SEBE (28.sohbet) 44-45-46.ayetler”ikişer,ferden kalkın”


SES KAYDINI MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ:

https://yadi.sk/d/jbuEwxMGgyyi9


SEBE 44
وَمَا آتَيْنَاهُم مِّن كُتُبٍ يَدْرُسُونَهَا وَمَا أَرْسَلْنَا إِلَيْهِمْ قَبْلَكَ مِن نَّذِيرٍ

Ve mâ âteynâhum min kutubin yedrusûnehâ ve mâ erselnâ ileyhim kableke min nezîr(nezîrin).

1. ve : ve

2. mâ âteynâ-hum : biz onlara vermedik

3. min : den, dan

4. kutubin : kitaplar

5. yedrusûne-hâ : onu tedris ederler

6. ve : ve

7. mâ erselnâ : ve biz göndermedik

8. ileyhim : onlara

9. kable-ke : senden önce

10. min nezîrin : bir nezir, uyarıcı

Ve Biz, onlara tedris edecekleri (okuyup çalışacakları) kitaplardan vermedik. Ve senden önce onlara bir nezir (de) (uyarıcı peygamber) göndermedik.


SEBE 45
وَكَذَّبَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَمَا بَلَغُوا مِعْشَارَ مَا آتَيْنَاهُمْ فَكَذَّبُوا رُسُلِي فَكَيْفَ كَانَ نَكِيرِ

Ve kezzebellezîne min kablihim ve mâ belegû mi’şâre mâ âteynâhum fe kezzebû rusulî, fe keyfe kâne nekîr(nekîri).
1. ve kezzebe : ve tekzip etti, yalanladı

2. ellezîne : onlar

3. min kabli-him : onlardan önce

4. ve mâ belegû : ve erişmediler

5. mi’şâre : onda bir

6. mâ âteynâ-hum : onlara verdiklerimiz

7. fe : böylece, buna rağmen, bundan sonra

8. kezzebû : tekzip ettiler, yalanladılar

9. rusulî : resûller

10. fe : böylece, buna rağmen, bundan sonra

11. keyfe : nasıl

12. kâne : oldu

13. nekîri : inkârım, cezam

Ve onlardan öncekiler (de) tekzip ettiler (yalanladılar). Ve onlara verdiğimiz şeylerin onda birine (bile) erişmediler. Buna rağmen resûllerimizi tekzip ettiler (yalanladılar). Bundan sonra inkârım (cezam) nasıl oldu?


SEBE 46 :
قُلْ إِنَّمَا أَعِظُكُم بِوَاحِدَةٍ أَن تَقُومُوا لِلَّهِ مَثْنَى وَفُرَادَى ثُمَّ تَتَفَكَّرُوا مَا بِصَاحِبِكُم مِّن جِنَّةٍ إِنْ هُوَ إِلَّا نَذِيرٌ لَّكُم بَيْنَ يَدَيْ عَذَابٍ شَدِيدٍ

Kul innemâ eızukum bi vâhideh(vâhidetin), en tekûmû lillâhi mesnâ ve furâdâ summe tetefekkerû, mâ bi sâhıbikum min cinneh(cinnetin), in huve illâ nezîrun lekum beyne yedey azâbin şedîd(şedîdin).

1. kul : de, söyle

2. innemâ : ancak, sadece

3. eızu-kum : size vaazediyorum, öğüt veriyorum

4. bi : ile

5. vâhidetin : tek, bir tane

6. en : olmak

7. tekûmû : kalkın

8. li allâhi : Allah için

9. mesnâ : ikişer ikişer

10. ve furâdâ : ve fertler (olarak), teker teker

11. summe : sonra

12. tetefekkerû : tefekkür edin, düşünün

13. mâ : değil, yoktur

14. bi sâhıbi-kum : sizin sahibiniz, arkadaşınız

15. min : dan

16. cinnetin : cinnet, delilik

17. in : eğer

18. huve : o

19. illâ : sadece, ancak, den başka

20. nezîrun : nezir, uyarıcı

21. lekum : sizin için

22. beyne yedey : ellerinin arasında, önünde, gelecek olan

23. azâbin : bir azap

24. şedîdin : şiddetli, kuvvetli

De ki: “Size sadece tek bir şey vaazediyorum. Allah için ikişer ikişer ve teker teker kalkın. Sonra tefekkür edin.” Sizin sahibinizde (arkadaşınızda) cinnet (delilik) yoktur. O, ancak sizin için önünüzdeki (gelecek olan) şiddetli azaba (karşı) bir nezirdir (uyarıcı).

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.