Huvellezî cealekum halâife fîl ardı, fe men kefere fe aleyhi kufruhu, ve lâ yezîdul kâfirîne kufruhum inde rabbihim illâ maktâ(makten), ve lâ yezîdul kâfirîne kufruhum illâ hasârâ(hasâran).
1.
huve
: o
2.
ellezî
: ki o
3.
ceale-kum
: sizi kıldı
4.
halâife
: halifeler
5.
fî el ardı
: yeryüzünde
6.
fe
: artık, o taktirde, o zaman
7.
men
: kim
8.
kefere
: inkâr etti
9.
fe
: artık, o taktirde, o zaman
10
aleyhi
: onun üzerine
11
kufru-hu
: onun küfrü
12
ve lâ yezîdu
: ve artırmaz
13
el kâfirîne
: kâfirler
14
kufru-hum
: onların küfrü
15
inde
: yanında, huzurunda
16
rabbi-him
: onların Rabbi
17
illâ
: ancak, den başka
18
makten
: gazap, kızgınlık, öfke
19
ve lâ yezîdu
: ve artırmaz
2
el kâfirîne
: kâfirler
21
kufru-hum
: onların küfürleri
22
illâ
: ancak, den başka
23
hasâren
: hasar, zarar ziyan
“Sizi yeryüzünde halifeler kılan O’dur. Artık kim inkâr ederse, o zaman onun küfrü kendi aleyhinedir. Kâfirlere küfürleri, Rab’lerinin huzurunda, gazaptan başka bir şey artırmaz ve kâfirlere küfürleri, hasardan (ziyandan) başka bir şey artırmaz.”
Kul e raeytum şurakâekumullezîne ted’ûne min dûnillâhi, erûnî mâzâ halakû minel ardı em lehum şirkun fîs semâvât(semâvâti), em âteynâhum kitâben fe hum alâ beyyinetin minhu, bel in yaıduz zâlimûne ba’duhum ba’dan illâ gurûrâ(gurûran).
1.
kul
: de, söyle
2.
e reeytum
: siz gördünüz mü
3.
şurekâe-kum
: sizin ortaklarınız
4.
ellezîne
: ki onlar
5.
ted’ûne
: tapıyorsunuz/dua ediyorsunuz/çağırıyorsunuz
6.
min dûni allâhi
: Allah’tan başka
7.
erû-nî
: bana gösterin
8.
mâzâ
: ne, neyi
9.
halakû
: halkettiler, yarattılar
10
min el ardı
: yerden, topraktan
11
em
: yoksa, veya (öyle) mi
12
lehum
: onların vardır
13
şirkun
: şirk, ortaklık
14
fî es semâvâti
: semalarda, göklerde
15
em
: yoksa, veya
16
âteynâ-hum
: onlara verdik
17
kitâben
: kitap
18
fe
: artık, öyleki
19
hum
: onlar
2
alâ beyyinetin
: beyyine üzerinde, delil üzerinde
21
min-hu
: ondan
22
bel
: hayır
23
in
: eğer, sadece, ancak
24
yaıdu
: vaadediyorlar
25
ez zâlimûne
: zalimler, zulmedenler
26
ba’du-hum ba’dan
: onların bir kısmı bir kısmına, birbirlerine
27
illâ
: ancak, sadece, den başka (sadece, ancak)
28
gurûran
: aldatma, aldatıcı şeyler
De ki: “Allah’tan başka taptığınız /çağırdığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin! Yerden ne halkettiler (yarattılar). Veya onların göklerde ortakları mı var? Yoksa onlara kitap mı verdik de onlar, ondan (o kitaptan) bir beyyine (delil) üzerindeler mi (üzerinde mi oldular)? Hayır, zalimler sadece birbirlerine aldatıcı şeyler vaadederler.”