SOHBETİN SES KAYDI MP3 :
(Öyle bir) ateş ki, onlar sabah akşam ona sunulurlar. Kıyametin kopacağı günde de, “Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun” denilecektir.
النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آلَ فِرْعَوْنَ أَشَدَّ الْعَذَابِ
En naru yu’radune aleyha guduvven ve aşiyya ve yevme tekumus saah, edhılu ale firavne eşeddel azab.
- Kelimeler
| # | kelime | anlam | kök |
|---|---|---|---|
| 1 | en-naru | ateş | نور |
| 2 | yua’radune | sunulurlar | عرض |
| 3 | aleyha | ona | |
| 4 | guduvven | sabah | غدو |
| 5 | ve aşiyyen | ve akşam | عشو |
| 6 | ve yevme | ve günü | يوم |
| 7 | tekumu | koptuğu | قوم |
| 8 | s-saatu | kıyametin | سوع |
| 9 | edhilu | sokun (denilir) | دخل |
| 10 | ale | ailesini | اول |
| 11 | fir’avne | Fir’avn | |
| 12 | eşedde | en çetinine | شدد |
| 13 | l-azabi | azabın | عذب |
İLGİLİ HADİSLER :
Riyazus Salihin, 1426 Nolu Hadis
Ebû Hureyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Biriniz namazda tahiyyâtı bitirdiği zaman, dört şeyden Allah’a sığınarak şöyle desin: Allâhumme innî eûzü bike min azâbi cehennem ve min azâbi’l-kabr ve min fitneti’l-mahyâ ve’l-memât ve min şerri fitneti’l-mesîhi’d-deccâl: Allahım, cehennem azâbından ve kabir azâbından, hayat ve ölüm fitnesinden, kör deccâlin fitnesine uğramaktan sana sığınırım.”
(Müslim, Mesâcid 128. Ayrıca bk. Müslim, Mesâcid 130-134; Ebû Dâvûd, Salât 149, 179; Nesâî, Sehv 64)
“Cenazelerinizi gömmeyi bırakmayacağınızı bilsem , kabir azabından bir miktar size de duyurması için Allah’a dua ederdim “ buyururdu.
(Müslim ,Cennet 67 ;Nesâi,Cenaiz 114).
Hz. Âişe’nin sadaka verdiği Yahudi bir kadın ona “ Allah seni kabir azabından korusun “ diye dua edince, o da Resûlullah Efendimize kabir azabının olup olmadığını sordu. Allah’ın Elçisi “ Allah vet, kabir azabı vardır” buyurdu. Hz. Âişe şöyle demiştir:” O günden sonra Peygamber Aleyhisselamın her namazdan sonra Allah’a sığındığını gördüm. “
( Buhari, Küsûf 7, Cenaiz 86, Daavât 37; Müslim, Mesacid 125).
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur :”Biriniz öldüğü zaman, sabah akşam ona gideceği yer gösterilir. Eğer cennetlik ise Cennet’teki yeri cehennemlik ise Cehennem’deki yeri kendisine gösterilir ve ona Allah Teala kıyamet gününde seni oraya gönderinceye kadar işte senin yerin burasıdır ‘ denilir. “
( Buhari, Cenaiz 89, Bed’ü’l-halk 8, Rikak 42; Müslim, Cennet 65 ,66).
”Öldükten sonra görüşecek miyim,” diye sormuş. Resulullah (s.a.v.) buyurmuş ki: ”Ruh, ağaçtan yiyen bir kuş olur. Kıyamet günü geldiğinde cesedine girer.”
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ”Müminlerin evlatları, Cennetin bir dağındadırlar. İbrahim ve Sare onlara bakarlar. Kıyamet gününde Allah onları babalarına teslim eder.”
‘Cennette Tuba isminde bir ağaç var. Her tarafı memedir. Süt emen ve ölen çocuklar, o ağaçtan emzirilirler. Bakıcıları da İbrahim Halilürrahmandır.”
Müslüman çocuklarının ruhları yeşil serçeler içinde, Cennet ağaçları üzerindedirler. Babaları İbrahim (Aleyhi’s-salatü ve’s-selam) onlara bakar.
”Cennette, Tuba isminde bir ağaç vardır. Her dalı süt verir. Cennet ehlinin çocukları ondan emzirilirler. Kadının düşürdüğü çocuk da, Cennet nehirlerinden bir nehirde dolaşır, Kıyamet kopunca (mahşerde) kırk yaşında bir adam olarak diriltilir.”
Selman-ı Farisi, Abdullah bin Selam (r.a.) ile karşılaştı. Dedi ki: Benden önce ölürsen, ne gördüğünü bana anlat. Şayet ben önce ölürsem, başıma, geleni sana bildiririm. Abdullah (r.a.) (dedi ki): Öldüğün halde nasıl bildirirsin, dedi. Selman (r.a.): Ruh, cesedinden çıktıktan sonra bir daha cesedine dönünceye kadar, yer ve gök arasında kalır, dedi. Allah’ın emri, Selman, (r.a.) önce öldü ve Abdullah bin Selam onu rüyada gördü. En üstün neyi buldun? dedi. Selman (r.a.): Ben tevekkülü çok acaip bir şey olarak gördüm, dedi.
Selmaıı-ı Farisi (r.a.)’den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: ”Müminlerin ruhları, yer ve gök arasında Berzahtadırlar. İstedikleri gibi gezerler. Sonra haşirde Allah onları cesedlerine geri çevirecektir.”
Ali bin Ebi Talib (r.a.)’dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: ”En hayırlı vadi, Mekke vadisidir. Ve en şerli vadide Hadramutta olan Ahkaf (vadisidir. Kafirlerin ruhları onda toplanır. Bu vadinin ismi, Bürhüt’dür,