MÜMİN 53 :
Andolsun ki biz Musaya hidayeti verdik.
وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْهُدَى وَأَوْرَثْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ
Ve lekad ateyna musel huda ve evresna beni israilel kitab.
- Kelimeler
| # | kelime | anlam | kök |
|---|---|---|---|
| 1 | velekad | ve andolsun | |
| 2 | ateyna | biz verdik | اتي |
| 3 | musa | Musa’ya | |
| 4 | l-huda | hidayet | هدي |
| 5 | ve evrasna | ve miras kıldık | ورث |
| 6 | beni | oğullarına | بني |
| 7 | israile | İsrail | |
| 8 | l-kitabe | Kitabı | كتب |
MÜMİN 54:
(Kendisinden sonra) İsrail oğullarına da — hem doğru yolun rehberi, hem temiz akıl saahibleri için bir öğüd olmak üzere — kitabı miras bırakdık.
هُدًى وَذِكْرَى لِأُولِي الْأَلْبَابِ
Huden ve zikra li ulil elbab.
- Kelimeler
| # | kelime | anlam | kök |
|---|---|---|---|
| 1 | huden | bir yol göstericidir | هدي |
| 2 | ve zikra | ve öğüttür | ذكر |
| 3 | liuli | sahiplerine | اول |
| 4 | l-elbabi | sağduyu | لبب |
MÜMİN 55 .
Şimdi sen (Habibim) sabret. Çünkü Allahın va’di gerçekdir. Günahının yarlığanmasını iste. Akşam, sabah Rabbini hamd ile (tenzih ve) tesbih et.
فَاصْبِرْ إِنَّ وَعْدَ اللَّهِ حَقٌّ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنبِكَ وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ بِالْعَشِيِّ وَالْإِبْكَارِ
Fasbir inne va’dallahi hakkun vestagfir li zenbike ve sebbih bi hamdi rabbike bil aşiyyi vel ibkar.
- Kelimeler