SES KAYDINI MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ :
https://yadi.sk/d/xOtQnc6Cco2Zq
https://archive.org/embed/Kuransohbeti2014.10.26.AHZAB2560-61-62&playlist=1
AYET METİNLERİ
33-Ahzab Suresi 60.Ayet(İniş Sırası: 90)
لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْمُرْجِفُونَ فِى الْمَدٖينَةِ لَنُغْرِيَنَّكَ بِهِمْ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ فٖيهَا اِلَّا قَلٖيلًا
Lein lem yentehil munâfigûne vellezîne fî gulûbihim meraduv vel murcifûne fil medîneti lenuğriyenneke bihim summe lâ yucâvirûneke fîhâ illâ galîlâ.
Andolsun, eğer münafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, şehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz geçmezlerse mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir (zamandan fazla) komşu olamazlar.
33-Ahzab Suresi 61. Ayet (İniş Sırası: 90)
٣٣-مَلْعُونٖينَ اَيْنَ مَا ثُقِفُوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْتٖيلًا
Mel’ûnîn, eyne mâ sugıfû uhızû ve guttilû tagtîlâ.
Lanete uğramışlardır. Nerede bulunurlarsa yakalanıp öldürülürler de öldürülürler.
33-Ahzab Suresi 62. Ayet (İniş Sırası: 90)
سُنَّةَ اللّٰهِ فِى الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْدٖيلًا
Sunnetallâhi fillezîne halev min gabl, ve len tecide lisunnetillâhi tebdîlâ.
Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah’ın kanunu böyledir. Allah’ın kanununda asla değişme bulamazsın.
SES KAYDININ METNİ :
Eûzubillâhimineşşeytânirracîym
Bismillâhir rahmânir rahîm.
Ahzab Suresi 60.Ayet
لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْمُرْجِفُونَ فِى الْمَدٖينَةِ لَنُغْرِيَنَّكَ بِهِمْ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ فٖيهَا اِلَّا قَلٖيلًا
Lein lem yentehil munâfigûne vellezîne fî gulûbihim meraduv vel murcifûne fil medîneti lenuğriyenneke bihim summe lâ yucâvirûneke fîhâ illâ galîlâ.
Andolsun, eğer münafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, şehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz geçmezlerse mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir (zamandan fazla) komşu olamazlar.
Kimler vazgeçmezse;
- 1-el munâfigûne: münafıklar
- 2-vellezîne fî gulûbihim maraZun: Kalplerinde maraz olanlar(hastalık olanlar)
- 3-vel murcifûne fil medîneti:Murciflik yapanlar Medinede..
Eğer vazgeçmezlerse… devam ediyor ayet;
lenuğriyenneke bihim-senin üzerine salarız, musallat ederiz..
summe lâ yucâvirûneke– sana komşuluk edemezler
fîhâ-orada
illâ galîlâ– az bir zaman
Ahzab Suresi özellikle bir gruba yani münafıklar (kafirlere de var)ve yeterince iman etmemiş olanlara bir uyarı niteliğinde ayetler içermekte…
Hem Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) hem de müminlere (o dönemde yaşayan müminlere Sahabe Efendilerimiz (r.a)) hem de işaret olarak bize dikkat edilmesi gerekliliği söylüyor…
(Bu arada başka ayetlerde olsa yine aynı tema, aynı içerik ,aynı bağlam devam ediyor.. )
Şimdi burada üç gruptan bahsediliyor;
- 1 Münafıklar
- 2 Kalplerinde maraz olanlar (hastalık olanlar)
- 3 Murcifler
Münafık ne olduğunu biliyoruz..
- Nifak la uğraşanlar..Nifak tohumu sokanlar..Ayrılık sokanlar
- inanmadıkları halde inandık gibi gözükenler..
- bir başka anlamıyla menfaatleri icabı hareket edenler.. yanar döner..
Tam kitaplarda anlatıldığı gibi değil…
mesela ölümden de korkmakda; bir münafıklık alameti
Ahzap suresinde geçmişti; savaşa katılmamaktaki gayretsizlik yine bir münafıklık alameti..
Yani bizim bildiğimizden( İmanı yok ta gizliyor)dan daha farklı ,derin manaları içeriyor..
Daha derin manasıyla şunu da söylemiştik hatırlarsınız biz Elhamdülillah Müslümanız…Mümin olmaya gayret ediyoruz.. Ama Kurân-ı Kerîm de münafıklarla ilgili geçen uyarılar tehditler bizim için de geçerli…05:30
Biliyorsunuz bizim de tam olarak iman etmemiş taraftarımız var ..ve münafıklık alameti olarak olabilecek yanlarımız var..
Mesela o meşhur hadiste ne var… ;
Münafıkla ilgili hadisler;
- “Dört şey kimde bulunursa hâlis münafık olur. Kimde bunlardan bir kısmı bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir haslet kalmış olur. Bunlar: Kendisine bir şey emanet edildiği zaman hiyanet etmek, söz söylerken yalan söylemek, ahdettiğinde, söz verdiğinde sözünü tutmamak, husumet zamanında da haktan ayrılmaktır.” (S. Buhâri, Tecrid-i Sarih, 1, no: 32)
- “Münafığın alâmeti üçtür. Söz söylerken yalan söyler. Va’d ettiği, söz verdiği zaman sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edildiği zaman hiyanet eder.” (S. Buhâri, Tecrid-i Sarih, 1, no: 31; Tirmizî, İman 14))
- “Münafıklara sabah ile yatsı namazlarından daha ağır hiçbir namaz yoktur. Halbuki bu iki namazın cemaatinde olan sevabı bilselerdi, emekleye emekleye (sürtüne sürtüne) de olsa, onlara gelip hazır olurlardı.” (S. Buhâri, Tecrid, II, no: 283)
- “Haya ve tutukluk imanın iki şubesidir. Bezâ (açık saçık konuşmak), beyan (lüzumundan fazla konuşmak) münafıklığın iki şubesidir.” (Tirmizî Terc. C. 3, no: 2096)
- “Münafık, iki koyun sürüsü arasında görülen ve bir bu sürüye, bir öbür sürüye koşan; hiç birinden olmadığı için birinde duramayan koyuna benzer.”
“Bir kimse, gaza etmeyerek ve cihada gitmeyi gönlünden geçirmeyerek ölürse, bir nevi nifak üzere ölür.” (Riyâzü’s-Sâlihin, II. No: 1346)
Şimdi bizde yok mu bunlar?..Biz munafığız demiyorum yanlış anlamayın…
Sabah namazıyla Yatsı namazı münafıklara ağır gelir..diyor..
Şimdi bizde yok mu? Üşene üşene namaza kalkarlar diyor..
Bizde koşarak mı coşkuyla mı oluyor her zaman…
Peygamber Efendimize(s.a.v.) münafıkların olduğunu belirten bir liste verilmiş..
Peygamberimiz, münafıkların listesini sadece Hz. Huzeyfe’ye vermişti.
(Zeyd b. Vehb el-Cühenî anlatıyor: “Münafıklardan biri öldü, Ebu Huzeyfe cenaze namazına katılmadı. Bunun üzerine Ömer, ‘Bu da onlardan mıdır?’ diye sorunca Ebu Huzayfe “Evet” diye cevap verdi. Bu defa Ömer: ‘Allah aşkına ben de onlardan mıyım?’ diye sormaya başladı. O ‘hayır!’ dedi ve ekledi, ‘Yemin olsun senden sonra artık bunları hiç kimseye anlatmam’”( bk. İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 8/637; Ebu Bekir el-Hallal, e’s-sünne, babu munakehati’l-Murhile; İbn Hacer a.g.y; Kenzu’l-ummal, a.g.y).)
Hz. Ebubekir (r.a.) olsun Hz. Ömer (r.a.) olsun birbirlerine yolda karşılaştıklarında acaba bizde bu listenin içerisinde miyiz..diye..Ciddi ciddi endişe etmişler..
Sadece bize anlatıldığı gibi olsa (bir grup var ,iman etmediği halde imanlı gibi davranıyor)..O zaman Sahabeler niye korktu?.. (06:54)
Yani biraz daha dikkat edilmesi gereken bir konu… ama bu (Ahzab Suresi 60.) ayette bahsedilenler özellikle net münafıklar.
Çünkü onlarla ilgili çok ciddi tehditler var.
- grup ise
Vellezîne fî gulûbihim maraZun;
O kimseler ki… fî ;içinde demek… gulûbihim ;kalplerinde maraZun-maraz vardır …
Türkçede de kullanılıyor maraz, biliyorsunuz gündelik hayatta da kullanıyoruz” marazım var” diye ifade ediyoruz..bir hastalık olarak da ifade ediliyor..
Kalplerde hastalık olması ne demek ?!
- Nefisler anlamına gelebilir..
- akıl hastalığı anlamına gelebilir
- niyet bozukluğu anlamına gelebilir
İçi kötü derler ya hani içinde mırık cırık olup uygun olmayan düşünceler olabilir ..
Buradan münafıklardan ayrı tutulması!!!!
Müslümanım deyipte tam iman etmemiş olanlar olabilir..Tam iman etmemiş ,içlerinde sapkınlık boyutlarına gelebilecek marazları var..
5 -6 yerde kalplerinde maraz olanlar geçiyor..
2-Bakara suresi 10. ayet
فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ فَزَادَهُمُ اللّٰهُ مَرَضًا وَلَهُمْ عَذَابٌ اَلٖيمٌ بِمَا كَانُوا يَكْذِبُونَ
Fî gulûbihim meradun fezâdehumullâhu meradâ, ve lehum azâbun elîmum bimâ kânû yekzibûn.
Onların kalblerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır.
3-Ali_İmran suresi 7. ayet (Genel: 3 – İniş: 89 – Alfbetik: 76)
هُوَ الَّذٖى اَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ اٰيَاتٌ مُحْكَمَاتٌ هُنَّ اُمُّ الْكِتَابِ وَاُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَاَمَّا الَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاءَ الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاءَ تَاْوٖيلِهٖ وَمَا يَعْلَمُ تَاْوٖيلَهُ اِلَّا اللّٰهُ وَالرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ يَقُولُونَ اٰمَنَّا بِهٖ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّا اُولُوا الْاَلْبَابِ
Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtum muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât, feemmellezîne fî gulûbihim zeyğun feyettebiûne mâ teşâbehe minhubtiğâel fitneti vebtiğâe teé’vîlih, ve mâ yağlemu teé’vîlehû illallâh, ver rasihûne fil ılmi yegûlûne âmennâ bihî kullum min ındi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulul elbâb.
O mabûd-i kadimdir ki, senin üzerine Kur’an’ı indirdi. Ondan bir kısmı muhkem âyetlerdir ki, onlar o kitabın aslıdır. Diğer bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Artık kalblerinde eğrilik bulunan kimseler fitne aramak ve onu te’vil arzusunda bulunmak için o kitaptan müteşâbih olanına ittiba ederler. Halbuki, onun te’vilini Allah Teâlâ’dan başkası bilemez. İlimde rüsuh sahibi olanlar ise «Biz ona imân ettik, hepsi de Rabbimizin cânibindendir,» derler. (Bunları) Tam akıllı zâtlardan başkası tezekkür edemez.
Bir çok yerde geçiyor..Daha önceki derslerden hatırlarsak…
özellikle AHZAB Suresinde geçenler:
Bknz. İlgili Ayetler
33-Ahzab Suresi 9. Ayet
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ جَاءَتْكُمْ جُنُودٌ فَاَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رٖيحًا وَجُنُودًا لَمْ تَرَوْهَا وَكَانَ اللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرًا
Yâ eyyuhellezîne âmenuzkurû niğmetallâhi aleykum iz câetkum cunûdun feerselnâ aleyhim rîhav ve cunûdel lem teravhâ, ve kânallâhu bimâ tağmelûne basîrâ.Ey imân edenler! Allah’ın üzerinize olan nîmetini yâd ediniz. O vakit ki, size (düşmanlarınız tarafından) ordular gelmişti. Biz de onların üzerlerine hemen bir rüzgar ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Ve Allah ne yapar olduğunuzu görüyordu.
33-Ahzab Suresi 10. Ayet
اِذْ جَاؤُكُمْ مِنْ فَوْقِكُمْ وَمِنْ اَسْفَلَ مِنْكُمْ وَاِذْ زَاغَتِ الْاَبْصَارُ وَبَلَغَتِ الْقُلُوبُ الْحَنَاجِرَ وَتَظُنُّونَ بِاللّٰهِ الظُّنُونَا
İz câûkum min fevgıkum ve min esfele minkum ve iz zâğatil ebsâru ve beleğatil gulûbul hanâcira ve tezunnûne billâhiz zunûnâ.
O vakit ki, size hem üstünüzden gelmişlerdi hem de aşağı tarafınızdan ve o vakit ki, gözler kaymış ve yürekler gırtlaklara kavuşmuştu ve Allah’a türlü türlü zanlar ile zanda bulunuyordunuz.
33-Ahzab suresi 11. Ayet
هُنَالِكَ ابْتُلِىَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَدٖيدًا
Hunâlikebtuliyel mué’minûne ve zulzilû zilzâlen şedîdâ.
İşte orada mü’minler imtihana tutulmuşlardı ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.
33-Ahzab Suresi 12. Ayet
وَاِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ مَا وَعَدَنَا اللّٰهُ وَرَسُولُهُ اِلَّا غُرُورًا
Ve iz yegûlul munâfigûne vellezîne fî gulûbihim meradum mâ ve adenallâhu ve rasûluhû illâ ğurûrâ.
Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı.
33-Ahzab suresi 13. Ayet
وَاِذْ قَالَتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ يَا اَهْلَ يَثْرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمْ فَارْجِعُوا وَيَسْتَاْذِنُ فَرٖيقٌ مِنْهُمُ النَّبِىَّ يَقُولُونَ اِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ وَمَا هِىَ بِعَوْرَةٍ اِنْ يُرٖيدُونَ اِلَّا فِرَارًا
Ve iz galet tâifetum minhum yâ ehle yesribe lâ mugâme lekum ferciû, ve yesteé’zinu ferîgum minhumun nebiyye yegûlûne inne buyûtenâ avratuv ve mâ hiye biavrah, iy yurîdûne illâ firârâ.
Ve o vakit onlardan bir tâife demişti ki: «Ey Yesrib ahalisi! Sizin için bir duracak yer yok. Artık geri dönünüz». Ve onlardan bir zümre de Peygamberden izin isteyerek diyorlardı ki: «Muhakkak evlerimiz açıktır.» Halbuki, onlar açık değildi. Onlar firar etmekten başka bir şey dilemiş olmuyorlardı.
Bu ayetlerde sadece münafıklardan bahsetmiyor!!!
İman etmiş ama kalplerinde biraz imanda eksiklik var…Maraz olanlar Şüphe olanlar var..Onlar münafıkların fitnelerine uyup kaçmaya çalışıyorlar…(Ahzab Suresi 13. Ayet)
Ve ne diyorlar; Allah ve Resûlü bize bir aldatıştan başka vaadetmiş olmadı». (Ahzab Suresi 12.Ayet)
Sahabiler deniyor ama Peygamber Efendimiz (s.a.v.) görüşmüş herkesin iman seviyesi aynı değil..Çünkü sonradan dönenler de olmuş..
Münafıkların tarafına geçmiş olanlarda olmuş.. Bu ayetler bu sahneleri anlatıyor..
Ama gerçek Sahabi Efendilerimiz (r.a.) bizler ayak tabanlarına bile gelemeyiz..Onlar özel olanlar..
Bir de Ahzab Suresi 32. Ayete bakalım;
33-Ahzab Suresi 32. Ayet
يَا نِسَاءَ النَّبِىِّ لَسْتُنَّ كَاَحَدٍ مِنَ النِّسَاءِ اِنِ اتَّقَيْتُنَّ فَلَا تَخْضَعْنَ بِالْقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذٖى فٖى قَلْبِهِ مَرَضٌ وَقُلْنَ قَوْلًا مَعْرُوفًا
Yâ nisâen nebiyyi lestunne keehadim minen nisâi inittegaytunne felâ tahdağne bil gavli feyatmeallezî fî galbihî meraduv ve gulne gavlem mağrûfâ.
Ey Peygamberin zevceleri! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsinizdir, eğer muttakî bulunuyor iseniz. Lâkırdıyı yumuşakça yapmayınız, sonra kalbinde bir fesat(maraz) bulunan tamaha düşer. Ve maruf(bilinen bir üslup) söz söyleyin.
Bu ayette ‘’kalplerinde maraz olan’’lar farklı bir kategoride değerlendiriliyor..Daha önceki ayetlerdeki farklıyıdı..
Ne diyor; sözü edalı söylemeyin.. diyor..kalplerinde maraz olanlar bir şeye kapılmasın..
Geçen hafta tesettür konusunda;söylediğimiz şeyler vardı… orada bunlardan farklı olarak ileri gidip defa bazı temenni ve istekleri talepleri olabilecek olanlardan bahsediliyor..
Bunları da, ALLAH U TEALA kalplerinde maraz olanlar olarak söylüyor..
Durup durupken bazı şeylere meyilli olan insanlarında kalplerinde bu anlamda maraz olduğunu ifade ediyor… yani şimdi buna sadece münafıklar diyemezsiniz..
40-Mumin Suresi 19. Ayet
يَعْلَمُ خَائِنَةَ الْاَعْيُنِ وَمَا تُخْفِى الصُّدُورُ
Yağlemu hâinetel ağyuni ve mâ tuhfis sudûr.
Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.
Sadece kalplerinde maraz olanlar sadece gayri meşru cinsellik talebi olan anlamında değil ; bütün çerçevede ….özellikle burada bunu söylüyor zaten …işlediğimiz Ahzab Suresi 60.ayet ten önce olanlar da dikkatinizi çekerse..!!
Münafıklarla ilgili ALLAH-U TEALA ya ve Rasulüne (s.a.v.) eziyet edenler ilgili ayetler vardı..
Orada cilbapla ilgili bir ayet geçmişti.. Son 2 dersten hatırlarsanız..
Bknz.İlgili Ayetler
33-Ahzab Suresi 58.Ayet
وَالَّذٖينَ يُؤْذُونَ الْمُؤْمِنٖينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ بِغَيْرِ مَا اكْتَسَبُوا فَقَدِ احْتَمَلُوا بُهْتَانًا وَاِثْمًا مُبٖينًا
Vellezîne yué’zûnel mué’minîne vel mué’minâti biğayri mektesebû fegadıhtemelû buhtânev ve ismem mubînâ.
Ve o kimseler ki, mü’minlere ve mü’minelere yapmamış oldukları bir şey sebebiyle ezada bulunurlar, artık muhakkak ki, pek mühim bir iftirayı ve bir açık günahı yüklenmiş olurlar.
33-Ahzab suresi 59. Ayet
يَا اَيُّهَا النَّبِىُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنٖينَ يُدْنٖينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابٖيبِهِنَّ ذٰلِكَ اَدْنٰى اَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَحٖيمًا
Yâ eyyuhen nebiyyu gul liezvâcike ve benâtike ve nisâil mué’minîne yudnîne aleyhinne min celâbîbihinn, zâlike ednâ ey yuğrafne felâ yué’zeyn, ve kânallâhu ğafûrar rahîmâ.
Ey Peygamber! Zevcelerine ve kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına de ki, üzerlerine cilbablarını sıkı örtsünler. Bu, onların tanınmalarına ve eza edilmemelerine en yakın (en muvafık) bir sebebdir. Ve Allah en çok mağfiret edendir, çok merhametli olandır.
Bunun arkasında kalplerinde maraz olanlar demekle de yukarda bir şey daha vardı (bir önceki ayet 58.ayet)
Burada kalplerinde maraz olanlarla cinsellikle kadınları yüklenenler ve hak etmedikleri halde onlara ‘’zan’’da bulunabilecek kast ediyor..(15:00)
- Geçen hafta ;Nefs konusunu anlattık..
Bizim Nefsimiz var..
Nefsimize yüklenen bazı özellikler var ..Ama bunlar ‘’fıtrati”
Nefs haz alıcı ama bu onun fıtratı.
Yani ‘’cennet kaynaklı’’.Orada “Cemâlullah’’ tecellilerine alışmış..
Yeryüzüne indiğinde de gördüğü her şeyi tanıyor..
‘’Cemâlullah’’ kaynaklı güzellikleri tanıyor..ve ona meyl ediyor..
Şimdi bu onun fıtratı ama sorun ,sizin ona tabi olmanızda..
Çünkü ‘’şerr’i hükümler’’ aklımıza, bilincimize yönelik..(nefse değil!)
Yani Kuran-ı Kerim kime hitap??
- Aklımıza hitap
Sen nefsini terbiye ile yükümüsün; tezkiye ile yükümüsün….değiştirmek de mümkün üçüncü aşama da …değiştirmek..
Dolayısıyla içinden gelen o dürtüler var ..
ALLAH -U TEALA koymuş onu..
Ama Şeriatı da koymuş..bir ölçüde koymuş..
Sen buna dikkat etmelisin.. bunun dışında aşırıya gidenler kalplerinde maraz olanlar var..
Oturuyor kuruyor adam.. Oturuyor düşünüyor..
Müminun Suresi 6.Ayette onlara kınanmazlar diyor..
Bknz. İlgili Ayetelr
23-Muminun suresi 6. ayet (Genel: 23 – İniş: 74 – Alfbetik: 76)
اِلَّا عَلٰى اَزْوَاجِهِمْ اَوْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَاِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومٖينَ
İllâ alâ ezvâcihim ev mâ meleket eymânuhum feinnehum ğayru melûmîn.Ancak zevceleri veya sağ ellerinin mâlik olduğu cariyeleri müstesna. Çünkü onlar, kınanılmış değildirler.
23-Muminun Suresi 7. Ayet
فَمَنِ ابْتَغٰى وَرَاءَ ذٰلِكَ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْعَادُونَ
Femenibteğâ verâe zâlike feulâike humul âdûn.Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir.
Dürtüler var.. Ama dürtüleri kontrol etmekle mükellefsin..
İşte bunun aşırılılığı “Kalplerinde maraz olanlar” olarak ifade ediliyor..
- 3.Sınıf Murcifler;(17:10)
Vel Murcifûne…
Murcif Ne demek???
“El Recif” kelimesi var—sarsıntı ,zelzele anlamında
İfal babı’ndaki ifadesi; İrcef.
İrcef ;Sarsmak anlamında
Bilenler bilir.. ifal babı’na girince anlam karşıya geçer..
Sarsıntı ifal babı olunca karşındakine o etki geçer…Yani karşındakini sarsmak..anlamında
Murcif ise ism-i faili.. Yapan kimse ‘’ircef ‘’fiilini yapan..Sarsmayı yapan kimse..
Yani “sarsan”..Bu 1. anlamı
Vel Murcifûne fiy Medine ..diyor
Mürciflik yapanlar;
- Yaydığı haberlerle,insanlarla konuşmalarıyla,fitneleriyle toplumda bir sarsıntı geçirtenler..
Bugün ne deniyor ona? Algı mühendisliği deniyor..
***Yani gerçek öyle değil.. Ama olmayan bir şeyi yayarak ya da olan bir şeyi farklı göstererek..toplumda bir sarsıntı oluşturuyorlar..***
Bknz İlgili Ayet
49-Hucurat Suresi 6. Ayet
يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اِنْ جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَاٍ فَتَبَيَّنُوا اَنْ تُصٖيبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِمٖينَ
Yâ eyyuhellezîne âmenû in câekum fâsikum binebein fetebeyyenû en tusîbû gavmem bicehâletin fetusbihû alâ mâ fealtum nâdimîn.
Ey imân etmiş olanlar! size fâsık bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
Bakın biz haber olarak bir çok şey dinliyoruz..
Gazete olsun ,medya olsun v.b…
ALLAH-U TEALA :’’ Yâ eyyuhellezîne âmenû (Ey iman edenler)… mümin olanlar bize yani dikkat edin diyor..Çünkü her şehirde mürcif olanlar olabilir ,sakın o haberlere aldanmayın..
Ben de bir şey gelişti ben bir haberi izlediğimde hemen arka planını bakıyorum..
- Haberin kaynağı kim?
- Haberin realitesi ne?
- Güncel olaylar ne? Algı mühendisliği mi yapılmak mı isteniyor..
- Gerçekten böyle bir olay var ise niçin çıkarıldı?
Böyle yapınca olayları arka planını görebiliyorsunuz..
Mahir Kaynak var ..biliyorsunuz..
‘’Bir olay gördüğünüz zaman hemen ona kapılmayın derdi..Bir arka planına bakın.Bundan kim menfaatleniyor.’’
Bütün dünyada bu böyle.. özellikle de ‘’ey iman edenler’’ diyerekte bize bildiriliyor..
Bu münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar gruplarıyla beraber anılıyor ‘’mürcif’’ olanlar..
Ve bunlara ne yapılması gerektiğini birazdan göreceksiniz.. burada ilginç bir ifade var..
Ahzab Suresi 60.Ayetin sonunda; fil medîneti ..Medine’de diyor..
Medine özellikle geçmiş…13 üncü ayette..
33-Ahzab Suresi 13. Ayet
وَاِذْ قَالَتْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ يَا اَهْلَ يَثْرِبَ لَا مُقَامَ لَكُمْ فَارْجِعُوا وَيَسْتَاْذِنُ فَرٖيقٌ مِنْهُمُ النَّبِىَّ يَقُولُونَ اِنَّ بُيُوتَنَا عَوْرَةٌ وَمَا هِىَ بِعَوْرَةٍ اِنْ يُرٖيدُونَ اِلَّا فِرَارًا
Ve iz galet tâifetum minhum yâ ehle yesribe lâ mugâme lekum ferciû, ve yesteé’zinu ferîgum minhumun nebiyye yegûlûne inne buyûtenâ avratuv ve mâ hiye biavrah, iy yurîdûne illâ firârâ.
Ve o vakit onlardan bir tâife demişti ki: «Ey Yesrib ahalisi! Sizin için bir duracak yer yok. Artık geri dönünüz». Ve onlardan bir zümre de Peygamberden izin isteyerek diyorlardı ki: «Muhakkak evlerimiz açıktır.» Halbuki, onlar açık değildi. Onlar firar etmekten başka bir şey dilemiş olmuyorlardı.
Ey Yesrib Halkı (Ahzab Suresi 13. Ayet) meallerde Medine olarak geçmi. yanlış….
Yesrib’i(O ayeti işlerken açıklamıştık)..Peygamber Efendimiz (s.a.v.) değiştirdiği bir isimdi.
(Yesrib adı “fesat” anlamına gelen bir kökten geldiği için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicretten sonra buraya hoş ve güzel anlamına gelen Tâbe veya Taybe unvanlarını vermiştir. Daha sonra Medine diye isimlendirilmiştir.Medine şehir demektir, medeniyet buradan gelmektedir.)
‘’Kalplerinde maraz olan’’lar diyor ki ‘’ yâ ehle yesribe’’
Medine ifadesine Peygamber Efendimiz(s.a.v.) kullandığı isme muhalefet var burada..
Nasıl bir haleti ruhiye içinde olduklarını anlayabiliyoruz.. Bu 60. Ayette de ALLAH-U TEALA -tekzip olarak bir anlamda- diyor ki ‘”Medine” diyor sarsıntılı haber yayanlara… Mürciflere öyle diyor..’’Medine denmesini istiyor ve Mürciflerin, Yesrib ifadesini kullanmak meyilinde olduklarını söylüyor..
Burada da şu mesaj veriliyor.. İnsanların konuşmalarının kelimelerinin dikkat edin..
Hangi mantıkta neyi kullanıyorlar?
Mesela Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) denmiyor da Muhammed Peygamber deniyor..
Şimdi birisi din âlimi olarakta çıksa çok uygun bir dille konuşmadığı zaman.. duruyorum orada..neden kullanmıyor da bazı ifadeler özellikle onu(Muhammed peygamber, islam peygamberi v.b) kullanıyor.. bunun gibi bir sürü ifade var..İşte Yesrib diyor onlar..
ALLAH-U TEALA Medine dememizi istiyor..
Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem),Peygamber Efendimiz(s.a.v.) Fahri Kainat Efendimiz (S.A.V.) kullanabileceğimiz en latif ifadelerle söylemeniz gerekiyor..
Ahzab 11 inci Ayette
33-Ahzab Suresi 11. Ayet
هُنَالِكَ ابْتُلِىَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَدٖيدًا
Hunâlikebtuliyel mué’minûne ve zulzilû zilzâlen şedîdâ.İşte orada mü’minler imtihana tutulmuşlardı ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı.
zilzâlen şedîdâ-recif (60.Ayet) sarsıntı anlamına geliyordu.
Bu ayetler birbirine ahengli,uyumlu görüyormusunuz?
Müminler münafıkların verdiği fitne ile bir sarsıntı geçiriyorlar..
ALLAH-U TEALA diyor ki;’’ mü’minler imtihana tutulmuşlardı’’ diyor. (24:16)
Yani imtihan , zor bir durumda karşısında bakalım kul ne yapacak?
İman ölçüsünde mi- iddaa ettiği iman ölçüsünde mi- davranacak; yoksa hemen dönüp topukları arkasına dönüp gidecek mi?
ALLAH-U TEALA zaten bunu biliyor ’İLMİYLE’… aslında bize gösteriyor..
Dikkat etmek lazım..
Bu algı operasyonu yapmak isteyen bir grup eğer fitne yapar ise, haber yayılırsa..sen bunu okuduğunda Hucurat Sûres 6.Ayetinde olduğu gibi.. arkasını dönüp araştırmazsan sen de onu imtihana tâbi olmuş olursun..
ALLAH korusun yanlış bir düşünceye konumuna gitme ihtimalin var ..O yüzden biz olayları her zaman ALLAH-i düşüneceğiz İmani esaslara göre ….güncel hayatın durumları ile değerlendirmeyeceğiz..
Ne diyorduk?”
İnsan bir televizyon haberi izlerken bile “İmani bir imtihan’’da..
Bir film izlerken, bir reklam izlerken, burada düşündükleri ,içinden geçenler… tasdik yada itirazlar
ALLAH bunların hepsini ,içimizden geçenleri biliyor.. böylece sizin imanınız değerlendiriliyor… hem bu dünyadaki hem ahirette ki konumunuz değerlendiriliyor…sadece bir amel olarak yaptıklarımızdan değil aynı zamanda niyetlerimizden de sorumluyuz.. biliyorsunuz ki hadis kitapları -hemen hemen çoğunu başlangıcınd-a birinci hadisi” bütün ameller niyetlere göredir”
إنَّمَا الاعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ
inneme’l-a‘mâlu bi’nniyât
“Ameller niyetlere göredir’’
Bunu test edin..Bir haber izlediniz..İyi ki yapmış bu adam şöyle böyle..Cinayet sahnesi var..Daha fazlasını yapsaydı..Ya bu sensin ..imanın bu.. mümin bir, müslüman burada ne yapması gerekir…. doğru olan ne ….ayetler ve hadisler ne diyor?!! Bir düşüneyim… ben olsam bu durumda ne yapardım?!!! demiyorlar.. İşte bu içinden geçenler senin imanını..yada nefsin yada şeytanın vesvesesi ise.. bir şekilde de onu uyuyorsun ,tâbi oluyorsun..
Dizilerde gayrı meşru ilişkiler var… bir Anadolu kadını başörtülü,namazında niyazında bir kadın “Ay yakalanacaklar ! “diyor .
Bir kendine gel ne yapıyorsun??!!!!
Neyi destekliyorsunuz aslında ..İçinde olan nelerin çıkıyor orada… bunun gibi bir sürü örnek var.. Futbol maçı izliyor.. Adam tekme atıyor ..’’Ha kırılası bacağı’’diyor adam…iyi ki yaptın diyor..
Peygamber Efendimiz(s.a.v.) bir insanın tekme atılarak bacağının kırılmasına razı olabilir mi?
Senin imanın ölçüsü ne?!!,
Ya heyecanlandım ..bilmem ne..
Yine de akıl kontrolü gerekli…27:53
60.Ayet bugünümüzde örnekleri cok fazla..algı mühendisliği,kaos,fitne vs.
Zaten Kuranı Kerimin siz; bir indirildiği zamana göre algılarsınız, bir de günümüze getirirsiniz..
Tamam indirildiği dönemle ilgili nüzul sebepleri deniliyor değerlendirirseniz bir mânâya ulaşabilirsiniz ..faydaları olur ama günümüze getirmeden, kendinize getirmeden çok çok eksik kalır..
Bize niye indi bu âyet i kerîme ?hemen gününü algılayacaksın… tamam okuyacaksın da “Medine’de az bir zamandan fazla kalamazlar” diyor.. Tamam da Medine’ye kendi yaşadığı şehir olarak düşün..
Medine biliyorsunuz.. aynı zamanda şehir demek.. hani çok medeni insan derler ya..medeni insan demek aynı zamanda şehirli insan demek.. kendine almak gerek, yoksa manidar olmaz..
burada bir kelime daha var..
lâ yucâvirûneke-seninle daha fazla komşuluk yapamazlar..
Oradaki kelime câr-جار-Komşu demek..Civar olarak türkçede kullanılıyor.
Yucâvirû–يُجَاوِر-Karşılıklı olarak komşuluk yapmak demek… yani burada kimle komşu kalıyorlar biliyormusun?
Peygamber Efendimiz’le(s.a.v.) şimdi siz çok önemli bir şahsiyetle bile komşuluk yaptığınızda övünüyorsunuz..hatta iftihar vesilesi oluyor ki başkalarını anlatıyorsunuz..
Şimdi kime komşuluk? Peygamber Efendimize(s.a.v.);
Şimdi ALLAH -U TEALA onlara tehditkâr olarak bahsediyor..
Ayetin biraz öncesinden bakalım.. bunlar yukardaki grup vazgeçmezlerse yani yaptıklarından..
Ahzab Suresi 60.Ayet
لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْمُرْجِفُونَ فِى الْمَدٖينَةِ لَنُغْرِيَنَّكَ بِهِمْ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ فٖيهَا اِلَّا قَلٖيلًا
Leil lem yentehil munâfigûne vellezîne fî gulûbihim meraduv vel murcifûne fil medîneti lenuğriyenneke bihim summe lâ yucâvirûneke fîhâ illâ galîlâ.
Andolsun, eğer münafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, şehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz geçmezler) se mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra orada seninle az bir (zamandan fazla) komşu olamazlar.
ALLAH-U TEALA ne yaparmış? lenuğriyenneke bihim –Onların üzerine seni salarız… sümme-daha sonra da lâ yucâvirûneke fîhâ illâ galîlâ-az bir zaman hariç orada komşu olarak seninle kalamazlar
Şimdi Peygamber Efendimize(s.a.v.) komşulukla ilgili bir şey söyleyeceğim..
Hatırlıyormusunuz Peygamber Efendimize(s.a.v.) Medine’ye hicret edince önce Kuba’ da kalıyor.. Talael’Bedrü Aleyna”
Orada bir mescit inşa(Mescid-i Kuba) ediliyor hemen Medine’ye gitmiyor.. Talael’Bedrü Aleyna” karşılanma Kuba da oluyor..Gidenler bilir..Orada biraz kaldıktan sonra Medineye geliyor..
Medine şehrine gelince Peygamber Efendimiz’i(s.a.v.) evinde misafir etmek istiyor yani onunla komşuluk etmek istiyor aynı zamanda …herkes öne atılıyor..
ALLAH-U TEALA nasıl bir zuhuratla gösteriyor olayı..
Deveyi bırakıyor.. Deve ALLAH’ın izniyle uygun,münasip bir arsaya gidiyor.. arsada 2 yetimin.. en yakın olan bugün İstanbul’da komşu olarakla şereflendiğimiz Eyüp Sultan Hazretleri evinde misafir ediyor..Komşuluk oluyor..Biz ne ile iftihar ediyoruz..
Eyüp Sultan Hazretleri evinde misafir etti..komşuluk etti ALLAH’ın tercih ettiği Sahabe(r.a.)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) düşünmeyin..
Ee devenin Rabbı kim? ALLAH
ALLAH-U TEALA nın tercihi o..
Bak biz onla komşuyuz ya şuradaki semt..İftihar ediyoruz..İstanbul’a dışardan gelenler hemen Eyüb’e gitmek istiyorlar..Ya da dini eğilimli birisi Eyüp Sultan’da namaz kılmaya gidiyor musun? Diyor..
İstanbul’la Eyüp Sultan birarada anılıyor..
lâ yucâvirûneke fîhâ illâ galîlâ-az bir zaman hariç orada komşu olarak seninle kalamazlar derken..
İlk olarak tehdit bakın burada..çok ciddi dünyevi tehditler var burada .ALLAH -U TEALA nın Peygamber Efendimiz (s.a.v.) aracılıyla yönelttiği ilk tehdit komşuluktan men etmek.. komşuluk dan düşürmek… demek ki komşuluktan azil, onlar için en büyük ceza.. aşağıda ayette geçecek en büyük lanet .Aşağıda geleceğiz,” mel’unlar” diyor..
illâ galîlâ diyor orada .. az bir zamandan başka bir komşu kalamazlar ..diyor..
Demek ki bir miktar komşuluk kalmalarına müsaade edilebiliyor… bu ne zaman olabilir..
Tövbe, kendine çeki düzen vermek, bir mühlet yani bir süre daha komşuluğa devam ediyor..
Böyle bir mevzu oldu.Tespit edildiler..Bu 3 grup..
ALLAH -U TEALA seni onların üzerine salarız.. ama bir süre hariç komşu kalamazlar diyor..
O da ALLAH -U TEALA Nın Rahmeti.. Bir tehdit ediliyorsun..belli bir zaman mühlet veriliyor
Kararını ver !…
Hatırlıyor musunuz? Birkaç sayfa önce ne vardı ..
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hanımlarına ne diyor?
ALLAH-U TEALA emriyle; bakın ben sizi serbest bırakıyorum..
İster dünyayı seçersiniz ister benle evliliği seçersiniz..
Bir mühlet veriyor…
Bknz.Aşağıdaki Ayet(ler)
33-Ahzab suresi 28. Ayet
يَا اَيُّهَا النَّبِىُّ قُلْ لِاَزْوَاجِكَ اِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا وَزٖينَتَهَا فَتَعَالَيْنَ اُمَتِّعْكُنَّ وَاُسَرِّحْكُنَّ سَرَاحًا جَمٖيلًا
Yâ eyyuhen nebiyyu gul liezvâcike in kuntunne turidnel hayâted dunyâ ve zînetehâ feteâleyne umettiğkunne ve userrıhkunne serâhan cemîlâ.Ey Peygamber! Zevcelerine de ki: «Eğer siz dünya hayatını ve ziynetini diliyorsanız haydi geliniz, size müt’anızı vereyim ve sizi bir güzelce salıvermekle salıvereyim.»
33-Ahzab Suresi 29. Ayet
وَاِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ الْاٰخِرَةَ فَاِنَّ اللّٰهَ اَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنكُنَّ اَجْرًا عَظٖيمًا
Ve in kuntunne turidnallâhe ve rasûlehû ved dâral âhırate feinnellâhe eadde lilmuhsinâti minkunne ecran azîmâ.«Ve eğer siz, Allah’ı ve Resülünü ve ahiret yurdunu diliyor iseniz, elbette ki Allah sizlerden güzel amellerde bulunanlar için büyük bir mükâfaat hazırlamıştır.»
33-Ahzab Suresi 30. Ayet
يَا نِسَاءَ النَّبِىِّ مَنْ يَاْتِ مِنكُنَّ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ يُضَاعَفْ لَهَا الْعَذَابُ ضِعْفَيْنِ وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَسٖيرًا
Yâ nisâen nebiyyi mey yeé’ti minkunne bifâhışetim mubeyyinetiy yudâaf lehel azâbu dığfeyn, ve kâne zâlike alallâhi yesîrâ.
Ey Peygamberin refikaları! Sizden hangi biri haddizatında zahir bir kötülüğü vücuda getirirse onun için azap, iki katlanır. Ve bu, Allah’a kolay olmuştur.
33-Ahzab Suresi 31. Ayet
وَمَنْ يَقْنُتْ مِنكُنَّ لِلّٰهِ وَرَسُولِهٖ وَتَعْمَلْ صَالِحًا نُؤْتِهَا اَجْرَهَا مَرَّتَيْنِ وَاَعْتَدْنَا لَهَا رِزْقًا كَرٖيمًا
Ve mey yagnut minkunne lillâhi ve rasûlihî ve tağmel sâlihan nué’tihâ ecrahâ merrateyni ve ağtednâ lehâ rizgan kerîmâ.Ve kim ki, sizden Allah için ve Peygamberi için itaat ederse ve sâlih amelde bulunursa ona mükâfaatını iki defa veririz ve onun için bir kerîm rızk hazırlamışızdır.
Bir sonraki Ayete geçelim ..61. Ayet
33-Ahzab Suresi 61. Ayet
مَلْعُونٖينَ اَيْنَ مَا ثُقِفُوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْتٖيلًا
Mel’ûnîn, eyne mâ sugıfû uhızû ve guttilû tagtîlâ.Nerede bulunurlarsa mel’unlar olarak tutulurlar ve öldürülmekle öldürülürler.
Mel’ûn kelimesi lanet kelimesinden ,lanet kelimesi ‘’Rahmet’’ ten uzaklaşma anlamına geliyor..
Rahmetten uzaklaştırma ..hem bu dünyada hem de ahirette.Bu Kuran’da da geçen bir kelime Meleklerde lanet ediyor..Ama bizim anladığımız anlamda değil..
Bknz.
3-Ali_İmran Suresi 87. Ayet
اُولٰئِكَ جَزَاؤُهُمْ اَنَّ عَلَيْهِمْ لَعْنَةَ اللّٰهِ وَالْمَلٰئِكَةِ وَالنَّاسِ اَجْمَعٖينَ
Ulâike cezâuhum enne aleyhim lağnetallâhi vel melâiketi ven nâsi ecmeîn.İşte onların cezası; Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetinin üzerlerine olmasıdır
2-Bakara Suresi 161. Ayet
اِنَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ اُولٰئِكَ عَلَيْهِمْ لَعْنَةُ اللّٰهِ وَالْمَلٰئِكَةِ وَالنَّاسِ اَجْمَعٖينَ
İnnellezîne keferû ve mâ tû ve hum kuffârun ulâike aleyhim lağnetullâhi vel melâiketi ven nâsi ecmeîn.Fakat âyetlerimizi inkâr etmiş ve kâfir olarak ölmüşlere gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üstünedir.
Biz her aklımıza gelene lanet ediyoruz..
Bu ALLAH -i konularda,yüksek konularda ALLAH ‘ın rahmetinden uzaklaştırma olarak oluyor..
Komşuluktan uzaklaştırıl mıyor mu?Aynı zamanda ALLAH ‘ın rahmetinden de uzaklaştırlıyor..
Onlara o anlamda Mel’ûn deniliyor..Takip edin lanet üzerine, bu dünyada da işleri aksi gidecektir..
Muhakkak neden?
Lanet eden kim?
Müminler Melekler Resul(s.a.v.)
Bu dünyada hem ahirette akıbetleri pek hayr olmasa gerek..
Nerede bulunurlarsa mel’unlar olarak tutulurlar..deniliyor..
Burada bir kelime var..!!
mâ sugıfû.. bu kelimeye de baktım ..
Es-segf kelimesi …bir şeye idrak edip anlamakta yapmakta maharet sahibi olmak..35:43
Bir şeyin aslını, içini anlamakta maharet sahibi olmak…
Buraya gelirsek .. böyle bir durumda yakalanırlar diyor.. yani toplum içerisinde bu kimselerin idrak edilerek, keşfedilmesi söz konusu..
Tespit ediliyor..
ALLAH’ın verdiği bir maharetle..
Hangi gruptu;
- 1-el munâfigûne: münafıklar
- 2-vellezîne fî gulûbihim meraduv: Kalplerinde maraz olanlar(hastalık olanlar)
- 3-vel murcifûne fil medîneti:Murciflik yapanlar Medine’de..
Bunlar demek ki yakalanma,anlaşılma durumu var..
Uhızû-Ehaze -Tutmak,yakalamak,enselemek
ve guttilû-tagtîlâ–öldürmek
Burada mefulü mutlak var… burada öyle bir öldürülüşle öldürülürler ki diyor..İbreti alem anlamında ..bir ibare ile..Bakın komşulukta azl ediliyorlar..bir mühlet veriliyor..
Bu mühlete rağmen yine orada kalırlarsa gitmezlerse ve hala eski durumlarına gelirlerse..
Tespit edildikleri yakalandıklar halde o durumda cezaları ne ?
Öldürülmeleri..
Çünkü ALLAH-U TEALA bir toplumun bozulması konusuna ifsat deniliyor.. 37:35
Çok hassas ALLAH-U TEALA
Çok önem veriyor buna
- Zıttı ıslah…. düzenleme anlamına gelir..
- Öbürü ifsat(Düzeni bozma, karışıklık çıkarma.Kargaşalık.)
Bu konuda ayetler çok sert.. müsamaha etmiyor..
Hatta fitne gatilden beterdir deniliyor..
Olur mu katledilir mi falan..ALLAH-U TEALA diyor ki; fitne gatilden beterdir..
Öldürmediğiniz taktirde öyle bir fitne çıkar ki, birçok kişiyi içeren bir fitne olur, onların hem dünyalarını hem ahiretlerini mahveder..
Kainatı Yaratan ALLAH-U TEALA bu emri veriyorsa..
Bizden iyi biliyordur heralde..
had cezalarına itiraz ediyorlar ama…
Bir hocanın yaşadığı tecrübeyi anlatayım;
Daha evvel bu kişi islam’da had cezaları çok şiddetli diyor..Hoca da susuyor..
Bir gün adamın evine hırsız giriyor..
Hoca da geçmiş olsun ziyaretine gidiyor.. onun evine gidiyor.
Ya ne oldu diyor..
adam falan filan anlatıyor ..şerefsiz hırsız diyor ..paramı alsa önemli değil diyor…
Girmiş yatak odasına diyor..çamaşırları karıştırmış..mahremimi dağıtmış diyor..öyle de girip çıkmış diyor..
Hoca da diyor ki peki adamı şu an getirseler ne yaparsın?
Valla kafasına alnına sıkarım ..diyor..
Diyor ki.. ALLAH senden daha merhametli !
Niye, o sadece elini kesiyor !..
ALLAH ‘ın Ayetlerine iman etmek lazım..
Bir hikmeti olduğunu bilmek lazım..
Fitne katilden daha beterdir..
Rabbim diğer ayettede ikazlara devam ediyor..
33-Ahzab Suresi 62. Ayet
سُنَّةَ اللّٰهِ فِى الَّذٖينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُ وَلَنْ تَجِدَ لِسُنَّةِ اللّٰهِ تَبْدٖيلًا
Sunnetallâhi fillezîne halev min gabl, ve len tecide lisunnetillâhi tebdîlâ. Bu Allah’ın daha evvel gelip geçenler hakkındaki kanunudur ve elbette ki, sen Allah’ın kanunu için bir tebdîl bulamazsın.Sunnetallâhi ALLAH ‘ın sünneti
fillezîne halev min gabl-bundan öncekilerden gelenler için kuralı budur..
ve len tecide lisunnetillâhi tebdîlâ-Ve ALLAH ‘ın Sünnetlerinde hiçbir değişiklik bulamazsın..
ALLAH-U TEALA şunu diyor;
Ben Yarattığımdan itibaren diyor ,islaha çok önem veriyorum.. Geçmiş toplumlarda Resullere,Nebilere hangi şekilde davranmalarını emretiysem onda bir değişiklik yok..aynı şekilde bunları sana da emrediyorum..
Ama Tarih kitaplarına baktığımızda bu durum olmamış..
Bir mühlet verilmiş ya..Mühlette zaten çıkanlar çıkmışlar terk etmişler..Medine de böyle bir olay vuku bulmamış..
Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında olaylar anlatıldığı gibi değil..Gerek had cezaları olsun ..gerek bu türlü şeyler olsun çok fazla uygulanmamış..
Toplum öyle bir düzgün toplum ki had cezalarının uygulanabileceği birkaç vaka olabilmiş..
O kadar az olmuş ki..Alimler bu konular üzerinde tereddüt etmişler..
Zina’da uygulanan ceza – recm cezası var mı yok mu, kuranda var mı yok mu uygulama nasıl olmuş diye.. çünkü bir iki tane örnek var …1-2 örnekten kişiler tam bir hüküm çıkaramışlar insanlar gruplara ayrılmıştır ..bunu niye anlatıyorum..
Toplum düzeni Medine de özellikle çok güzel oturmuş..
İnsanlar dükkanı kapatmadan çok rahatlıkla camiye gitmişler..
1-2 istisna dışında büyük olaylar olmamış… ama bugün ahlakın koptuğu ahir zamanda, islamiyetin tam yaşanmadığı şeylerde bir günde olan olaylara bakın… o dönemle kıyaslayın neler olduğunu göreceksiniz..
Bunlar ALLAH ‘ın Ayetleri… ALLAH’ın Sunnetullahı… bunlara uyulursa doğru yaşanır..
ALLAH-U TEALA bu ayetlerle bizleri, münafıklara, kalplerinde maraz olanlara, sarsıntılı bir şekilde toplumu bozmaya çalışanlara- algı mühendislerine karşı uyarıyor..
Ve bunlara karşı kalbimizi açmamız gerekliliğini vurguluyor..
ALLAH-U TEALA bizim Kuran Ayetlerini iyi anlayıp onları düşünerek güzel amel etmeyi nasip etsin.
İnşaallah.
SADAKALLAHULAZİM
EL FATİHA