SES KAYDINI MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ:
https://yadi.sk/d/-II2R7IDf7mwt
SEBE 24:
قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ قُلِ اللَّهُ وَإِنَّا أَوْ إِيَّاكُمْ لَعَلَى هُدًى أَوْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Kul men yerzukukum mines semâvâti vel ard(ardı), kulillâhu ve innâ ev iyyâkum le alâ huden ev fî dalâlin mubîn(mubînin).
1. | kul | : de |
2. | men | : kim |
3. | yerzuku-kum | : sizi rızıklandırır |
4. | min es semâvâti | : semalardan, göklerden |
5. | ve el ardı | : ve arz, yer |
6. | kulillâhu (kul allâhu) | : ‘Allah’ de |
7. | ve innâ | : ve muhakkak (ki) biz |
8. | ev | : veya |
9. | iyyâ-kum | : siz, size |
10. | le | : elbette, mutlaka |
11. | alâ huden | : hidayet üzerinde |
12. | ev | : veya |
13. | fî | : içinde |
14. | dalâlin | : dalâlet |
15. | mubînin | : apaçık |
MEALİ | : |
De ki: “Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kim?” “Allah” de. Ve muhakkak ki biz veya siz, mutlaka ya hidayet üzerindeyiz veya apaçık dalâlet üzerinde. |
SEBE 25:
قُل لَّا تُسْأَلُونَ عَمَّا أَجْرَمْنَا وَلَا نُسْأَلُ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Kul lâ tus’elûne ammâ ecremnâ ve lâ nus’elu ammâ ta’melûn(ta’melûne).
1. | kul | : de |
2. | lâ tus’elûne | : siz sorulamazsınız, sorgulanmazsınız |
3. | ammâ (an mâ) | : şeylerden |
4. | ecremnâ | : biz cürüm yaptık, suç işledik |
5. | ve lâ nus’elu | : ve biz sorulmayız, sorgulanmayız |
6. | ammâ (an mâ) | : şeylerden |
7. | ta’melûne | : siz yapıyorsunuz |
MEALİ |
De ki: “Bizim yaptığımız cürümlerden (suçlardan) siz sorgulanmazsınız. Ve biz (de) sizin yaptıklarınızdan sorgulanmayız.” |
SEBE 26
قُلْ يَجْمَعُ بَيْنَنَا رَبُّنَا ثُمَّ يَفْتَحُ بَيْنَنَا بِالْحَقِّ وَهُوَ الْفَتَّاحُ الْعَلِيمُ
Kul yecmeu beynenâ rabbunâ summe yeftehu beynenâ bil hakk(hakkı), ve huvel fettâhul alîm(alîmu).
1. | kul | : de |
2. | yecmeu | : toplar, toplayacak |
3. | beyne-nâ | : bizim aramızda, bizim aramızı |
4. | rabbu-nâ | : bizim Rabbimiz |
5. | summe | : sonra |
6. | yeftehu | : fethedecek, açacak, hüküm verecek |
7. | beyne-nâ | : bizim aramızda, bizim aramızı |
8. | bi | : ile |
9. | el hakkı | : Hak |
10. | ve huve | : ve o |
11. | el fettâhu | : açan, hükmeden, fetheden |
12. | el alîmu | : âlim olan, en iyi bilen |
MEALİ |
: |
De ki: “Rabbimiz bizi birarada toplayacak. Sonra hak ile bizim aramızı açacak (hüküm verecek).” Ve O; Fettah’tır (hak ile hükmeden) ve Âlim’dir (en iyi bilen). |