FATIR(16.SOHBET) 34-35.Ayetler

 :SOHBETİ DİNLE



SOHBETİ İNDİRMEK VEYA MP3 OLARAK DİNLEMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK

https://yadi.sk/d/63sDY8Xtqt8gj


 

FATIR 35

وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنَّا الْحَزَنَ إِنَّ رَبَّنَا لَغَفُورٌ شَكُورٌ

Ve kâlûl hamdu lillâhillezî ezhebe annâl hazen(hazene), inne rabbenâ le gafûrun şekûr(şekûrun).

1. ve kâlû : ve dediler
2. el hamdu : hamd
3. li allâhi : Allah’a
4. ellezî : ki o
5. ezhebe : giderdi
6. an-nâ : bizden
7. el hazene : hüzün, gam
8. inne : muhakkak ki
9. rabbe-nâ : bizim Rabbimiz
10 le : mutlaka, gerçekten
11 gafûrun : gafûr, mağfiret eden
12 şekûrun : şekûr, artıran

“Ve bizden hüznü gideren Allah’a hamdolsun, muhakkak ki Rabbimiz, gerçekten Gafûr’dur (mağfiret eden), Şekûr’dur (şükredilen/artıran).” dediler (derler).


FATIR 35:

الَّذِي أَحَلَّنَا دَارَ الْمُقَامَةِ مِن فَضْلِهِ لَا يَمَسُّنَا فِيهَا نَصَبٌ وَلَا يَمَسُّنَا فِيهَا لُغُوبٌ

Ellezî ehallenâ dârel mukâmeti min fadlihî, lâ yemessunâ fîhâ nasabun ve lâ yemessunâ fîhâ lugûb(lugûbun).

1. ellezî : o ki, ki o
2. ehalle-nâ : bizi yerleştirdi
3. dâre : yurt, diyar
4. el mukâmeti : ikâmet edilen yer, kalınacak yer
5. min fadli-hi : onun (kendi) fazlından
6. lâ yemessu-nâ : bize dokunmaz
7. fî-hâ : orada
8. nasabun : yorgunluk
9. ve lâ yemessu-nâ : ve bize dokunmaz
10 fî-hâ : orada
11 lugûbun : bir bıkkınlık ve usanç

Ki O, bizi fazlından kalınacak (ikâmet edilecek) bir yurda yerleştirdi. Orada bize bir yorgunluk dokunmaz ve orada bize bir bıkkınlık ve usanç dokunmaz.”

 

 

FATIR (15.Sohbet) 32-33.AYETLER

SOHBETİ DİNLE:




SOHBETİ İNDİRMEK VEYA MP3 DİNLEMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK:

https://yadi.sk/d/KCC-u9mnqhsdA


FATIR 32:

ثُمَّ أَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذِينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَا فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِّنَفْسِهِ وَمِنْهُم مُّقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ

Summe evresnâl kitâbellezînastafeynâ min ibâdinâ, fe minhum zâlimun li nefsihî, ve minhum muktesidun, ve minhum sâbikun bil hayrâti bi iznillâhi, zâlike huvel fadlul kebîr(kebîru).

1. summe : sonra
2. evresne : varis kıldık
3. el kitâbe : kitap
4. ellezîne : onlar
5. astafeynâ : biz seçtik
6. min ibâdi-nâ : (bizim) kullarımızdan
7. fe min-hum : böylece onlardan
8. zâlimun : zulmeden
9. li nefsi-hi : kendi nefsine
10 ve min-hum : ve onlardan
11 muktesidun : orta yol, orta hal
12 ve min-hum : ve onlardan
13 sâbikun : hayırlarda yarışanlar, öne geçenler
14 bi el hayrâti : hayırlarda
15 bi izni allâhi : Allah’ın izni ile
16 zâlike : işte bu
17 huve : o
18 el fadlu : fazl
19 el kebîru : büyük

Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Böylece onlardan bir kısmı nefsine zulmedicidir, onlardan bir kısmı muktesittir. Onlardan bir kısmı da Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlardır. İşte o ki o, büyük fazıldır.


FATIR 33:

جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا يُحَلَّوْنَ فِيهَا مِنْ أَسَاوِرَ مِن ذَهَبٍ وَلُؤْلُؤًا وَلِبَاسُهُمْ فِيهَا حَرِيرٌ

Cennâtu adnin yedhulûnehâ yuhallevne fîhâ min esâvire min zehebin ve lu’luen, ve libâsuhum fîhâ harîr(harîrun).

1. cennâtu : cennetler
2. adnin : adn
3. yedhulûne-hâ : ona girerler
4. yuhallevne : süslenirler, takarlar
5. fî-hâ : orada
6. min esâvire : bileziklerden
7. min zehebin : altın’dan
8. ve lu’luen : ve inciler
9. ve li bâsu-hum : ve onların elbiseleri
10 fî-hâ : orada
11 harîrun : ipek

(Onlar), adn cennetlerine girerler. Orada altından bilezikler ve inciler takarlar. Ve orada onların elbiseleri ipektir.