SOHBETİ DİNLE:
(Dinlemek veya İndirmek için) alternatif Link:
https://yadi.sk/d/NWCRLt_-3HpgJC
YASİN 72:
وَذَلَّلْنَاهَا لَهُمْ فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ وَمِنْهَا يَأْكُلُونَ
Ve zellelnâhâ lehum fe minhâ rakûbuhum ve minhâ ye’kulûn(ye’kulûne).
| 1. | ve zellelnâ-hâ | : ve biz onu zelil ettik, itaatkâr kıldık, boyun eğdirdik |
| 2. | lehum | : onlara, onlar için |
| 3. | fe | : böylece |
| 4. | min-hâ | : ondan |
| 5. | rakûbu-hum | : onların binekleri, kendilerinin binekleri |
| 6. | ve min-hâ | : ve ondan |
| 7. | ye’kulûne | : yerler |
” Ve Biz onları (hayvanları), onlara zelil (itaatkâr) yaptık. Böylece onlardan, kendilerinin binekleri oldu (onlara binerler) ve onlardan (etlerinden) yerler.”
YASİN 73:
وَلَهُمْ فِيهَا مَنَافِعُ وَمَشَارِبُ أَفَلَا يَشْكُرُونَ
Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribu, e fe lâ yeşkurûn(yeşkurûne).
| 1. | ve lehum | : ve onlar için, kendileri için |
| 2. | fî-hâ | : onda (vardır) |
| 3. | menâfiu | : menfaatler, faydalar, yararlar |
| 4. | ve meşâribu | : ve içecek şeyler |
| 5. | e | : mi? |
| 6. | fe | : artık, hâlâ |
| 7. | lâ yeşkurûne | : şükretmiyorlar, şükretmezler |
” Ve onlarda, kendileri için (birçok) menfaatler (yararlar) ve içecek şeyler (süt) vardır. Hâlâ şükretmezler mi?”
YASİN 74:
وَاتَّخَذُوا مِن دُونِ اللَّهِ آلِهَةً لَعَلَّهُمْ يُنصَرُونَ
Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûn(yunsarûne).
| 1. | vettehazû (ve ittehazû) | : ve ittihaz ettiler, edindiler |
| 2. | min dûni allâhi | : Allah’tan başka |
| 3. | âliheten | : ilâhlar |
| 4. | lealle-hum | : umulur ki onlar, böylece onlar ümit ederek |
| 5. | yunsarûne | : yardım olunurlar, yardım olunacaklar |
” Ve yardım olunacaklarını ümit ederek, Allah’tan başka ilâhlar edindiler.”