SOHBETİ DİNLE:
SOHBETİ DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK:
https://yadi.sk/d/VgWo0vvP3QhAgy
SAFFAT 34:
إِنَّا كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ ﴿٣٤﴾
İnnâ kezâlike nef’alu bil mucrimîn(mucrimîne).
| 1. |
innâ |
: muhakkak biz, gerçekten biz |
| 2. |
kezâlike |
: işte böyle |
| 3. |
nef’alu |
: biz yaparız |
| 4. |
bi el mucrimîne |
: mücrimlere, suçlulara, günahkârlara |
” Gerçekten Biz, mücrimlere (suçlulara) işte böyle yaparız.”
SAFFAT 35:
إِنَّهُمْ كَانُوا إِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَسْتَكْبِرُونَ ﴿٣٥﴾
İnnehum kânû izâ kîle lehum lâ ilâhe illâllâhu yestekbirûn(yestekbirûne).
| 1. |
Inne-hum |
: muhakkak onlar |
| 2. |
kânû |
: oldular |
| 3. |
izâ |
: olduğu zaman |
| 4. |
kîle |
: denildi |
| 5. |
lehum |
: onlara |
| 6. |
lâ ilâhe |
: ilâh yoktur |
| 7. |
illâ allâhu |
: Allah’tan başka |
| 8. |
yestekbirûne |
: kibirlenirler, büyüklenirler |
“Onlara: “Allah’tan başka İlâh yoktur.” denildiği zaman, onlar mutlaka kibirleniyorlardı.”
SAFFAT 36:
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَّجْنُونٍ ﴿٣٦﴾
Ve yekûlûne e innâ le târikû âlihetinâ li şâirin mecnûn(mecnûnin).
| 1. |
ve yekûlûne |
: ve söylerler, derler |
| 2. |
e innâ |
: muhakkak ki biz mi |
| 3. |
le |
: elbette, mutlaka, gerçekten |
| 4. |
târikû |
: terkeden kimseler |
| 5. |
âliheti-nâ |
: ilâhlarımız |
| 6. |
li şâirin |
: şair için |
| 7. |
mecnûnin |
: mecnun, deli |
” Ve onlar: “Mecnun (deli) bir şair için, gerçekten biz, ilâhlarımızı terkedenler mi olacağız?” diyorlar(dı).”