiz aslında ALLAH a inanıyorlar..

Ebu Leheb olsun ,Ebu Cehil olsun (Tebbet Suresinde geçen ;Tebbet (Leheb) suresi 1. ayet:تَبَّتْ يَدَا اَبٖى لَهَبٍ وَتَبَّTebbet yedâ ebî lehebiv ve tebb;Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu. ) ALLAH a inanıyorlar ..

Sorun Ne?

Sorun ;ALLAH ın İstediği şekilde inanmıyorlar..

ALLAH’la beraber başaka güçleri ilah olarak tanıyotlar…

“Allah yarattı tamam da işte benim rızkımı da şu veriyor” ,diyor..

Mesela Lat veriyor diyor ..Beni savaştan koruyan Uzza veriyor diyor , v.s…

Kur’anda geçiyor İsimleri..

Şirk koşuyor..ALLAH ı tevhid inancına göre Birleyerek Güç ve Kuvvetin sadece onda olduğuna tam olarak iman etmeden yaşıyor..

Ama ALLAH a inanıyor..

“ALLAH a yemin eder” diyor ayette … 

Biraz evvel dedik ya; nasıl bilinmesin, gerçekten bizde Ruh yokmu?

Hepimizde Ruh var.Onda da yok mu? Var…

şimdi en yukarılarda ALLAH’ a şahit olmuş olan bir Ruh, Nasıl inkar etsin ?...48:32

Ama bu sistemi red ediyorlar..

Neden örtüyorlar?

İşlerine gelmiyor…

Çünkü kabul etseler tamam bunun böyle olduğunu kabul etseler..

Hesap var arkadaşlar..Buna göre bütün sistemlerini düzeltmeleri gerekecek…(Bir sürü iş çıkacak )

Hud Suresi 7. Ayette diyor ki;()Bu Ayet beni çok etkiledi..


11-Hud Suresi 7. Ayet 

وَهُوَ الَّذٖى خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ فٖى سِتَّةِ اَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَلَئِنْ قُلْتَ اِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا اِنْ هٰذَا اِلَّا سِحْرٌ مُبٖينٌ

Ve huvellezî halegas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmiv ve kâne arşuhû alel mâi liyebluvekum eyyukum ahsenu amelâ, ve lein gulte innekum meb’ûsûne mim bağdil mevti leyegûlennellezîne keferû in hâzâ illâ sıhrum mubîn.

Hanginizin daha güzel ameli olduğunu denemek için; gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Zaten Arş’ı su üstünde idi. Andolsun ki; ölümden sonra muhakkak siz yine dirileceksiniz, desen; küfredenler mutlaka: Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir, diyeceklerdir.


67-Mulk Suresi 2. Ayet 

اَلَّذٖى خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيٰوةَ لِيَبْلُوَكُمْ اَيُّكُمْ اَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْغَفُورُ

Ellezî halegal mevte vel hayâte liyebluvekum eyyukum ahsenu amelâ, ve huvel azîzul ğafûr.

O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.


Görüyormusunuz? Ne güzel açıklıyor Rabbim ..

Demek ki Hesap Günün ana mantığı burada…

Rabbim diyor ki;

Ben Sistemi yarattım..

Kalu Belada Ben onlardan bir ahit,söz aldım..

Ben sizin Rabbiniz değil miyim?  (cevap)Tabi Rabbimizsin.. Öyleyse Yaşayın göreceğiz..

Ne yapıldı ?   Öldürüldü (ilk ölüm )

          Adem ve Havva Cennetteyken , bütün olumlu şartlara rağmen, Şeytanın kandırmasıyla beraber hata işlediler mi ? İşlediler.. ALLAH onlara ne dedi :İhbit dedi İN aşağı dedi..Şeytana dediğinin aynısını dedi hatırlayın..

Sonra ne oldu?

           Aman Ya Rabbi Tövbe dedi..Hz.Adem (a.s.) tövbe etti..

ALLAH U TEALA ne dedi

           Tamam tövben kabul edildi.

Peki Cennette kaldılar mı?

           Kalamadılar.

Ne dedi ALLAH U TEALA ;

     “İhbit”; aynı  “İN” emri İKİNCİ KEZ geldi.

Bakara Suresinden ;Adem Kıssasını kısaca bir hatırlayalım;


2-Bakara suresi 30. Ayet 

وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰئِكَةِ اِنّٖى جَاعِلٌ فِى الْاَرْضِ خَلٖيفَةً قَالُوا اَتَجْعَلُ فٖيهَا مَنْ يُفْسِدُ فٖيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاءَ وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ اِنّٖى اَعْلَمُ مَا لَا تَعْلَمُونَ

Ve iz gâle rabbuke lilmelâiketi innî câılun fil ardı halîfeh, gâlû etec’alu fîhâ mey yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâé’, ve nahnu nusebbihu bihamdike ve nugaddisu lek, gâle innî ağlemu mâ lâ tağlemûn.

Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.

2-Bakara suresi 31. Ayet 

وَعَلَّمَ اٰدَمَ الْاَسْمَاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِٶُنٖى بِاَسْمَاءِ هٰؤُلَاءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقٖينَ

Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fegâle embiûnî biesmâi hâulâi in kuntum sâdigîn.

Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi.

2-Bakara suresi 32. Ayet 

قَالُوا سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ

Gâlû subhâneke lâ ılme lenâ illâ mâ allemtenâ, inneke entel alîmul hakîm.

Melekler, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin” dediler.

2-Bakara suresi 33. Ayet 

قَالَ يَا اٰدَمُ اَنْبِئْهُمْ بِاَسْمَائِهِمْ فَلَمَّا اَنْبَاَهُمْ بِاَسْمَائِهِمْ قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكُمْ اِنّٖى اَعْلَمُ غَيْبَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَ

Gâle yâ âdemu embié’hum biesmâihim, felemmâ embeehum biesmâihim gâle elem egul lekum innî ağlemu ğaybes semâvâti vel ardı ve ağlemu mâ tubdûne ve mâ kuntum tektumûn.

Allah, şöyle dedi: “Ey Âdem! Onlara bunların isimlerini söyle.” Âdem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, “Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?” dedi.

2-Bakara suresi 34. Ayet 

وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُوا اِلَّا اِبْلٖيسَ اَبٰى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرٖينَ

Ve iz gulnâ lilmelâiketiscudû liâdeme fesecedû illâ iblîs, ebâ vestekbera ve kâne minel kâfirîn.

Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.

2-Bakara suresi 35. Ayet 

وَقُلْنَا يَا اٰدَمُ اسْكُنْ اَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَدًا حَيْثُ شِئْتُمَا وَلَا تَقْرَبَا هٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِمٖينَ

Ve gulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete ve kulâ minhâ rağaden haysu şié’tumâ, ve lâ tagrabâ hâzihiş şecerate fetekûnâ minez zâlimîn.

Dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.

2-Bakara suresi 36. Ayet 

فَاَزَلَّهُمَا الشَّيْطَانُ عَنْهَا فَاَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فٖيهِ وَقُلْنَا اهْبِطُوا بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِى الْاَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَاعٌ اِلٰى حٖينٍ

Feezellehumeş şeytânu anhâ feahracehumâ mimmâ kânâ fîh, ve gulnehbitû bağdukum libağdın aduvv, ve lekum fil ardı mustegarruv ve metâun ilâ hîn.

Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, “Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardırdedik.

2-Bakara Suresi 37. Ayet 

فَتَلَقَّى اٰدَمُ مِنْ رَبِّهٖ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ اِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحٖيمُ

Feteleggâ âdemu mir rabbihî kelimâtin fetâbe aleyh, innehû huvet tevvâbur rahîm.

Derken, Âdem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz O, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır.

2-Bakara Suresi 38. Ayet 

قُلْنَا اهْبِطُوا مِنْهَا جَمٖيعًا فَاِمَّا يَاْتِيَنَّكُمْ مِنّٖى هُدًى فَمَنْ تَبِعَ هُدَاىَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

Gulnehbitû minhâ cemîâ, feimmâ yeé’tiyennekum minnî huden femen tebia hudâye felâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn.

İnin oradan (cennetten) hepiniz. Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” dedik.

2-Bakara Suresi 39. Ayet 

وَالَّذٖينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا اُولٰئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فٖيهَا خَالِدُونَ

Vellezîne keferû ve kezzebû biâyâtinâ ulâike ashâbun nâr, hum fîhâ hâlidûn.

İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.


Neyin Süreci başladı?

Gerek Hz.Adem(a.s.) gerek  de Hz.Adem(a.s.) zürriyetlerin (bizlerin) geriye dönebilmesi için bir imtihan sürecinden geçiyoruz.. Hadi bakalım sözünde durabilecek misin? ..Hadi doğru dürüst amel edebilecek misin?..”Af”fa mazhar olabilecek misin?

           Hal ve hareketler İslam dairesi içerisinde davranabilecek misin?

İşte bunun imtihanı yapılıyor..

İşte yeniden dirilişin sırrı bu..

Neden diyor? sizi imtihan için diyor..

Yerleri gökleri yaratandır diyor..

Süphesiz Tekrar ölümden sonra(ikinci ölüm) tekrar diriltileceksiniz diyor..

İşte biraz önceki Ayet “onlar ALLAH ölen bir kimseyi diriltmez var güçleriyle ALLAH a yemin ettiler”


16-Nahl Suresi 38. Ayet 

وَاَقْسَمُوا بِاللّٰهِ جَهْدَ اَيْمَانِهِمْ لَا يَبْعَثُ اللّٰهُ مَنْ يَمُوتُ بَلٰى وَعْدًا عَلَيْهِ حَقًّا وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ

Ve agsemû billâhi cehde eymânihim lâ yeb’asullâhu mey yemût, belâ vağden aleyhi haggav ve lâkinne ekseran nâsi lâ yağlemûn.

Onlar, “Allah, ölen bir kimseyi diriltmez” diye var güçleriyle Allah’a yemin ettiler. Hayır, diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah’ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler.


ALLAH vaad üzerine almış ..

Diriltilecek ki insanlar Hesaba çekecektir..

İnsanlar Görsünler neler yapıp yapmadıklarını

işte bu yeniden diriltmenin sırrı arkadaşlar bu…

Böyle olacağı için iman etmiş olanların daha dikkatli bir şekilde yaşaması gerekiyor..

İNKAR BOYUTUNDA YAŞAMAMALARI GEREKİYOR!!!!!

Çünkü eğer bu boyutta(inkar boyutunda) olunursa tehlike ne  biliyor musunuz???

        kâfirlik tehlikesi…

Yani siz (biraz daha konuşacağım) önemli bir şeye bağlayacağım..

Bakara Suresinin ilk Ayetlerinde ne diyordu?


2-Bakara Suresi 3. Ayet

اَلَّذٖينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

Ellezîne yué’minûne bil ğaybi ve yugîmûnes salâte ve mimmâ razagnâhum yunfigûn.

Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.


Nediyor du?

yué’minûne bil ğaybi;Onlar gaybe inanırlar.

GAYB:

ALLAH DA VAR BUNUN İÇERİSİNDE,GÖRMEDİĞİMİZ HERŞEY VAR NE VAR AHİRETTE VAR ..

GÖRÜNMEMİŞ ŞEYLERE İMAN VAR..

Bir  Ayet sonra ne diyordu?


2-Bakara suresi 4. Ayet 

وَالَّذٖينَ يُؤْمِنُونَ بِمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ وَبِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Vellezîne yué’minûne bimâ unzile ileyke ve mâ unzile min gablik, ve bil âhırati hum yûginûn.

Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Ahirete de kesin olarak inanırlar.


Ahirette de yakîn olarak inanırlar..

Eğer sen Ahirete yakîn olarak inanmazsan ..

(bugün bir yazı okudum internetten çok hoşuma gitti)

Takva Sahibi bir Mü’min için diyor;

Ahiret ilerde olabilecek şey bile değildir diyor.Şuan diyor Ahiret bilinciyle yaşar diyor..Şuan Cennet-Cehennem sahneleri yok mu? Var.. olacak ..Bu bilinci içerisinde bulundurarak yaşar ..Eğer bu konumda bir gün hesap olacağını ..Onun yarın gibi o bilinçle şimdiki zaman gibi yaşamayan insan İşte bu Ayette geçen ;

Ve gâlellezîne keferû-Önü örttüler ,onu inkar ettiler,küfür ettiler

ALLAH korusun onun içine giriyor.Çünkü insanlar o bilinçte yaşamıyor..


ALLAH U TEALA BİZİ

BİR GÜN AHİRETTE DİRİLTİLECEĞİMİZİ

VE HERŞEYİN  HESABI OLACAĞININ BİLİNCİYLE

YENİDEN DİRİLTMEYE İMAN EDEREK

DOĞRU DÜZGÜN YAŞAYANLARDAN EYLESİN. 

RABBİM DE BUNUN YOLUNU KOLAYLAŞTIRSIN.

AMİN.

SADAKALLAHULAZİM.

One comment on ““SEBE (5.sohbet) 7. AYET/ (ktpçk-14)

  1. Bu boyutsal iniş çıkışları “geometrik” mekansal yer değiştirme olarak değil de “algısal” (inception filmi gibi) düşünürsek -“bedet”fiili aslında “inception” demek.. bu zaman-mekan olaylarını, tuva vadisini, miracı ..ve hatta Kuran’da gecen zamansal olayları –hani 50bin yıl vs-(filmde de her boyutun zamanı farklıydı) daha iyi anlarız diye düşünüyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.