Yasin (16.sohbet)40.ayet”güneş,ay(2)”

SOHBETİ DİNLE:

(Dinlemek ve İndirmek için) ALTERNATİF LİNK:

https://yadi.sk/d/_NZ5XreQ34uG7R


YASİN 40:

لَا الشَّمْسُ يَنبَغِي لَهَا أَن تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا اللَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِ وَكُلٌّ فِي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ

Lâş şemsu yenbegî lehâ en tudrikel kamera ve lâl leylu sâbikun nehâr(nehâri), ve kullun fî felekin yesbehûn(yesbehûne).

1. lâ eş şemsu :(ne) güneş olmaz (olamaz)
2. yenbegî : gerekir, mümkün olur,yaraşır
3. lehâ : ona
4. en tudrike : erişmek, yetişmek
5. el kamere : kamer, ay
6.  ve lâ el leylu : (ne de) gece olmaz (olamaz)
7. sâbikun : öne geçen
8. en nehâri : gündüz
9. ve kullun : ve hepsi
10 : içinde, da
11 felekin : felek, yörünge
12 yesbehûne : yüzerler, seyrederler, giderler

“NE GÜNEŞİN AYA ERİŞMESİ YARAŞIR; NE DE GECE GÜNDÜZüÜGEÇER.

HEPSİ BİR FELEKTE YÜZERLER.”

YASİN (14.Sohbet)36,37.ayetler”çiftleri yaratan Sübhan,geceden gündüzü sıyırırız”

SOHBETİ DİNLE:


(Dinlemek ve İndirmek için)Aternatif Link:

https://yadi.sk/d/VCcNzne8336RWS


YASİN 36:

سُبْحَانَ الَّذِي خَلَقَ الْأَزْوَاجَ كُلَّهَا مِمَّا تُنبِتُ الْأَرْضُ وَمِنْ أَنفُسِهِمْ وَمِمَّا لَا يَعْلَمُونَ

Subhânellezî halakal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitulardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûn(ya’lemûne).

1. subhânellezî : o sübhandır, herşeyden münezzehtir
2. halaka : yarattı
3. el ezvâce : çiftler, eşler
4. kulle-hâ : onun hepsi
5. mimmâ (min mâ) : şeylerden
6. tunbitu : yetiştirir
7. el ardu : arz, yer
8. ve min enfusi-him : ve onların nefslerinden
9. ve mimmâ (min mâ) : ve şeylerden
10 lâ ya’lemûne : bilmezler, bilmiyorlar

” Arzın yetiştirdiği herşeyden, onların nefslerinden ve bilmedikleri şeylerden çiftler (eşler) yaratan, O (Allah), Sübhan’dır (herşeyden münezzeh).”


YASİN 37

وَآيَةٌ لَّهُمْ اللَّيْلُ نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَإِذَا هُم مُّظْلِمُونَ

Ve âyetun lehumul leylu, neslehu minhun nehâra fe izâ hum muzlimûn(muzlimûne).

1. ve âyetun : ve bir âyet, delil, mucize, ibret
2. lehum : onlar için, onlara
3. el leylu : gece
4. neslehu : sıyırırız, çekip alırız
5. min-hu : ondan
6. en nehâre : gündüz
7. fe : o zaman
8. izâ : olduğu zaman
9. hum : onlar
10 muzlimûne : karanlıkta kalan kimseler,karanlıklara gitenler

” Ve gece onlar için bir âyettir (ibrettir). Ondan gündüzü sıyırırız (çekip alırız). O zaman onlar karanlıkta kalanlardır.”