FATIR (8.Sohbet) 10-11-12.Ayetler#

SOHBETİ DİNLE :


 SOHBETİ MP3 OLARAK DİNLEMEK VEYA İNDİRMEK İÇİN ALTERNATİF LİNK:

https://yadi.sk/d/5ardXxnLoqS9J


 

مَن كَانَ يُرِيدُ الْعِزَّةَ فَلِلَّهِ الْعِزَّةُ جَمِيعًا إِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِحُ يَرْفَعُهُ وَالَّذِينَ يَمْكُرُونَ السَّيِّئَاتِ لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَكْرُ أُوْلَئِكَ هُوَ يَبُورُ

Men kâne yurîdul izzete fe lillâhil izzetu cemîâ(cemîan), ileyhi yes’adul kelimut tayyibu vel amelus sâlihu yerfeuhu, vellezîne yemkurûnes seyyiâti lehum azâbun şedîdun, ve mekru ulâike huve yebûr(yebûru).

1. men : kim, kimse
2. kâne : oldu
3. yurîdu : istiyor
4. el izzete : izzet
5. fe : artık
6. li allâhi : Allah’a ait
7. el izzetu : izzet
8. cemîan : hepsi, bütün, tamamen
9. ileyhi : sizi
10 yes’adu : yükselir, erişir
11 el kelimu : söz, kelime
12 et tayyibu : temiz, güzel
13 ve el amelu es sâlihu : ve salih amel  yaptı
14 yerfeu-hu : onu yükseltir
15 ve ellezîne : ve onlar
16 yemkurûne : hile yaparlar, tuzak kurarlar
17 es seyyiâti : kötülükler, günahlar
18 lehum : onlara, onlar için vardır
19 azâbun : azap
21 şedîdun : şiddetli
21 ve mekru : ve hile, düzen
22 ulâike : işte onlar
23 huve : o
yebûru : helâk olur, boşa gider

Kim izzet istediyse, işte izzet tamamen Allah’a aittir. Güzel kelimeler (sözler), O’na erişir. Onu da, salih amel yükseltir. Kötülüklerle tuzak kuranlar; onlar için şiddetli azap vardır. Ve onların tuzakları boşa gider.


FATIR 11:

وَاللَّهُ خَلَقَكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ جَعَلَكُمْ أَزْوَاجًا وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنثَى وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ وَمَا يُعَمَّرُ مِن مُّعَمَّرٍ وَلَا يُنقَصُ مِنْ عُمُرِهِ إِلَّا فِي كِتَابٍ إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ

Vallâhu halakakum min turâbin summe min nutfetin summe cealekum ezvâcâ(ezvâcen), ve mâ tahmilu min unsâ ve lâ tedau illâ bi ilmihî, ve mâ yuammeru min muammerin ve lâ yunkasu min umurihî illâ fî kitâbin, inne zâlike alâllâhi yesîr(yesîrun).

vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
halaka-kum : sizi yarattı
min turâbin : topraktan
summe : sonra
min nutfetin : bir nutfeden
summe : sonra
ceale-kum : sizi kıldı
ezvâcen : eşler, zevceler
ve mâ tahmilu : ve yüklenmez, gebe kalmaz
min unsâ : kadın(dan)
ve lâ tedau : ve doğum yapmaz
illâ : ancak, den başka, olmaksızın
bi : ile
ilmi-hi : onun ilmi
ve mâ yuammeru : ve ömür verilmez, ömrü uzatılmaz
min muammerin : ömür verilen bir kimseden
ve lâ yunkasu : ve eksiltilmez, kısaltılmaz
min umuri-hi : onun ömründen
illâ : ancak, den başka, dışında
: içinde, de
kitâbin : kitap
inne : muhakkak
zâlike : işte bu
alâllâhi (alâ allâhi) : Allah’a, Allah için
yesîrun : kolay

 Ve Allah sizi topraktan yarattı. Sonra bir nutfeden. Sonra (da) sizi çiftler kıldı. O’nun ilmi olmaksızın bir kadın yüklenemez (hamile kalamaz) ve doğum yapamaz. Ömür verilen bir kimsenin ömrü kitapta olanın dışında uzatılmaz veya onun ömründen eksiltilmez. Muhakkak ki bu, Allah için çok kolaydır.


FATIR 12:

وَمَا يَسْتَوِي الْبَحْرَانِ هَذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ سَائِغٌ شَرَابُهُ وَهَذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَمِن كُلٍّ تَأْكُلُونَ لَحْمًا طَرِيًّا وَتَسْتَخْرِجُونَ حِلْيَةً تَلْبَسُونَهَا وَتَرَى الْفُلْكَ فِيهِ مَوَاخِرَ لِتَبْتَغُوا مِن فَضْلِهِ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Ve mâ yestevîl bahrâni hâzâ azbun furâtun sâigun şerâbuhu ve hâzâ milhun ucâcun, ve min kullin te’kulûne lahmen tariyyen ve testahricûne hilyeten telbesûnehâ, ve terâl fulke fîhi mevâhira li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).

ve mâ yestevî : ve musavi olmaz, eşit olmaz
el bahrâni : iki deniz
hâzâ : bu
azbun : lezzetli, tatlı
furâtun : tatlı, susuzluğu gideren
sâigun : boğazdan kolay geçen, içimi kolay
şerâbu-hu : onun içimi
ve hâzâ : ve bu
milhun : tuzlu
ucâcun : acı
ve min kullin : ve hepsinden
te’kulûne : yersiniz
lahmen : et
tariyyen : taze
ve testahricûne : ve çıkarırsınız
hilyeten : süs eşyaları
telbesûne-hâ : onu takarsınız
ve terâ : ve görürsün
el fulke : gemi(ler)
 fihi : onun içinde, orada
mevâhire : yarıp giden
li tebtegû : aramanız, talep etmeniz için
min fadli-hi : onun fazlından
ve lealle-kum : ve umulur ki siz
teşkurûne : şükredersiniz

 Ve iki deniz müsavi (eşit) olamaz. Bu lezzetli, tatlıdır. Susuzluğu gideren, içimi kolay olandır. Ve bu (diğeri) tuzludur, acıdır. Hepsinden taze et yersiniz. Ve giyeceğiniz (takacağınız) süs eşyası (inci, mercan) çıkarırsınız. Ve onun fazlından istemeniz için onda (suyu) yarıp giden gemiler görürsünüz. Umulur ki böylece şükredersiniz.


SOHBETİN YAZILI METNİ

Fatır Suresi (8. Sohbet) 10-12. Ayetler

Evet arkadaşlar

Fatır suresinin 10. Ayetinden itibaren devam ediyoruz.

Geçen hafta yarım kalmıştı devam edeceğiz inşallah.

Ne diyordu? Kim izzet isterse, izzetin tamamı Allah’ındır. Hoş sözler ona ulaşır onu da salih ameller yükseltir. Kötü mekirler (mekr, hile, tuzak) kuranlar için onlara çok şiddetli azaplar vardır. Onların kurdukları tuzaklar kendilerini mahveder. Burada hatta başından alalım, yarısına kadar geldik ama konu bütünlüğü için baştan alalım.

Men kâne, men orda şarttı.

Men kâne yurîdul bakın burada men yuridu demiyor.  Yani kim isterse, talep ederse değil. Kim izzet istiyor idi ise ya da kim izzet isteme durumunda olursa yani geçmişi ve anı kapsayan bir ifade.

Ne isterse?

İzzet isterse. şimdi izzeti kendi aramızda konuştuk. Bazı kitaplarda güç kuvvet gibi ifadeler olmuştu ama izzet Allahu Teâlâ’nın el-aziz esması vardı. Geçen hafta söylediğimiz gibi bu aziz esması, kullarından istediğine veriyor. Onları izzet sahibi kılıyor. Hani “ey aziz İstanbul” deniyor ya, ya da “su gibi aziz ol” deniyor. Ya da Hristiyanlarda sent Saint yazılıyor, Saint Joseph gibi ifadeler var. Aziz manasına geliyor çevriminde, yani ona yakın bir ifade. İzzet sahibi manasına geliyor. Mesela bir evliyaullah tada en fazla tecelli eden Esmalardan biriside el-aziz esması. Bir manası da mağlup edilemeyen yani izzeti öyle yüksek ki, mağlup edilemeyen galebe çalınamayan manalarına da geliyor. Aynı zamanda da dünya kullanımıyla şerefli, seçkin, elit manalarına gelebiliyor. Yanlış kullanım olarak söylüyorum. İnsanların talepleri doğrultusunda.

Yani diyor ki sen izzet mi istiyorsun?

Yani öyle misin? Öyle miydin?

Hali hazırda onumu istiyorsun kendinde?

Bu kimse kendinde izzet görmesin. o öyle bütünüyle bir kere Allah’a aittir. Okumaya devam et