FUSSİLET 25
Biz onlara birtakım (kötü) arkadaşlar sardırdık. Onların önlerinde ve arkalarında bulunan herşeyi onlara süslü gösterdiler (yaptıkları işlerin güzel olduğunu söylediler). Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklarına (uygulanan) söz, kendilerine de gerekli oldu (bunlar da azabı hak ettiler), çünkü hep ziyanda idiler.
وَقَيَّضْنَا لَهُمْ قُرَنَٓاءَ فَزَيَّنُوا لَهُمْ مَا بَيْنَ اَيْد۪يهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ ف۪ٓي اُمَمٍ قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِۚ اِنَّهُمْ كَانُوا خَاسِر۪ينَ۟
Ve kayyadna lehum kurenae fe zeyyenu lehum ma beyne eydihim ve ma halfehum ve hakka aleyhimul kavlu fi umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins, innehum kanu hasirin.
- Kelimeler
| # | kelime | anlam | kök |
|---|---|---|---|
| 1 | ve kayyedna | ve biz musallat ettik | قيض |
| 2 | lehum | onlara | |
| 3 | kurana’e | birtakım arkadaşlar | قرن |
| 4 | fezeyyenu | süslü gösterdiler | زين |
| 5 | lehum | onlara | |
| 6 | ma | bulunanı | |
| 7 | beyne | onların önlerinde | بين |
| 8 | eydihim | onların önlerinde | يدي |
| 9 | ve ma | ve bulunanı | |
| 10 | halfehum | arkalarında | خلف |
| 11 | ve hakka | ve gerekli oldu | حقق |
| 12 | aleyhimu | kendilerine | |
| 13 | l-kavlu | söz | قول |
| 14 | fi | ||
| 15 | umemin | topluluklarına | امم |
| 16 | kad | ||
| 17 | halet | gelip geçmiş olan | خلو |
| 18 | min | ||
| 19 | kablihim | kendilerinden önce | قبل |
| 20 | mine | -den | |
| 21 | l-cinni | cin(ler)- | جنن |
| 22 | vel’insi | ve insan(lardan) | انس |
| 23 | innehum | çünkü onlar | |
| 24 | kanu | idiler | كون |
| 25 | hasirine | ziyanda | خسر |