AYET METNİ
Sebe suresi 19. ayet (Genel: 34 – İniş: 58 – Alfbetik: 76)
فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ اَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا اَنْفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ اَحَادٖيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ اِنَّ فٖى ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
Fe kâlû rabbenâ bâidbeyne esfârinâ ve zalemû enfusehum fe cealnâhum ehâdîse ve mezzaknâhum kulle mumezzakın, inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûrin.
“Ey Rabbimiz!Seferlerimizin arasını uzaklaştır.“dediler Ve kendi nefislerine zulüm ettiler.Böylece onları ibret alınması için haber yaptık.Şüphesiz bunda çok sabreden ve şükür eden herkes için ibretler vardır.
SES KAYDININ METNİ:
SEBE (11) 19. AYETTEN İTİBAREN;
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym
Bismillâhir rahmânir rahîm
Sebe Suresine kaldığımız yerden devam ediyoruz..
15-16.Ayetlere biraz bakmıştık…
Hafif baştan alacağım..Devam edeceğim..
Konu bütünlüğünden ayrılmamak için..
34-Sebe suresi 15. ayet (Genel: 34 – İniş: 58 – Alfbetik: 76)
لَقَدْ كَانَ لِسَبَإٍ فِي مَسْكَنِهِمْ آيَةٌ جَنَّتَانِ عَن يَمِينٍ وَشِمَالٍ كُلُوا مِن رِّزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ
Lekad kâne li sebein fî meskenihim âyetun, cennetâni an yemînin ve şimâlin, kulû min rızkı rabbikum veşkurû lehu, beldetun tayyibetun ve rabbun gafûrun.
Gerçekten Sebe Kavminin bulunduğu yerde ibret vardı.Sağlı sollu iki bahçe.Rabbinizin rızkından yeyin ve O’na şükür edin.O ne güzel bir belde,Ve O çok bağışlayıcı bir Rab!
- lekad:Yemin olsun;
- kâne;idi/oldu;
- li sebein:Sebe (halkı) için;
- fî;İçinde,vardır
- meskeni-him;onların meskenleri, yerleştikleri yerler.
- âyetun;bir âyet, ibret,delil
- cennetân;iki bahçe
- an yemînin;sağlı
- ve şimâlin: sollu
- kulû;yiyin
- min rızkı;Rızkından
- rabbi-kum;Rabbinizin
- veşkurû; ve şüküredin
- lehu;ona
Rabbim bu nimetleri veriyor ama diyor ki ;
ŞÜKÜR EDİN RABBİNİZE!
TEK iSTENİLEN BU!BAKIN BİR ÜCRET İSTENİLMİYOR.
İBADET TE ÜCRET DEĞİLDİR.
İBADET:KİŞİNİN KENDİ İÇİN YAPTIĞIDIR.
SADECE RABBİMİN İSTEDİĞİ : ŞÜKÜR.
Şükür bir kaç haftadır işliyoruz…
Konu gereği biraz sonra yine değineceğiz , İnşaallah.
beldetun tayyibetun;İyi,güzel,hoş bir belde.
Hasen; iyi,hoş anlamında.
Cemil; güzellik anlamında.. iyi
Tayyib;Hem iyi,güzel,hem hoş anlamında
Cemil’e yakın ama Cemil,daha çok estetik güzellik anlamında…mesela yüz güzelliği..
Tayyib:Hem güzel hemde iyilik anlamında da…
(………………)
ve rabbun gafûrun;O çok bağışlayan bir Rab
Bakın burada niçin Gafûr gelmiş..?
NİSA SURESİ 147.AYET
مَّا يَفْعَلُ اللّهُ بِعَذَابِكُمْ إِن شَكَرْتُمْ وَآمَنتُمْ وَكَانَ اللّهُ شَاكِرًا عَلِيمًا
Mâ yef’alullâhu bi azâbikum in şekertum ve âmentum. Ve kânallâhu şâkiran alîmân.
Allah size niye azap etsin? Eğer sizler şükür eder ve iman ederseniz.
Allah Şekür’dür,yapılanları bilir.
2 Ayeti birleştirecek olursak;
- SEBE 15.AYET: Rabbinizin rızkından yeyin ve O’na şükür edin.O ne güzel bir belde,Ve O çok bağışlayıcı bir Rab!
- NİSA 147.AYET:Allah siz’e niye azap etsin? Eğer sizler şükür eder ve iman ederseniz.Allah Şekür’dür,yapılanları bilir.
Siz Rabbinizin Rızkından yiyip Şükür ederseniz..
Yani Gafur ALLAH…
Yani Azap edici değil…
Nisa 147.Ayetin Gereği olarak;
Rabbim Gafur diyor..
Zaten orada;Rabbinizin rızkından yiyin diyor..
Buradada zaten ne bağışlayıcı bir Rab.(SEBE 15.AYET)
Nimetleri ikram edenin burada Sıfatı var.06:02
Fakat onlar ne yapmışlar?
(فَأَعْرَضُوا )”Fe a’radû” : Fakat onlar yüz çevirdiler.
Neye yüz çeviriyorlar? Teklife ,emire
Emir neydi ?
-
(كُلُوا) / “Kulû” -Yiyin
-
(وَاشْكُرُوا)” veşkurû” – Ve Şükredin.
ONLAR NE YAPIYORLAR?
Fe a’radû Bu Emirden Yüz Çeviriyorlar..Yapmayacağım..diyorlar..
BKNZ DEVAM AYETİ AŞAĞIDA
34-Sebe suresi 16. ayet (Genel: 34 – İniş: 58 – Alfbetik: 76)
فَأَعْرَضُوا فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ سَيْلَ الْعَرِمِ وَبَدَّلْنَاهُم بِجَنَّتَيْهِمْ جَنَّتَيْنِ ذَوَاتَى أُكُلٍ خَمْطٍ وَأَثْلٍ وَشَيْءٍ مِّن سِدْرٍ قَلِيلٍ
Fe a’radû fe erselnâ aleyhim seylel arimi ve beddelnâ-hum bi cenneteyhim cenneteyni zevâtey ukulin hamtın ve eslin ve şeyin min sidrin kalîlin.
Fakat onlar yüz çevirdiler.Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik. Onların bu iki bahçesini buruk,acı ılgın yemişli ve birazda sidir ağacı bulunan harap iki bahçeye çevirdik.
ALLAH-U TEALA NE YAPIYOR;
fe erselnâ aleyhim;Onlara gönderdi..
Seyle ;Sel …el arimi;Arim;
Arim selini gönderdi..
Şimdi burada sel,akıp giden şey anlamında ;
Yağmur bir yere yağıyor.. bir yerde Yağmur yağıyor.. başka yerde olan bir başka bölgeye meyil etmesi gitmesi anlamına geliyor.. Sel..
(………..)
Arim ;”Arim”in bir kaç anlamı var:
- Vadinin İsmine Arim demişler .Orayla anılsın diye..Arim Seli dillere destan olsun diye..
- Arim, Şiddet ,zorluk,sertlik anlamına geliyor..Bir kimsenin ahlakı kötü,çetin olunca … Ona Arim rical denirmiş..ahlakı pek iyi değil anlamında …Kaba,saba sert …eğer bu anlamda kullanılırsa..Yani zor ve çetin bir sel…Yani herhangi bir sel değil yani..
- Eğer birde isim tamlaması şeklinde var..”Seylül-arim” diye..Bu anlamda mana verilirse;”Zorlu bir emrin seli “demek…Emri veren kim?ALLAH.Verdiği emir sert .. onun akabinde oluyor..
- Bir başka Rivayette ; Arim,Erkek Fare yada Köstebek manalarına geliyormuş..Bir Rivayete göre;Saba Melikesinin Barajı yaptırdığı söyleniyor…O kadar güzel nehirler akıyor ki o bölgeye ..Çok Bereketli bir alan (geçen hafta bahsetmiştik..)Oraya bir set örülüyor. O Bölgeye verilen Berketlerden birisi de Haşarat olmaması..Herşey günlük gülistanlık..güzel gidiyor..Ama şükür etmiyorlar…Rabbim de, Bir rivayete göre Köstebek belasını gönderiyor..Köstebek de o sete musallat olup yıkıyor.
Hangi manada olursa olsun… O bölgeyi altını üstüne getirecek bir Selin gönderilmesi söz konusu..
Peki bu Selin üzerine ne oluyor?
- ve beddelnâ-hum; beddelnâ: Bedel var …Türkçeyede geçmiş..Bir şeyin karşılığıdır..Bir şeyi verirseniz aynı cinsinden olmayan başka bir şey ona bedel olarak verilir.. Yani çevirme, başka bir hale getirme..Tahvil anlamına geliyor.. Onları çevirdik..
bi cenneteyhim;Cennetlerini çevirdik..
cenneteyni; 2 Cennete çevirdik,2 bahçeye çevirdik..
Burada niye 2 kere cennet- cennet diye şey yapmış..
2 Tane sağlı ve sollu var..
Ama Cennetlerini cennetlere çevirdik diyor..
2 Bahçelerini – 2 bahçeye çevirdik..diyor..
هِمْ him ; (zamir) onların demek…
Yani aslında Bahçe ALLAH-U TEALA’nın,
Övünüp durdukları,Kibir yaptıkları “onların bahçelerini” Bahçeye çevirdik..
Ne hale getirdik yani…
Kibrin sonucu bahçelerinin ne hale geldiğiyle ilgili edebi bir ifade var burada ..
Nasıl bir bahçe olmuş ?
ذَوَاتَى أُكُلٍ خَمْطٍ-zevâtey ukulin hamtın;
zevât; Sahip demek
Nasıl bir sahiplik ,neye sahip?
ukulin hamtın:
Ukul:Yiyecek demek,meyve,yenilen şey
Ama burada hamtın sıfatı var ; tadı acı,yenilesi değil..
Hani bir meyva vardır..Ağzınıza alırsınız anında tükürürsünüz..
Yiyemezsiniz yani..tadının kötülüğünden ötürü…
Meyvesi olması faydası olmuyor..Meyvesi olsa bile, işe yaramayan bir hale getiriliyor..
وَأَثْلٍ “eslin ” ;Ilgın ağacı deniliyor.
Çalı çırpı gibi Ağaçlar…
(وَشَيْءٍ مِّن سِدْرٍ قَلِيلٍ) / “ve şeyin min sidrin kalîlin” ; az miktarda da sedir ağacından
Sedir ağacının iki çeşidi varmış..Tefsirlerde yazıyor..
Faydalı olan ve Faydasız olan Sedir ağacı..
Bunların faydalı bazı meyvaları varmış..
Sedirden Hatta saça faydası olan sabun yapılıyor..Bazı İlaç sektöründe kullanılıyor ..
Ama alimler bu ayette geçenin 2. cins faydasız olan ağacın olduğu söylüyorlar..
Yani o güzelim yemişlikler dolu dolu meyvalar veren ağaçlardan geriye ancak çalı ,çırpı boyutunda meyvesi olsada ağacın insanları hiç bir işe yaramayan bahçeler geriye kalıyor..
ALLAH-U TEALA’NIN BUNU NEDEN YAPTIĞINI SÖYLÜYOR
34-Sebe suresi 17. ayet (Genel: 34 – İniş: 58 – Alfbetik: 76)
ذَلِكَ جَزَيْنَاهُم بِمَا كَفَرُوا وَهَلْ نُجَازِي إِلَّا الْكَفُورَ
Zâlike cezeynâhum bimâ keferû, ve hel nucâzî illel kefûra
Nankör(kafir)lüklerinden dolayı onları böyle cezalandırdık.Nankör(Kafir) olmayana biz ceza verirmiyiz!
1. | zâlike | : işte böyle |
2. | cezeynâ-hum | : onları cezalandırdık |
3. | bimâ | : sebebiyle, dolayısıyla |
4. | keferû | : inkâr ettiler |
5. | ve hel | : mı |
6. | nucâzî | : cezalandırırız |
7. | illâ | : sadece, den başka |
8. | el kefûre | : kâfirler, inkârda ileri gidenler |
-
ذَلِكَ جَزَيْنَاهُم Zâlike cezeynâhum: Biz onları cezalandırdık..
-
بِمَا كَفَرُ / bimâ keferû: ne yaptıklarından dolayı ; Küfür ettiklerinden dolayı yani nankörlüklerinden dolayı.. yani şükür etmediklerinden dolayı…
Daha evvvel bahsetmiştik..Kur’an-ı Kerimde Nankörlük diye bir kelime pek bulunmuyor..
Adiyat süresinde var.
ADİYAT 6.AYET
إِنَّ الْإِنسَانَ لِرَبِّهِ لَكَنُودٌ
İnnel insâne li rabbihî le kenûdun
Muhakkak ki insan, Rabbine (karşı) gerçekten çok nankördür.
Yaptığına şahittir ; ne kadar nankör olduğuna diyor..
كَنُود-Kenud – orada farklı anlamı var .
Ama bilinen anlamıyla ;Nimete yapılan saygısızlık,Şükür etmemek Kur’an-ı Kerim ifadesiyle küfür manasına geliyor..
(…………………………)
-
وَهَلْ نُجَازِي إِلَّا الْكَفُورَ ve hel nucâzî illel kefûra;Biz nankör olmayana verirmiyiz..
هَلْ hel;soru kelimesi olsa da burada olumsuz manada
إِن İn Ya da لَّا Lâ anlamına geliyor..
Biz Cezalandırmayız..Karşılık vermeyiz..
إِلَّا الْكَفُورَ illa küfüra
Ancak Küfür edenleri-nankör olanları cezalandırırız..
Biraz evvel okuduğumuz;
Nisa 147.Ayet: Allah siz’e niye azap etsin? Eğer sizler şükür eder ve iman ederseniz.Allah Şekür’dür,yapılanları bilir.
Çok ilginç bir ifade var orada?!?!
شَكَرْتُمْ وَآمَنتُمْ / şekertum ve âmentum;
Şükür eder ve İman ederseniz !!!
Bakın Şükür ve İman yanyana duruyor..
Peki 2’sinin birleştiği yer neresi??!?
Niye Rabbim Bu ikisini beraber yanyana kullanmış..???
- İmanın Zıttı Küfür
- Şükrün de Zıttı Küfür
İmanın bir tanımı da şuymuş arkadaşlar:
İMAN : HERŞEYİN ALLAHTAN GELDİĞİNİ BİLMEK.
Bunu red ettiğinizde ne oluyor..???
Küfür etmiş oluyorsunuz..Üstünü örtmüş oluyorsunuz..
İşte İmanla ∩ Şükrün birleştiği yer..
ikisini de Red ettiğinizde!!!nimetlerin ALLAH’tan gelmediğini ..
Bu çok büyük imani tehlike !!!
Hep Elma örneğini veriyoruz…Herhangibir Elma !
Birde şöyle düşünün; ***ALLAH’ın Elması***
Yani ALLAH’ın bize ikram ettiği Elma…
Öbür türlü herşeyi NESNE OLARAK GÖRÜRSÜNÜZ !!!
Kitap,kalem, ağaç bir şey..Ama İmanı değerlerde baktığınızda herşeyin ALLAH’tan baktığınızda ALLAH’ın arabası,ALLAH’ın halısı ALLAH’ın evi,ALLAH’ın yiyeceği bu şekilde bakarsınız…
İşte bu İMAN oluyor..,
Bir elmaya bakıp diyorsunuz: Ne güzel elma!
Ama bunu kalbinizde , aklınızda ALLAH’la birleştirmediğinizde; örtmüş oluyorsunuz..
Neyi örtmüş oluyorsunuz?
ALLAH’tan geldiğini..ALLAH’ın bir değeri olduğunu örtmüş oluyorsunuz..
Yine Elmayı övebilirsiniz bakın..Ya Ne güzel Elma .. Kırmızı,Kırmızı,hoş kokulu…
Ama ALLAH’la birleştirmediğiniz takdirde..
Bu Şükür olmuyor..!!!Çünkü İman eksikliği var..!!!
O YÜZDEN YAŞANTININ HER KISIMINDA,HER ANINDA;
ALLAH’I AKILDAN ÇIKARMAYARAK BÜTÜN DEĞERLERE ALLAH’İ BAKARAK ,YAŞAMAK LAZIM!!!
(::::::::::::::::::::::::)
“Ne güzel Yaratmışsın!!!”
Şükürle-Hamdın birleştiği Yer..
Oradan Hamd’a geçiyorsunuz..
- Önce Nimeti övüyorsunuz..
- Daha Sonra… ALLAH’ın Yaratmasını devreye sokuyorsunuz..
“Aman Ya Rabbi; ne güzel yaratmışsın !…”
ALLAH’A DOĞRU ÖVGÜ. HAMDIN İLK KAPISI ..
Oradan sonrası zaten geliyor..
Geçen Hafta Elmayla ilgili Elmadaki Esma Tecellilerinden bir kaçını saymıştık ya..
O şekilde ALLAH’a doğru ..Övme işini…Hamdı SAHİBİNE yönlendiriyorsunuz..
Bakın şöyle bir şeyde tespitte bulunduk gelmeden evvel..
Az şükür etmek: Nankörlük..
Ama Küfür değil..
Yani yeterince Şükür etmiyorsunuz ya..
Bakın bu Küfür değil..
Küfür; ALLAH’tan yok sayarak değerlendirmek..
nimeti ALLAH ile alakalandırmamak.
Yeterince Şükür edememek acizliktir..
Yinede buna Nankörlük demek.. daha doğru..
Nankör;Yeterince Şükür etmiyor..
Küfürde ise tamamen üzerini örtüyorsunuz..
Ya da şöyle örtüyorsunuz geçen hafta söylediğimiz şekliyle..
Sadece Olağanüstü Şeylere Şükür edilir de..Bizim yaşantımızda olağan,doğal şeylere şükür edilmezmiş gibi bir yanlış anlayış var..!!!!
SEBE 13. AYETTE NE DİYORDU?
اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا/ i’melû âle dâvûde şukrân/Ey Dâvud Ailesi! Şükür İMAL EDİN.
Yani her şeyde şükür edilecek unsur ARAYIN VE BULUN..
bu “ŞÜKÜR MODUYLA YAŞAYIN”dan daha farklı bir izah…
“””Yavv çok özel bir şeyler geldi.. Ya Rabbi Şükürler olsun..”””
Ya Diğerleri nimet değil mi?
Bakın Burayla ilgili SEBE 36. AYETTE İşaret var..
SEBE 36.AYET
قُلْ إِنَّ رَبِّي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاء وَيَقْدِرُ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
Kul inne rabbî yebsutur rızka limen yeşâu ve yakdiru ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûne
De ki :Rabbim dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır(takdir eder).Lakin insanların çoğu bunu bilmezler.
-
يَبْسُطُ yebsutu:genişletir.
-
لرِّزْقَ rızka:Rızkı
-
لِمَن يَشَاء limen yeşâu:Dilediği kimseyi
-
يَقْدِرُ yakdiru:Daraltır diyor.(Takdir eder.)
ASLINDA “DARALTIR” DEĞİL BU…
Takdir eder ..Her ne hikmetse Meallerde “daraltır”diye geçiyor.. Genişletir varya zıttı daraltır..demişler..
ALLAH-U TEALA DARALTMAZ!!!
Burada yanlış anlaşılma var..Bunu izah etmeye çalışacağım..
Dilediğine Rızkı genişletiyor ya..
ALLAH-U TEALA’nın bu ekstra bir ikramı..Fazlından..
Demek ki İnsanların aslında nasipleri ,idare edilecekleri kadarını takdir edilen mikdar…
Bizim Temel ihtiyaçlarımız var ya bu..
Bunun dışındakilerini Rabbim ekstra olarak veriyor..
-
يَبْسُطُ/ yebsutu/genişletir,açar, ekstra ikram olarak verir..
TAKDİR EDİLENLER Yaşayacak kadar bize yetecek olan kısmımız..
Biz zan ediyoruz ki şu an sahip olduğumuz geniş nimetler bizim hakkımız..
Hayır Hakkımız değil bu..
ALLAH’ın bize özel olarak ekstra ikramları var..
(…………………….)
“O kişi hakediyor..ALLAH onu daraltıryor..Kasıtlı olarak vermiyor” diye yanlış bir ifade var..
Aykırı..Biz biliyoruz ki ..
ALLAH-U TEALA KERİMDİR İKRAM EDİCİDİR.
LATİFTİR..LUTFÜYLE VERENDİR..
DİĞER BAŞKA AYETLER:
FECR 15.AYET:Amma insan,ne zaman Rabbi kendisini imtihan edip, Ona ikram da bulunur ve nimet verirse “Rabbim bana ikram etti”der.
FECR 16.AYET:Amma ne zaman onu imtihan edip de Onun rızkını kısarsa(takdir ederse) “Rabbim beni zelil kıldı”der.
Ne kadar yanlış mantık var dediğimiz konunun, başka bir ayetsel ifadesi..
Devamı çok ilginç
FECR 17AYET:Hayır! Siz yetime ikram etmiyorsunuz.
FECR 18.AYET:Miskini(yani fakiri) doyurmayı da teşvikte bulunmuyorsunuz.
FECR 19.AYET:Mirası da Helal,Haram demeden yedikçe yiyorsunuz.
FECR 20.AYET:Malı toplamayı pek çok seviyorsunuz.
Bir Abimizin Tespiti olmuş..Bizimle paylaştı.. Onu paylaşmak istiyorum..Çok güzel bir nokta..
;Hani normalde bizim bir Tahakkukumuz var.. Rabbim de Ekstra ikram ediyor..
Daha da Ekstra ikram edilmesini mi istiyorsunuz..!!!rızkınızın genişlemesini ?
E ne yapacağız ..İşte burada cevabı var…
- Eğer siz yetime ikram ederseniz..
- Fakiri doyurmayı teşvikte bulunursanız..Paranız olmayabilir teşvikte bulunursanız..
- Mirası da,gelen parayı helal,haram demeden yemiyecekseniz.. Bu şekilde bakmadığınızda..
- Malı toplamayı pek çok seviyorsunuz. Böyle bir duygunuzda olmadan..
Yaşarsanız ALLAH’ta size rızkı ne yapacak?
Arttıracak..
(:::::::::::::::::::)
Bu anlaşılır en zor kısmı helal haram demeden yemiyeceksiniz..
Diğerleri daha anlaşılır kısmı ..
Malı toplamayı pek çok seviyorsunuz. Söyle açıklanıyor..!!!
Zaten Mal toplama durumunda olursan …zaten rızkın geniş olmaz ki..
Senin Rızkın yediğin ,giydiğin değil mi?
Malı topluyorsun kenarda duruyor..Sana faydası yok..Rızkın Genişlemiş olmuyor o anlamda..
Yetime ikram etmiyorsunuz ne demek..?!?!
Başını okşamak bile bakın yetime ikram etmek..
Paran olmayabilir ona iyi davranmak bile ikram..
İşte bunları açıklamak istedim..
Böyle bildiğimiz takdirde..
Nimetin Ekstra ALLAH’tan gelen bildiğiniz takdirde Şükür edersiniz..
Öbür tehlike ne biliyor musunuz?
“Ya Bu zaten benim hakkım…Neye şükür edeyim ki..Çalıştım da kazandım..”
DEMEK
Karunun dediği gibi..!!!
KASAS 78.AYET:(Karun): “O (servet) ancak bendeki ilim sebebiyle bana verildi.” dedi. Ondan önce, “Allah’ın ondan daha kuvvetli (güçlü) olan ve ondan daha çok şey toplayan nesilleri (zenginleri) helâk etmiş olduğunu” bilmiyor mu? Ve mücrimlere günahlarından sorulmaz
İşte o zaman ALLAH’tan görmezsin,kendinden görürsün o zaman..
O da işte KÜFÜR !..Çünkü gerçeği örtüyorsun..
SEBE 18. AYETE DEVAM EDELİM
34-Sebe suresi 18. ayet (Genel: 34 – İniş: 58 – Alfbetik: 76)
وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ الْقُرَى الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا قُرًى ظَاهِرَةً وَقَدَّرْنَا فِيهَا السَّيْرَ سِيرُوا فِيهَا لَيَالِيَ وَأَيَّامًا آمِنِينَ
Ve cealnâ beynehum ve beynel kurelletî bâreknâ fîhâ kuren zâhireten ve kaddernâ fîhes seyre, sîrû fîhâ leyâliye ve eyyâmen âminîne.
Memleketleri arasında kendilerine,o içine bereket verdiğimiz sırt srta vermiş şehirler meydana getirdik.Onların arasında gidişli gelişli yollar takdir ettik.”Buralarda geceleyin ve gündüzün emniyet içinde yürüyün.”dedik.
1. | ve cealnâ | : ve kıldık, yaptık |
2. | beyne-hum | : onların arasında |
3. | ve beyne | : ve arasında |
4. | el kurelletî | : beldeler, ülkeler |
5. | bâreknâ | : bereketlendirdik |
6. | fî-hâ | : orada |
7. | kuren | : belde, şehir |
8. | zâhireten | : yardım eden, sırt sırta, ardarda |
9. | ve kaddernâ | : ve takdir ettik |
10. | fî-hâ | : orada |
11. | es seyre | : seyir, gezme, yürüme, dolaşma |
12. | sîrû | : yürüyün, dolaşın |
13. | fî-hâ | : orada |
14. | leyâliye | : geceler, geceleyin |
15. | ve eyyâmen | : ve günler, gündüzler |
16. | âminîne | : emin olarak, korkusuz olarak |
-
وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمْ /Ve cealnâ beynehum;aralarına koyduk,yaptık..
-
وَبَيْنَ الْقُرَى /ve beynel kura;memleketleri arasında kendilerinde şehirler meydana getirdik.
-
الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا قُرًى ظَاهِرَةً /elletî bâreknâ fîhâ kuren zâhireten;Memleketleri arasında kendilerine o içine bereket verdiğimiz sırt sırta verdiğimiz..araka arkaya gelmiş şehirler meydana gelmiş..
-
وَقَدَّرْنَا فِيهَا السَّيْرَ /ve kaddernâ fîhes seyre;Gidişli-gelişli seyir alanları bugünki anlamıyla otobanlar otoyollar..Meydana getirdik takdir ettik..
-
سِيرُوا /sîrû ; yürüyün seyredin
-
فِيهَا /fîhâ; onların içerisinde
-
لَيَالِيَ leyâliye;geceleyin..
-
وَأَيَّامًا /ve eyyâmen;gündüzün
-
آمِنِينَ /âminîne;emniyet içerisinde yürüyün dedik
Ama onlar ne demişler..?
34-Sebe Suresi 19. Ayet
فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
Fe kâlû rabbenâ bâidbeyne esfârinâ ve zalemû enfusehum fe cealnâhum ehâdîse ve mezzaknâhum kulle mumezzakın, inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûrin.
“Ey Rabbimiz!Seferlerimizin arasını uzaklaştır.”dediler.Ve kendi nefislerine zulüm ettiler.Böylece onları ibret alınması için haber yaptık.Ve onların hepsini darmadağın hale getirdik.Şüphesiz bunda çok sabreden ve şükür eden herkes için ibret vardır.
1. | fe | : o zaman, böylece, buna rağmen, fakat |
2. | kâlû | : dediler |
3. | rabbe-nâ | : Rabbimiz |
4. | bâid | : uzak kıl |
5. | beyne | : arası |
6. | esfâri-nâ | : seferlerimiz |
7. | ve zalemû | : ve zulmettiler |
8. | enfuse-hum | : kendi nefslerine |
9. | fe | : o zaman, böylece, buna rağmen, fakat |
10. | cealnâ-hum | : onları kıldık |
11. | ehâdîse | : hadîs, nesilden nesile anlatılan sözler (efsane) |
12. | ve mezzaknâ-hum | : ve onları parçaladık, dağıttık |
13. | kulle | : hepsi, bütün, tamamı |
14. | mumezzakın | : parçalanmış olarak, parça parça |
15. | inne | : muhakkak |
16. | fî zâlike | : işte bunda vardır |
17. | le | : elbette |
18. | âyâtin | : âyetler |
19. | li kulli | : hepsi için |
20. | sabbârin | : çok sabreden |
21. | şekûrin | : çok şükreden |
-
فَقَالُوا رَبَّنَا Fe kâlû : Dediler ki
-
رَبَّنَا rabbenâ :Ey Rabbimiz! Çok ilginç Rabbimiz diyorlar..Yani Rablerine yönelerek yapıyorlar bunları…
-
بَاعِدْ /bâid : Uzaklaştır,Uzak Kıl.
-
بَيْنَ أَسْفَارِنَا/ beyne esfârinâ : “Seferlerimizin arasını uzaklaştır” dediler.
ALLAH-U TEALA ikram ediyor onlara ,takdir ediyor..Onlar yapmıyorlar..
Takdir ediyor inanılmaz özel bir seyahat imkanı,ulaşım imkanı bir de emniyet veriyor..
Bunun üzerine şımarıklarından ötürü başka sebeplerde var burada … onlardan ötürü “Seferlerimizin arasını uzaklaştır” diyorlar..
Rivayetlere göre 2 şehirin arası o kadar güzel ayarlanmış ki..
Bir şehirden bir şehire gidiyorsun..
Bir Seyahat süresince orada karnını doyuruyorsun..
Bütün ihtiyaçlarını karşılıyorsun..
Beyefendiler demişler ki..Biz eski uzun yolculukları özledik..
Ne güzel çantamızı,bavulumuzu hazırlıyorduk..Arabamıza biniyorduk..
Aralara şehirlerin arasına Çöller falan koy demişler..
Ya da demişler ki: biz arabalarımıza kurulup hazırlanıp gitmeyi özledik ..
Tefsirlerde diyorlar ki;
Bunun altında Kibir var..Arabayla falan..
Kendinden fakir olanlara ya biz seyahata çıkıyoruz falan… diyecekler..
Gösterişli arabalarıyla hava atacaklar…
Görüyormusunuz ?Günümüzde birleşen kısımları..
ALLAH ta ne yapmış …Biliyor musunuz?
وَظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ/ ve zalemû enfusehum /Kendilerine zulüm ettiler..29:26
Biz onlara zulüm ettik, demiyor..
Kendilerine zulüm ettiler.
Şura.30.Ayet: Başınıza gelen herhangi bir musibet, sizin ellerinizin kazandıklarından dolayıdır. Çoğunu da affeder.
Bunun vesilesi olarak..
-
فَجَعَلْنَاهُمْ /fe cealnâhum/Bunları yaptık.
-
أَحَادِيثَ/ ehâdîse;/Havadisler yaptık,Masallar yaptık,Efsaneler yaptık.Dilden dile dolaşan şeyler yaptık.
-
وَمَزَّقْنَاهُمْ/ ve mezzaknâhum/Onları didik didik darmadağan hale getirdik.
-
كُلَّ مُمَزَّقٍ /kulle mumezzak/Dağınık bulutlar halinde
-
إِنَّ فِي ذَلِكَ /inne fî zâlike/Şüphesiz bunda vardır.
-
لَآيَاتٍ /le âyâtin/Ayetler vardır.(Tekil değil;Çoğul),İbretler vardır.
-
لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ /li kulli sabbârin şekûrin/Sabreden ve Şükredenler için..
Kendimle ilgili bir hikaye anlatıyım;
İlk Hacca gittim..ALLAH nasip etti.Dönüşünü havaAlanından yapacağız.. Orası Sıcaktı..İstanbul’da Kış mevsimiydi Ocak Ayıydı….20 cm kar vardı.Seferler iptal olmuş.10-Saat havaalanında bekledik.Sabır ettik..Razı olmaya çalıştık.. O sıra Tefsir okuyayım dedim..Bu ayet denk geldi.Arapçasına o zaman hakim değilim..Mealden baktım..Ya Rabbi biz nimet verdik diyor .. Onlarda diyor ki bizim yolumuzu uzat..
Aklıma ne geldi biliyor musunuz? Hacdayım ya ..
Eskiden Hacca otobüslerle gidilirmiş biliyorsunuz? 1 Ayda gidilirmiş.. .Uzun ve meşakkatli bir yolculukolurmuş..Şimdi ise uçak var..3,5 saat.Eskiden yaya olarak 3 ay olan 3 haftaya inmiş otobüslerle .. Şimdi 3,5 saat..bakın ay-saate dönüşmüş..Ama buna rağmen;Bazı kimselerin şey dediğini hatırlıyorum” uçakla gitmek güzel de, karayolunun ayrı bir tadı var ya !”..Ziyaret ede ede gidiyorsun.. .. Bu Ayet’e çağrışım yaptı
Ne diyor;Bizim Seferlerimizin arasını uzat..
ALLAH sana imkan ,kolaylık vermiş..
Sen diyorsun;Bunun tadı ayrı şey..
(……..)
Hiç sayıyorsun…
Bakın hiç akla gelmeyecek bir nankörlük bu..
Romantizm adına, nostalji adına, değişik bir eğlence adına.. bu çok tehlikeli
Bunu ne anlama geliyor biliyormusunuz?
Biz Nimet olarak, hep elle tutulan, gözle görülen şeylere alışığız ya..
Farkında olmadığımız diğer nimetleri de biz ,,,
üzerini örterek ,değerini bilmeyerek… ALLAH’ın ikramını olduğunu red ederek te
Nankör olma,Küfür etme tehlikemiz var..
Yani Her alanda şükür edici değerleri ve bu değerlerin ALLAH’tan olduğunu bilmek lazım..
İstanbulda yaşayanlar için söyleyeyim..
İşyeri ve evi aynı semtte olması bir nimettir..
Buna rağmen ben biraz daha uzakta oturayım dediğinde,Bakın ALLAH korusun bu Ayetin içine giriyorsun..
Rabbin nasip etmiş işte, trafiğe girmiyorsun…
Herkes şehir dışına çıkıyor,dışarılarda oturuyor.. Bilmem ne ..
Ne diyorsun :Beldelerimiz arasına uzaklaştır diyorsun… bu Ayete göre..
İnsan,Hayrada dua eder,şerrede dua eder..
Bknz.Aşağıdaki Ayet
İSRA 11.AYET:
وَيَدْعُ الإِنسَانُ بِالشَّرِّ دُعَاءهُ بِالْخَيْرِ وَكَانَ الإِنسَانُ عَجُولاً
Ve yed’ul insânu biş şerri duâehu bil hayri ve kânel insânu acûlân
İnsan, (sanki) onun duası hayırmış (gibi) şerre dua eder. İnsan, çok aceleci olmuştur.
2 tane nankörlükle ilgili örnek verilmiş burada..
Yukarıdakiler,
İşte biraz evvel dediğim gibi..bilinen nimetlerin..Şükürsüzlüğü…
- SEBE 15.AYET:Gerçekten Sebe Kavminin bulunduğu yerde ibret vardı.Sağlı sollu iki bahçe.Rabbinizin rızkından yeyin ve O’na şükür edin.O ne güzel bir belde,Ve O çok bağışlayıcı bir Rab!
Aşağıda
biraz evvel okuduğumuz şartlarla ilgili (yollar,emniyet) Şükürsüzlük var..
Bizim bildiğimiz anlamda nimet olmayan; ama aslında farkına varmadığımız anlamda , şartlar gibi imkanlar gibi büyük nimetler
- SEBE 18.AYET:Memleketleri arasında kendilerine,o içine bereket verdiğimiz sırt sırta vermiş şehirler meydana getirdik.Onların arasında gidişli gelişli yollar takdir ettik.Buralarda “geceleyin ve gündüzün emniyeti içinde yürüyün” dedikSEBE 19.AYET:“Ey Rabbimiz!Seferlerimizin arasını uzaklaştır.”dediler.Ve kendi nefislerine zulüm ettiler.Böylece onları ibret alınması için haber yaptık.Ve onların hepsini darmadağın hale getirdik.Şüphesiz bunda çok sabreden ve şükür eden herkes için ibret vardır.
Rabbim 2 sini ayırmış..
Her çağda,her şeyde bu türlü şeyler, imkanlar var ..
Değişebilir..
Şimdi burada vaktimiz olursa inşaallah..Bir konuya gireceğim..
Ayetin sonunda;
Dikkatinizi çekiyor mu?
لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ /le âyâtin li kulli sabbârin şekûrin/
BUNDA ÇOK SABREDEN VE ÇOK ŞÜKÜR EDENLER İÇİN İBRETLER VARDIR.
bu basit gibi görülen kısım çok önemli..
Lukman Suresinde işlemiştik..Belki Hatırlarsınız..Bir giriş yapacağım..
Çok önemli bir konu!!!
Bu anlaşılırsa!!!
Çok şey anlaşılır… İnşaallah.
İlk önce Ayete göre açıklayayım..
Sonra Kavrama göre açıklayayım..
Bakın SABREDENLERLE VE ŞÜKREDENLER İÇİN AYETLER VARDIR.diyor.
Tefsirde yorumlarken ; Hep O Ayeti yaşayanlar yani üzerlerine ceza ve hak olanlarla ilgili açıklamaya çalışmışlar..
Şükür etmediler başlarına şu geldi falan..
Ama farklı bir gözle bakarsak aslında bu okuyucuya hitap..
Biz okumuyor muyuz mu? Bu Ayetden ibret almıyor muyuz?
Kur’an-ı Kerim bir tezekkür(Hatırlama,anımsama,hatırına getirme,bir sorunu konuşma) değil mi?
Bizim için;SABIR VE ŞÜKÜR KAVRAMLARIN konusunda dikkat gerekliliğini gösteriyor..
Yani İbret bize..
Onlar yaşadı, gitti niye anlatıyor?
Bunu okuyanlar için bir ibret vardır diyor..
Ama her okuyanın içinde değil bakın..
Çok çok Sabır eden ve çok çok Şükür eden için..ibret varmış..
O zaman bu mantıkla bakacağız..
Bu mantıkla baktığımızda ne var..??
Bakın Sabır ne demek öncelikle ?
Sabır: Tahammul etme ,Direnme gibi anlamlara geliyor..deniyor
Tahammül etme daha çok kullanılıyor..
Öyle bir anlamı yok aslında ..
3 TANE ANA ANLAMI VAR :
- 1-RIZA GÖSTERME
-
2-DİRENÇ GÖSTERME
-
3-SEBAT ETME
Hırsızlıkla/ haram kazançla ilgili bir misal verelim;
Bir kere sabır konusunda razı olma var,en temelinde..(daha evvel konuşmuştuk..)
ALLAH size bir şeyleri takdir ediyor mu? Takdir ediyor..O Sizin hak ettiğiniz kadarıyla..Kalbinizdeki değerlerle, İmani değerlerle önünüzdeki, arkanızdakilerle…
ALLAH size bir şey takdir ediyor..
Bunu alıyorsunuz..
- 1.Anlamı
Sen bir kere buna Rıza göstereceksin..
Bu Rıza gösterme haline Sabır deniliyor..
Yani bir Kişi haline Sabır ediyor..
Tamam bu diyor.. Bu Bana yeter diyor ..
Zaten Hak ettiğim bu; ben bununla yaşayacağım..diyor…
- 2.Anlamı
Oradan Şeytan bir fit veriyor..
Diyor ki: Ya diyor biraz Haksız kazanç elde et diyor..
Sen bunlara karşı direnirsen..
O Şeytanın dediklerine karşı direnç gösterirsen..
Yine Sabır etmiş oluyorsun..
Yani Nefsine karşı ,Şeytanın dediklerine karşı Sabır etmiş oluyorsun…
- 3. Anlamı
Sabır gösterme,Nefsinin/şeytanın dediğini yapmama halinde.
(Ayakların sağlam basacak bir şekilde) uzun süre kalırsan..
Yani Sebat edersen .. bu da sabır oluyor
Buda 3. anlamı oluyor..
Kuranı Kerimde bu 3 anlamı da net bir şekilde dile getirmiş..
KEHF SURESİ 28.AYET
وَاصْبِرْ نَفْسَكَ مَعَ الَّذٖينَ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ بِالْغَدٰوةِ وَالْعَشِىِّ يُرٖيدُونَ وَجْهَهُ
وَلَا تَعْدُ عَيْنَاكَ عَنْهُمْ تُرِيدُ زِينَةَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَا تُطِعْ مَنْ أَغْفَلْنَا قَلْبَهُ عَن ذِكْرِنَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ وَكَانَ أَمْرُهُ فُرُطًا
Vasbır nefseke meallezîne yed’ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta’du aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı’ men agfelnâ kalbehu an zikrinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhu furutân.
Sabah akşam, O’nun Vechi’ni isteyerek Rabbine dua edenlerle beraber nefsini sabırlı tut. Dünya hayatının ziynetini dileyerek gözünü onlardan çevirme! Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına (heveslerine) tâbî olan kimselere isteyerek, işinde haddi aşmış olanlara itaat etme!
Sen diyor Sabah-Akşam ALLAH’ın Vechini Rızasını dileyerek .Onlarla beraber nefsini sabır ettir diyor..
“Vasbır nefseke” Yani Sabet et.. Gözünü onlardan hiç çevirme…
Çevirirsen şu diyor..Konumuz bu ayet değil ama tamamlamaka gerekirse..
Dünya hayatının ziynetini dileyerek gözünü onlardan çevirme!
Ki Onlar;
1.ALLAH’a zikirlerimizi kalplerine gaflet ettirdiklerimiz…
2. hevalarına uyanlar…
3. Teferuat ve aşırı gitmeyi kendisine adet haline getirmiş olanlar.
Bunlara bakarsan diyor..
Dünyanın ziynetini kafanı çevirmiş olursun ,Ve Onlardan gözünü ayırmış olursun..
Bu bakımdan vasbır diyor..Sabrettir.Nefseke nefsini
Nefsin ne yapıyor..
Hırsızlık olayı olabilir,zina olayı da olabilir..Haset,gıybette olur..
1) Sen direnç gösteriyorsun.. Onun dediklerine karşı ..Yapmıyorsun..Sabır oluyor..
2)Bir de onda Sebat ediyorsun..Hayır Ben hep böyle kalacağım diyorsun..
ALLAH dostlarıyla olun diyor yani..
İşte bu Sabrın bir anlamı..
Ama buradaki anlamıyla…
Şu var.. Şimdi Oraya geleceğim tekrar.. Biraz anlaşılması incelik gerektiren bir şey..
Sen izleyicisin ya ,okuyucusun ya ,Ayeti okuyorsun ya;
ALLAH-U TEALA DİYOR Kİ ;
HALİNE SABRET.
Haline Şükür et değil!
Haline Sabır et.
Bil ki sana verilenler;
Senin Hak ettiklerin..Sana en uygun olanlar… sana takdir edilenler..
Eğer Sana fazlası verilirse…
Sen azabilirsin..
Bize biraz daha Fiziksel güzellik verilseydi..
Çapkınlık konusunda Azgınlık edebilirdik..
Ve bunda devam ederdik..
Biraz bize fazla para verilseydi..Fazlasından… azabilirdik..
Fiziki güç fazla verilseydi..İnsanlarda o gücü kullanıp zulümde bulunabilirdik.
Bilinki bize verilenler..
En uygun olanlar..
Merkez Efendinin dediği gibi..
Herşey Merkezinde.
yani olması gerektiği gibi …yani optimum…
İşte bu haline SABRET.
Niye ?Okuyorsun ya ..Bu Başlarına neler gelenleri okumuyor musun?
Aman Ya Rabbi,Ne olmuşlar,etmişler..
Sabır edenler için ibret vardır..
Çünkü aslında bu hikaye içerisinde onların Sabırlarıyla ilgili çok fazla bir şey yok..
Şükürsüzlükleriyle ilgili bir şeyler var..
Eğer onlara özgü bir Şükür ve Sabır bahsedilseydi…
Önce Şükrün yer alması gerekirdi.
Bakın burada ne diyor ..
Sabredenler için önce..
Şükür edenler sonra gelmiş..42:05
Bu onlar için değil..Bu bizler için..
BU İBRETLİK KISSALARI OKUYACAKSIN!!!
HALİNİ DÜŞÜNECEKSİN!AMAN BEN HALİME RAZIYIM DİYECEKSİN
YANİ SABIR EDECEKSİN.42:22
Şükür edenler için diyor..
Aman Ya Rabbi, Bizim Nimet saymadığımız ne kadar çok şey varmış..!!!
Ulaşım,Emniyet aklımıza gelmeyen; AMAN YA RABBİ!ŞÜKÜRLER OLSUN…
Hem bizim anladıklarımız kadarıyla,hem anlamadığımız kadarıyla meğerse ;
BÜTÜN NİMETLERİ SEN VERİYORMUŞSUN!
BUNLAR KENDİ KENDİLERİNE OLUŞMUŞ NİMETLER DEĞİL,SENİN EKSTRA LÜTUF OLARAK İKRAM ETTİĞİN NİMETLER…
AMAN YA RABBİ ŞÜKÜR OLSUN…
diyenler için ibretler vardır diyor..
Bakın bir ibret de demiyor..İBRETLER diyor..
Böyle olursan ALLAH-U TEALA niye azap edeyim ki diyor
Nisa 147.Ayet:Allah siz’e niye azap etsin?Eğer sizler şükür eder ve iman ederseniz.Allah Şekür’dür,yapılanları bilir.
EĞER BİZE AZAP EDİLİYORSA BİLİNKİ BU BİZİM;
- 1-İMAN EKSİKLİĞİMİZ
- 2.ŞÜKÜR EKSİKLİĞİMİZDEN
Hatta bir ayet var ..Enfal 33.Ayet
ENFAL 33.AYET
وَمَا كَانَ اللّهُ لِيُعَذِّبَهُمْ وَأَنتَ فِيهِمْ وَمَا كَانَ اللّهُ مُعَذِّبَهُمْ وَهُمْ يَسْتَغْفِرُونَ
Ve mâ kânallâhu li yuazzibehum ve ente fîhim, ve mâ kânallâhu muazzibehum ve hum yestagfirûne
Oysa sen onların içinde iken Allah onlara azap edecek değildi.
Onlar bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edici değildir.
Niye Eskisi kadar Azap gelmiyor?
HZ.PEYGAMBER EFENDİMİZ(S.A.V.) İÇİMİZDE!
HAYY-DİRİ YAŞIYOR.
Onun Hürmetine ..
Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(Enbiya 107. Ayet)
Onun Hürmetine Bize Azap edilmiyor..
Yoksa biz çok şey yapıyoruz..
Lut Kavminin yaptıkları bu devirde 100lercesi fazlası yapılmıyor mu?
Yasal evlilik ..Hakkı diyor homoseksüellerin ,Modernizm…
Lut kavmi yerin dibine batırmış..
Bu devirde fazlası yapılıyor..
ama ALLAH YERİN DİBİNE BATIRMIYORSA BİLİN Kİ!
RAHMETİNDEN.
Rasûlullah (s.a.v.) suyu yüzü hürmetine..
Devam ediyor Ayete;
ve mâ kânallâhu muazzibehum ve hum yestagfirûn
Onlar bağışlanma diledikleri sürece de Allah onlara azap edici değildir.
Hal-hal halimiz şuan ..
Diyor ki;Bir kişi eğer Af ve Mağfiret dileyip İstiğfar ederse; Tövbe İstiğfar çekerse
Ben Azabım etmeyeceğim Ona diyor…
İşte Ayet Açık..
Halbuki Sen içlerindeyken Azap edecek değildi Allah,İstiğfar ettikleri haldede Allah onlara azap edecek değil.
Önceki Ayetle birleştirsek ne oluyor?!
Azap olmamanın 2 şartı var..
1-ESTAĞFİRULLAH ÇEKMEN
ALLAH’tan Af ve Mağfiret dilemen.Hatanı itiraf ediyorsun orada ..Şeytan gibi kibirlenmiyorsun..Özür diliyorsun..Ben hatalıyım diyorsun…Bahaneler bulmuyorsun,Mazaretler aramıyorsun..
Bir kişi mazaret arıyorsa!!Bilin ki tam anlamıyla istiğfar etmiyor..
Ben nefsime Zulüm ettim diyor..Hz.Yunus (a.s.),Hz.Adem (a.s.)
Hz.Adem’in(a.s.) Tövbesi :
Rabbenâ zalemnâ enfusenâ ve in lem tagfirlenâ ve terhamnâ le nekûnenne minel hâsirîne
Hz.Yunus (a.s.) Tövbesi;
lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîne
Biz bahaneler buluyoruz..Ben buna yaptımda, hafifleticim sebeplerim var..
Kıymeti yok azabı hak ediyorsun..
ALLAH KORUSUN!
İSTİĞFAR ETTİKLERİ TAKDİRDE AZAP OLMAYACAK DİYOR YADA HAFİFLEYECEK DİYOR.
2. ŞARTIDA NE?ŞÜKÜR ETMEK.
Şükür edeceksen diyor..Azap edecek değildir diyor..
Tekrar ediyorum,
-
ŞÜKÜR ETMEK
-
İSTİĞFAR ETMEK
Bir de İMAN var.
Çok daha büyük bir Kavram..
ALLAH’ın gadabını üstümüze çekmeyeceğiz..Çünkü ALLAH Ceza verici değildir..
Bakın Ne diyor;
Onlar Nefslerine zulm ettiler..Kendilerine zulüm ettiler.. diyor..
Bu Şükür konusu ..3 haftadır işliyoruz..
Araya Sabır girmiş!!!
Niye Sabır var..
İşte Haline Sabır ediyorsun..
Nimetlere Şükür ediyorsun..
Bir küçük teorik kavram bunu açıklamak istiyorum!!!
Bakın deniyor ki;
İMAN 2 YE AYRILIYOR
⇓ ⇓
SABIR ŞÜKÜR
YARISI SABIR / YARISI ŞÜKÜR
Ezberde kalsın diye;Bir fıkra anlatacağım..
(Hafiflesin,lightlaşsın diye değil.)
Çok yakışıklı bir adam varmış..Hanımıda(ALLAH Affetsin) çirkinmiş.
Hanım sormuş;Ya Bey bizim ahiretteki durumumuz ne olacak ?
Adam demiş: Allah’ın izniyle ikimiz de Cennetliğiz demiş.
Hanım:Nasıl olacak bu ? demiş.
Adam:Sen bana Şükür ettiğin sürece,Ben sana Sabır ettiğim sürece Allah’ın izniyle ikimiz de Cennettliğiz demiş.
Yani ,İman eden Cennete girmeyecek mi?
İmanın,Yarısı Sabır Yarısı Şükür bu çok önemli bir kavram.
Bunun Zıttı ne biliyormusunuz?
KÜFÜR
KÜFÜRDE İKİ YE AYRILIYOR
⇓ ⇓
HASET KİBİR
YARISI HASET / YARISI KİBİR
SADECE BAK 4 TANE
İMAN × KÜFÜR
( SABIR / ŞÜKÜR ) ( HASET / KİBİR)
BÜTÜN KÖTÜ AMELLER, YA HASEDE GİDER YA KİBİRE GİDER
BÜTÜN İYİ AMELLER, YA SABIRA GİDER YA ŞÜKÜRE GİDER
ŞÜKÜR ü anlatayım;
İMANA BİZ KISA YOLDAN;
HERŞEY ALLAH’TANDIR DİYORSAK..
İŞTE ŞÜKRE DE NİMETE DE
YARABBİ BÜTÜN NİMETLER SENDEN
SABRA DA;
AMAN YA RABBİ BEN BUNLARI HAK EDİYORUM,
SEN DE BU DURUMUMA EN UYGUN HALLERİ VERİYORSUN..YİNE BUNLAR SENİN TAKDİRİNDİR
BEN DE KENDİ HALİME RAZI OLACAĞIM DEMEKTİR.
SABRIN EĞER BİR ZITTI VARSA “HASET”
ŞÜKRÜN BİR ZITTI VARSA (KÜFÜR DIŞINDA) “KİBİR”
HASET NE DEMEKMİŞ BİLİYOR MUSUNUZ?
RAZI OLMAMAK..
ALLAH’IN VERDİĞİ TAKSİMATI RAZI OLMAMAK..
“ONA VERDİN DE BANA NİYE VERMEDİN”
VEREN KİM? ALLAH.
Razı olmayınca Haset etmiş oluyorsun..
Duygun ne oluyor..Ondaki de gitsin..
Sonrası : Ondaki gitsin ..Bana gelsin..,
Günahlara bakın..
Sabır neydi? Razı olmak..
Haset neydi ? Razı olmamak..
Şükür ne ? Beğenmek..
Bütün Nimetin ALLAH’tan geldiğini bilmek , beğenmek ve Minnettarlık,
Aman ya Rabbi! Sen verdin demek bunları..ne güzel…
Kibir ne ? Beğenmemek..
Başkasını beğenmiyorsun ?Ne kadar çirkin diyorsun.. ..
Kendini beğeniyorsun
Ne diyorsun: Ben daha iyiyim diyip KİBİRLENİYORSUN
Başkasını küçük görmek,nimeti küçük görmek,beğenmemek..
(Şükür : Beğenmek) X (Kibir : Beğenmemek)
(Sabır : Razı olmak) X (Haset : Razı olmamak)
Görüyor musunuz bakın ne kadar konsantre ifadeler..
Niçin Haset ve Kibir en büyük günahlardan?
İblisin ameli değil mi? bunlar..
Ademe secde et emri olduğunda neden secde etmedi..???
KİBİRİNDEN
ARAF 12.AYET:(Allah): ‘Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan ne oldu?’ dedi. O da: ‘Ben ondan üstünüm. İblis: “Ben ondan hayırlıyım,beni ateşten ve onu nemli topraktan (balçıktan) yarattın.” dedi.
Ateşte Topraktan üstündür..Ben ona secde etmem dedi.
İşte Bu KİBİR..
Sonra Cennete indirildiler..
Cennette ne yaptı?? kendisi kovulmuştu ya ..
Ben kovulduysam..Onu da kovduracağım..
İşte bu da HASET..
Hangi kötülük varsa yeryüzünde bilin ki ..
Ya Hasede gider yada Küfüre .. Çünkü Şeytanın 2 konsantre amelidir bu..
İşte ;Bu Ayette de ; Sabır ve Şükrün iyi anlaşılması önemli..
Ne kadar İyi amel varsa; Yarısı Sabırdır,Yarısıda Şükürdür.
DUA;
ALLAH-U TEALA BİZİ ,
SABREDEN,ŞÜKÜR EDEN;
HASET ETMEYEN,KİBİR ETMEYENLERDEN EYLESİN.
BİZİM BAŞIMIZA GELEN KÖTÜLÜKLERİN VE MEVCUT BULUNDUĞUMUZ HALİN BİZİM KENDİ HAK ETTİKLERİMİZ OLDUĞU BİLİNCİYLE YAŞAYIP, HALİMİZE SABIR EDEN.
BÜTÜN NİMETLERİN DE ALLAH’TAN GELDİĞİNİ BİLEREK
BİZİM HAKETTİĞİMİZİN ,TAAHHUKUMUZUN DIŞINDA OLDUĞUNU EKSTA İKRAM OLDUĞUNU BİLEREK ŞÜKÜR DUYGUSUYLA YAŞAYANLARDAN OLMAYI NASİP ETSİN.
AMİN.
SADAKALLAHULAZİM.