SOHBETİ DİNLE:
(Dinlemek ve İndirmek için) ALTERNATİF LİNK:
https://yadi.sk/d/oMlO9Yk43D3FFP
YASİN 52:
Kâlû yâ veylenâ men beasenâ min merkadinâ, hâzâ mâ vaader rahmânu ve sadakal murselûn(murselûne).
1. | kâlû | : dediler |
2. | yâ | : ey |
3. | veyle-nâ | : yazıklar olsun bize |
4. | men | : kim, kimse |
5. | bease-nâ | : bizi diriltti |
6. | min merkadi-nâ | : uykuya bırakıldığımız yerden |
7. | hâzâ | : bu |
8. | mâ vaade | : vaadettiği |
9. | er rahmânu | : Rahmân’ın |
10 | ve sadaka | : ve doğru söylemiş |
11 | el murselûne | : gönderilen resûller |
“Eyvahlar olsun bize, mezarlarımızdan(uyuduğumuz yerden) bizi kim beas etti (kaldırdı)? Bu, Rahmân’ın vaadettiği şeydir. Ve resûller doğru söylemişler.” dediler.
YASİN 53:
İn kânet illâ sayhaten vâhıdeten fe izâ hum cemîun ledeynâ muhdarûn(muhdarûne).
1. | in | : eğer |
2. | kânet | : oldu |
3. | illâ | : ancak, den başka |
4. | sayhaten | : sayha, şiddetli ses dalgası |
5. | vâhıdeten | : bir, tek |
6. | fe | : artık, işte |
7. | izâ | : olduğu zaman |
8. | hum | : onlar |
9. | cemîun | : toplu olarak, hepsi |
10 | ledey-nâ | : huzurumuza |
11 | muhdarûne | : hazır bulunanlar |
” Sadece tek bir sayha (şiddetli ses dalgası)! İşte o zaman onlar, hepsi huzurumuzda hazır bulunanlardır.
Fel yevme lâ tuzlemu nefsun şey’en ve lâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
1. | fe | : artık, işte |
2. | el yevme | : bugün, o gün |
3. | lâ tuzlemu | : zulmedilmez |
4. | nefsun | : nefs, kimse, kişi |
5. | şey’en | : şey |
6. | ve lâ tuczevne | : ve karşılık görmezsiniz, cezalandırılmazsınız |
7. | illâ | : den başka |
8. | mâ | : şey |
9. | kuntum | : siz oldunuz |
10 | ta’melûne | : yapıyorsunuz |
” İşte o gün (hiç)bir kimseye, (hiç)bir şeyle zulmedilmez. Ve amellerinizden başka bir şey ile cezalandırılmazsınız.”
YASİN 55:
İnne ashâbel cennetil yevme fî şugulin fâkihûn(fâkihûne).
1. | inne | : muhakkak ki |
2. | ashâbe | : sahip, ehil, halk |
3. | el cenneti | : cennet |
4. | el yevme | : o gün, bugün |
5. | fî | : içinde |
6. | şugulin | : meşguliyet |
7. | fâkihûne | : memnun, hoşnut, zevk-ü sefada olanlar |
” Muhakkak ki cennet ehli, o gün zevkli bir meşguliyet içinde olanlardır.