https://kuransohbeti.com/google23622183ea1246e0.html google-site-verification: google23622183ea1246e0.html
SOHBETİ DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN LİNK
YASİN 13
وَاضْرِبْ لَهُم مَّثَلاً أَصْحَابَ الْقَرْيَةِ إِذْ جَاءهَا الْمُرْسَلُونَ ﴿١٣﴾
Vadrıb lehum meselen ashâbel karyeti, iz câehâl murselûn(murselûne).
1. | vadrıb (ve ıdrıb) meselen | : ve örnek, misal ver |
2. | lehum | : onlara |
3. | meselen | : misal, örnek |
4. | ashâbe | : halk |
5. | el karyeti | : karye, şehir, kasaba |
6. | iz câe-hâ | : ona gelmişti |
7. | el murselûne | : (gönderilmiş) resûller |
” Ve onlara, o şehrin halkını misal ver. Oraya resûller gelmişti.”
YASİN 14:
إِذْ أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمُ اثْنَيْنِ فَكَذَّبُوهُمَا فَعَزَّزْنَا بِثَالِثٍ فَقَالُوا إِنَّا إِلَيْكُم مُّرْسَلُونَ ﴿١٤﴾
İz erselnâ ileyhimusneyni fe kezzebûhumâ fe azzeznâ bi sâlisin fe kâlû innâ ileykum murselûn(murselûne).
1. | iz erselnâ | : biz göndermiştik |
2. | ileyhim | : onlara |
3. | isneyni | : iki |
4. | fe | : o zaman, fakat, bunun üzerine |
5. | kezzebû-humâ | : ikisini tekzip ettiler, yalanladılar |
6. | fe | : o zaman, fakat, bunun üzerine |
7. | azzeznâ | : azîz kıldık, güçlendirdik, destekledik |
8. | bi | : ile |
9. | sâlisin | : üçüncü |
10 | fe | : o zaman, fakat, bunun üzerine |
11 | kâlû | : dediler |
12 | innâ | : muhakkak biz |
13 | ileykum | : size |
14 | murselûne | : (gönderilmiş) resûller |
” Onlara iki (resûl) göndermiştik. Fakat ikisini de tekzip ettiler (yalanladılar). Bunun üzerine (onları) üçüncü (resûl) ile azîz kıldık (destekledik). O zaman onlar: “Muhakkak ki biz, size gönderilmiş resûlleriz.” dediler.
YASİN 16:
قَالُوا مَا أَنتُمْ إِلاَّ بَشَرٌ مِّثْلُنَا وَمَا أَنزَلَ الرَّحْمن مِن شَيْءٍ إِنْ أَنتُمْ إِلاَّ تَكْذِبُونَ ﴿١٥﴾
Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ ve mâ enzeler rahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûn(tekzibûne).
1. | kâlû | : dediler |
2. | mâ entum | : siz değilsiniz |
3. | illâ | : den başka |
4. | beşerun | : beşer |
5. | mislu-nâ | : bizim gibi |
6. | ve mâ enzele | : ve indirmedi |
7. | er rahmânu | : Rahmân |
8. | min şey’in | : bir şey(den) |
9. | in … illâ | : ancak, sadece |
10 | entum | : siz |
11 | tekzibûne | : tekzip ediyorsunuz, yalan söylüyorsunuz |
“Dediler ki: “Siz, bizim gibi beşerden başka bir şey değilsiniz. Ve Rahmân bir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”